Sorsa şehidin babası… Can parçasını toprağa koyan anne sorsa… Tarifsiz acısını “vatan sağolsun!” cümlesinde eritiveren o yürekli adamlar hep bir ağızdan sorsa…
“Benim oğlum, ‘ne mutlu türküm diyene’ sloganı orada burada yankılansın, duvarlara kazınsın, masum çocukların aklını kara bir leke gibi işgal etsin diye mi canından oldu?”
“Benim oğlum, başta Dersim olmak üzere sayısız soykırımlara mimarlık yapanların, Kur’ân’ı tahrip edenlerin, camileri ahır yapanların, sistematik katillerin, faşizmin kokuşmuş modellerinin heykeli dikilsin diye mi, şan ve şöhretleri yücelsin diye mi sevdiğini başkalarına yar etti?
“Benim oğlum, ‘değiştirilmez ve değiştirilmesi teklif edilmez’ kanunlarıyla, millete rağmen var olan, militaristlerin sipariş ettiği, politikacıların korkularından onlarca yıldır dokunamadığı ‘anayasa’nın namusunu korumak için mi hayatından vazgeçti?”
“Benim oğlum, israfı körükleyen, nankörlüğü sevdiren, devlet kuvvetini milletin üzerinde kör kılıç gibi sallayıp duran, uydurma tapınaklar icat eden, kendince kıble tayin eden, dinlerinin altı şartına iman etmeyenlere hayat hakkı tanımayan Kemalist kodamanların hükmü payidar olsun diye mi harcadı nefeslerini?”
“Benim oğlum, Türk ırkını aşağılayan Türk faşizmine payanda olmak için mi, yeni yetme Kürt faşizminin militanlarıyla canı pahasına savaştı?”
“Ben oğlumu Allah’a şahit olsun diye büyüttüm de, siz, oğlumu kokuşmuş bir rejimin, Hazreti Peygamber’in pak ruhuna hakaret edenlerin, Kur’ân medeniyetinin inceliklerini silahlarıyla ezmeye çalışanların kefili olmak üzere mi ölmeye çağırdınız?”
Cevap var mı?
Bu kadar şehidin hatırına, o şehitlerin ardında duran devletin tez elden soykırımcılara sahip çıkmaktan, katillerin isimlerini yüceltmekten, zalimlerin yanında durmaktan, zulümlerinin kefili olmaktan tövbe etmesi gerekiyor...
O yürekli adamlara, o asil kadınlara adam gibi bir cevap borçluyuz…Şahit olun… Şahit olun… Şahit olun da, “şehit olun” çağrısını seslendirmeye hakkınız olsun.
Şu kadar hendeği aşıyorken, rejim hendeğinde yüzyıldır gömülü faşizm bombasını etkisiz hale getirmeyecek misiniz?
