Yalancının mumu ya da bölünen ülke masalı

Yasin Erdemli

VAN 27.05.2015 10:19:18 0
Yalancının mumu ya da bölünen ülke masalı
Tarih: 01.01.0001 00:00
 İki yıldan beri yaşanan olaylara şaşırıp sık sık vay be, demişsinizdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak üzerine kurulu düzenek, bizden görünen nice gizlenmiş yapıyla beraber kirli ortaklıkları da faş ediverdi, şükür ki.
Ben en çok, Refah Partisi’nin devamı ve Erbakan Hoca’nın talebesi olduğunu iddia edenlerin, 28 Şubat’ta kendilerini alaşağı edenlerle kurduğu ortaklığa şaşırıyorum çevremdeki herkes gibi. Gördüğüm kadarıyla, Paralel Yapı, kasetlerle CHP’yi dizayn etmekle kalmamış, MHP’yi de esir almış. Nasıl yaptığını şimdilik bilmesek de, asıl yatırımını Saadet Partisi’ne ve BBP’ye yapmış.
Yine, bugüne kadar, ‘AK Parti ve Erdoğan ülkeyi PKK’ya satıyor, PKK’nın partisi HDP’yi meclise getiriyor. Onlarla pazarlık yapıyor. Böylece önce Kürtlere özerklik verecek, sonra bağımsızlık. Öcalan’ı İmralı’dan çıkaracak. Ülke bölünüyooor’ diye yaygara koparan Kemalist-Ulusalcıların, bugünlerde HDP’nin gönüllü bir neferi olup, açık açık oy istemesini ağzınız açık seyrediyorsunuzdur.
Bir de muhalefetin hepsini organize eden, onlara moral veren, ellerine çeşitli tezviratlar vererekyemleyen Gülen çetesi var, tabii. Gezi kalkışması başarılı olsaydı, hala tek ceketi olup dünyaya hiç meyletmemiş bir hoca ve hizmet için dünyaya yayılmış onun altın nesli masalını dinlemeye devam edecektik.
17- 25 Aralık darbe girişiminden sonra karşılaştığım Gülencilerin hepsinin ağızlarında geveledikleri sakız, AK Parti’nin ülkeyi PKK’ya ve Öcalan’a peşkeş çektiği yönündeydi. Şimdi bu lafları geveleyenlerinPensilvanya’daki hocaları son sayıklamasında, HDP’ye oy verecek olanların cenneti garantilediklerini ima etmiş. Hani ülke bölünüyordu, Erdoğan ülkeyi PKK’ya, Öcalan’a satıyordu. Meğer KCK operasyonunu yapan ve PKK’ya haddini bildiren kahraman amirler, polisler kurgulanmış bir masalmış. Ne oldu da, KCK/PKK ile dost oldunuz. PKK’nın partisi dediğiniz HDP’ye oy vermeyi ‘cennetin anahtarı’ olarak görmeye başladınız. Ülke bölünüyooor, göremiyor musun, Allah gözünü açsın, diyen abiler-ablalar sahiden gidip oyunuzu HDP’ye verecek misiniz?
Tezvirat demişken, son günlerde Gülen’in avenelerinin sosyal medyada 11 Mayıs 2013’de Reyhanlı’da 52 masumun şehit olduğu, 146’sının da yaralandığı hain saldırıları AK Parti’ye yamamaya çalıştığına şahit oluyorum. Ancak, duyumlarıma göre bu hunhar saldırıda da masum değilsiniz. Zira iddia odur ki, saldırı sonrası olayı soruşturacak savcı, Eski HSYK tarafından tam da saldırıların olduğu gün, yurtdışına seminer bahanesiyle gönderilmiş. Hatta savcı, saldırıdan havalimanındayken haberdar olmuş ve HSYK’daki üst düzey bir yetkiliyi arayıp hemen Reyhanlı’ya dönmek istediğini beyan etmiş; fakat telefondaki şahıs, sert bir üslupla savcıya, ‘İşine bak sen, yoluna devam et’demiş.
Reyhanlı’daki 73 adet Mobese kamerasının tamamının saldırıdan iki gün önce arızalandığını da hatırlamakta fayda var.
Yalanlar, iftiralar, kumpaslar ve türlü düzen bazlıklar ile ülkeyi esir almaya çalışan malum yapı, o dönem Emniyet’e ve HSYK’ya hâkim değil miydi? Kameraların iki gün önceden bozulması ve hemen tamir edilmemesi, savcının yurtdışına gönderilmesi tesadüfmüydü?
İyi ki, zor zamanlarla imtihan ediliyoruz ve insanoğlunda ‘vicdan’ diye bir şey var. Aksi halde, iyi gizlendiklerini zanneden kirli yapıları, onların ortaklıklarını ve kumpaslarını nasıl öğrenebilirdik ki?