Beraberinde parti üyeleri Yalçın Tay ve M.Ali Arpa ile birlikte gazetemizi ziyaret eden, Hür Dava Partisi(Hüda-Par) İl Başkanı Rasim Sayğın, 6-8 Ekim tarihlerinde meydana gelen olayların ülke ve bölge açısından üzücü olduğunu, bir daha bu olayların yaşanmaması gerektiğini belirtti.
"ÇÖZÜM SÜRECİNDE HER KESİMİN TALEBİ DİKKATE ALINMALIDIR"
Sayğın, gelinen süreçte sadece bir kesimin değil, tüm kesimlerin taleplerinin dikkate alınması gerektiğini anlattı. Bölge açısından bu olayların bir kırılma oluşturduğunu anlatan Sayğın, "Bu olaylar bir kırılma oluşturdu. Çünkü biz sürekli hükümete; 'siz çözüm süreci yapıyorsunuz, ama eksiklik var. Örgütle, Öcalan'la, HDP veya BDP ile görüşülüyor, ama Kürtlerin tümünü bunlar temsil etmiyor. Kürtler tamamen bunlara bağlı değil' diyorduk. Öyle de oldu. Kürtlerin tamamını onlara temsil etmek kesinlikle doğru değildir. Burada İslami kesimlerin de talebi var. Farklı siyasi partiden kişilerin de talebi var. Bildiğiniz gibi halkın üzerinde sürekli bir siyasi baskı var. Kaçırmalar, haraç almalar, öldürmeler oluyordu. Ta ki 6-8 Ekim tarihlerine kadar. Olaylarda sadece Hüda-Par veya bize yakın kişilere, derneklere yönelik saldırı olmadı. Külliyelere, Kur'an kurslarına, başka kesimlere de saldırılar oldu. Normal vatandaş olan, partilerle bağı olmayanlar bile saldırıya uğradı. İnsanlar kendini savunmak zorunda kaldı. Eline sopa alanların, belli bir kesimmiş gibi lanse edilmesi yanlıştı. Devletin güvenlik güçlerinin zaafı da burada ortaya çıktı. İnsanların buna mecbur bırakılması çok üzücü" dedi.
Özellikle olaylarda birçok masum vatandaşın hayatını kaybettiğini anlatan Hüda-Par İl Başkanı Rasim Sayğın, "İşte dün de sakalından dolayı bir yaşlı vatandaş Yüksekova'da öldürüldü. Yine 6-8 Ekim olaylarında birçok vatandaş hayatını kaybetti. Sosyal medya aracılığıyla insanlar, kurumlar hedef gösterildi. Kurban eti dağıtan masum insanlar öldürüldü. Bazı ölümler hunharca meydana geldi" ifadelerini kullandı.
" 6-8 EKİM OLAYLARININ SORUMLUSU ÇAĞRI YAPANLARDIR"
6-8 Ekim olaylarında en büyük sorumlunun HDP olduğunu ve Selahattin Demirtaş'ın yaptığı çağrının yanlış olduğunu dile getiren Sayğın, "Bakın HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş insanları sokağa çağırdı. Birçok olay oldu. İnsanlar öldü, ama o birkaç gün sonra çıkıp kendisinin böylesi bir olay çıkarılması için çağrı yapmadığını ifade etti. Peki 1 Kasım'da da eylem çağrısı yapıldı, niçin olaylar çıkmadı. Demek ki istenince olaylar çıkmayabiliyormuş. Yine bazı polislerin de olayların çıkmasında veya büyümesinde payı olduğunu düşünüyoruz. İşte son çıkan görüntülerde, bir polis aracı, iki aracı yanan bir araca yanaştırıyor. Bunlar da yanlış hareketlerdir. Umarız bir daha bu tür olaylar yaşanmaz" diye konuştu.
6-8 Ekim olaylarında Yasin Börü'nün adeta simge haline geldiğini ifade eden Rasim Sayğın, "Bazı olaylarda bazı kişiler simge olur. 6-8 Ekim tarihlerinde de Yasin Börü simge oldu. Yasin 16 yaşında bir çocuktu. Kurban eti dağıttıktan sonra evin üçüncü katından aşağı atılıyor. Linç edildikten sonra üstünden araba geçiliyor. Yetmiyor üstüne benzin dökülüp yakılıyor. Bu, gerçekten de insanlığa sığmaz. Vahşetin bu kadarını IŞİD yapmaz. Anne ve babası cesedi tanıyamamış. Ayağındaki benden tanımışlar. İnşallah hep bu bölgedeki, hem Ortadoğu'daki tüm savaşlar bir an önce biter" ifadelerini kullandı.
"VERGİ-HARAÇ ALMA OLAYLARI DEVAM EDİYOR"
Bölgede haraç alma olaylarının da devam ettiğini sözlerine ekleyen Rasim Sayğın, "Halkın büyük bölümünün üstünde baskı vardır. İnsanlar hür iradesini sandığa yansıtamıyor. Yine vergi adı altında haraçlar toplanmıştır. Bize çok sayıda kişi başvuruyor. Elimizde, örgütten gönderilmiş pusulalar ve belgeler var. Bunlar iddia veya söylem değil, gerçeklerdir. Kaşeli, mühürlü belgeler gönderilip insanlardan vergi isteniyor. Halkımız suç duyurusunda bulunmaya çekiniyor. Biz biliyoruz ki, örgüt tarafından bölgenin belli yerlerine çadırlar kurulmuş, insanlar yargılanıyor, para alınıyor. Devlet de bunu çok iyi biliyor. Sayın valimiz de, siyasiler de bunu dile getirdi. Eğer çözüm olacaksa, barış olacaksa, tüm bu sorunlar da masaya bırakılıp konuşulmalı. Devletin bu olumsuzlukları masaya bırakıp, olumsuzlukları sona erdirmeye yönelik adım atmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Hüda-Par olarak çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Sayğın, il ve ilçelerdeki çalışmaların sürdüğünü, insanların her geçen gün partilerine olan inancının arttığını söyledi. Sayğın, Marksist, Leninist çizgide hareket edenlerin, topluma oy almak için gittiğinde, gerçek kimliklerini sakladıklarını, halkın da gerçeği tam manasıyla göremediğini anlatarak, Kürtlerin çok büyük kesiminin dinine bağlı olduğunu belirtti. Ortadoğu'da yaşanan savaşların bir an önce durması için herkesin duasına ihtiyaç olduğunu anlatan Sayğın, İsrail'in Müslümanların ilk Kâbesi olan Mescidi Aksa'ya yönelik saldırılarının da kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Sayğın, "Müslümanların tüm kırmızı çizgileri aşıldı. Bizim kırmızı çizgimiz acaba artık ne kaldı? Her şey yaptılar. Birlik olup bu olaylara baş kaldırmalıyız. Çözümümüz, birliğimizden geçer" dedi.
Bölge: Bişar Ulutaş
