Yakup Köse’nin çilesi

HİLAL KAPLAN

VAN 21.12.2014 10:43:56 0
Yakup Köse’nin çilesi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Yakup daha 14 yaşındaydı.
Ailesiyle yemek sofrasında oldukları bir akşam evlerine baskın yapıldı.
Ellerini arkadan kelepçeleyip, başına siyah bir çuval geçirerek karakola götürdüler.
“Gidince görürsün aslanım nereye gittiğini!” açıklamasını yapmayı da ihmal etmediler.
Yakup daha 14 yaşındaydı.
Çırılçıplak soyup öldüresiye dövdüler.
İşkence dayanılmaz hale gelince de «Babanın da haberi var, «imzalasın, eve gelsin» dedi» yalanı eşliğinde «suç kağıdı»nı imzalattılar.
Karakolda geçirdiği o gece, cebinde bir hafta sonra gitmek için para biriktirerek aldığı Sezen Aksu konserinin bileti vardı.
Bir de geleceğe dair hayalleri ve ümitleri...
Yakup daha 14 yaşındaydı.
Devlet Güvenlik Mahkemesi”nde yargılandı. İsnat edilen suç İBDA-C terör örgütü mensubu olmak ve anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek.
Delil, Çeçenistan”la dayanışmak için katıldığı bir gösteri ve evinde bulunan bir dergi nüshası.
Önemi yoktu, askerden brifing alan yargı mensupları emirleri yerine getiriyordu.
Karar duruşmasından önce, küçücük oğlunun idamla yargılandığına inanamayan annesi Yakup”a Mickey fare baskılı bir tişört verdi. “Giy” dedi; belki seni böyle görünce çocuk olduğunu hatırlarlar...
Hatırlamadılar. Hakim, hayatını kararttığı Yakup”un yüzüne bile bakmamış, “kalemini kırmıştı”.
Ne kadar desem az; Yakup daha 14 yaşındaydı.
İdam cezası önce müebbete, sonra da 19 yıl hapis cezasına çevrildi.
Dokuz sene hapis yattıktan sonra, AB”ye uyum yasaları çerçevesinde “erken” çıktı.
Çocukken girdiği cezaevinden, 2005 yılında, 23 yaşlarında bir delikanlı olarak çıktı.
Peki, kâbus bitti mi? Hayır.
Devlet, yakasından düşmek bilmedi.
Bu sefer de “Hayata Dönüş Operasyonu”nun Bandırma Cezaevi”ndeki versiyonu olan “Noel Baba Operasyonu” sırasında “cezaevinde silahlı isyan” çıkartmaktan, 18 yıl hapisle yargılandı.
Üstelik cezaevi duvarında «bulunduğu» iddia edilen yanıcı ve kesici maddeler yüzünden suçlandıkları dönemde, Yakup ve suçlanan diğer arkadaşı, ağır yaralı olarak Eskişehir Cezaevi’nde bulunmasına rağmen...
Yargıtay’da cezası onanırsa, hayatının en güzel yıllarını alan ceberrut devlet ve onun yargısı, bu sefer de karısı ve iki kızından ayırarak onu zindana sokacak.
28 Şubat”ın failleri yargılanırken, 28 Şubat”ın mağdurları birer birer cezalandırılmaya devam ediliyor.
***
Tam bir yıl önce yazdığım bu satırlardaki öngörü maalesef gerçekleşti. Pınar Selek’in, üçüncü kez beraat etmesine rağmen, hakkındaki kararı bozup tekrar yargılanmasına karar veren Yargıtay 9. Ceza Dairesi, nazire yapar gibi tam da 25 Aralık 2013 günü Yakup’un cezasını onamıştı. Aynı zamanlarda milletvekili Sebahat Tuncel hakkındaki mahkumiyet kararını da onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, başkanı hariç bütün üyelerinin 2010 referandumu sonrasında atanmış olması da bir tesadüf değil elbette.
Yakup, geçtiğimiz hafta, yine hiç de tesadüf olmayan biçimde, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın gözaltına alınmasının ertesi günü, otobüsle eve giderken sivil polislerce tutuklanarak cezaevine kondu. Twitter’da önceki gün “O Fetullah Gülen buraya gelecek” diye yazmış olması ve altına Yakup tutuklandıktan sonra Gülencilerin ‘oh olsun’ minvalinde mesajlar döşenmesi meselenin kavranması açısından bir dipnottan çok daha fazlası…
Rövanşizm, muhalifleri sindirme, basın özgürlüğü (Yakup, Milat Gazetesi yazarı) diye bağırıp çağıran güruh Yakup’u bile isteye görmezden gelmeye devam etse de 28 Şubat yargısının sembol mazlumlarından olan Yakup’a sahip çıkmaya devam edeceğiz. 
Biraz daha dayan Yakup, yıkılma sakın!