Van halkı bunları hak etmemişti!..

“NE OLUYOR BİZE?..”

Ekim ayının ilk günlerinde Van için hiçte hoş olmayan 3 gün her ne kadarda 28 ilimizde cereyan ettiyse ben Van özeline değineceğim. Her kesimi üzen gelişmelerin yaşanmasının ardından yaraların sarılması, zararların telafisi ve çeşitli kesimlerin yaptıkları açıklamalarla dolu bir haftayı daha geride bıraktık.

Kamuoyu hafta boyu ilimizde şu soruları sordu ve tespitlerde bulundu. Ne oluyor bize, bütün bunlar neden?..

“Ne oluyor bize?..” Nereye gidiyoruz, sürüklendiğimiz alan yapılanlar doğru mu?..

Van halkı bunları hak etmemişti!..

Sokakta caddede evde kahve köşelerinde aile meclislerinde vs. karşılıklı suçlamalar, sataşmalar aldı başını gidiyor. Yok, siyasilerdedir HDP’dir, yok AK Partidir, yok polistir vs. gibi açıklamalar ve kınamalarla geçti.

Evet gerçekten de “Ne oluyor bize?..” Unutmayalım, Mutsuz birey, çökmüş bir aile yapısı, yetersiz ekonomi, orantısız güç ve göç, eğitimsizlik bütün bunların sonucunda toplumsal iflas bütün bunlar kaçınılmaz olarak olması gerekenleri ortaya çıkarıyor ve sonuçtan herkes mutsuz her kes üzgün.

Kazanan yok mudur?.. Vardır elbet şiddet ve huzursuzluktan nemalananlar, bunlar bazen öyle bir hale gelirler ki, gözleri öylesine döner ki, yaptıkları şiddette kendilerinin ve en yakınlarının bile farkında olmazlar.

 “Nereye gidiyoruz?..” Gidişatımız ortada, sosyal hayattan ekonomiye, hukuktan siyasal oluşuma kadar ne varsa bütün bunlar halkın tercihleriyle oluşmaktadır. Nasıl diye soracak olursak kiminle yönetilmeyi istiyorsak onu başa getiriyor haliyle adımıza siyaset yapmakta olanlar bu alanlarda bizim adımıza kararlar almakta toplumsal meselelere yön vermektedirler.

Her kesimi derinden üzen böylesi olayları sorgularken buralara nasıl ve neden geldik? Diye sorulması nereye gidiyoruz sorusundan daha mantıklı olur kanısındayım. Çünkü siyasi bir liderin çağrısıyla sokaklara dökülüp yakılıp yıkılıyorsa bu duruma toplum olarak nasıl geldik sorusunun cevabını bulmalıyız.

“En az 10 yıl geri gittik!..” İlimizdeki her türlü olumsuzluğun kaynağında ekonomik yetersizliğin, yatırımsızlığın yattığı konusunda hemen hemen her kesim mutabıktır. Fakat ne acıdır ki, hiçbir müteşebbis yatırım için bölgeye gelmiyor hükümetlerin tüm teşviklerine rağmen. Ama yatırımcılar gelip Van'a yatırım yapmak isterse, 'Burada huzur var mı, barış var mı, bir gün benim dükkânımın da camı, çerçevesi kırılır mı?' Diye düşünür.

 “Van halkı bunları hak etmemişti!..” Bazı şeyler vardır ki, oluşmayana kadar kimsenin dikkatini çekmez, dikkat çekmiş olsa bile kimse ilgilenmez özellikle sorun çözücü noktasında olan siyasiler yerel yönetimler ve kimi bürokratlar nasıl olsa kimseden ses çıkmıyor öyleyse böyle devam etsin der işin içinden çıkarlar.

Ne zaman ki, böylesi üzücü olaylar olduğunda bu sefer biz bunları hak etmemiştik evet doğrudur Van halkı olarak böylesi olayları hak etmemiştik peki o halde sormak lazım hak edilmeyen olaylar nasıl tecelli ediyor, tehlike geliyorum dediği halde neden kimse tedbir alma zahmetine girmiyor?.. 

Huzursuzluk, yoksulluk, cehalet, geri kalmışlık vs. bütün bunlar hiçbir toplumun değişmez değiştirilemez kaderi değildir. Yeter ki, değiştirilmesi gerekenler konusunda toplum gereken değişimi sağlamak için harekete geçsin. Yeter ki, kendilerine siyaset yapma görevi verilenler halkın kendilerine verdiği görevi yerine getirmiş olsunlar. Yeter ki, halk olarak hak ve sorumluluklarımızın bilincinde olarak sorup sorgulama ve hak arama konusunda cesur ve kararlı olalım. Yeter ki, bizler için devlet tarafından görevlendirilmiş olan makam ve mevkii ne olursa olsun bürokratların sadece bizler için var olduklarının bilincinde olsunlar. 

Kim suçlanırsa suçlansın, Kim ne düşünürse düşünsün bütün bunların hiçbir anlamı yoktur. Olan sadece gariban vatandaşa olmuş oldu, canı yanan, malı hasar gören sade vatandaş oldu. Toplumun hiçbir kesimini memnun etmeyen böylesi şiddet olayları ardından şu serzenişlere yerini bıraktı. Ben dememiş miydim!.., Keşke olmasaydı!..,  Olacağı buydu

Genelde bölgemizde, özelde ise ilimizde yerleşik bir hayatı olan ailelere rastlamak oldukça zordur. İlimizde iki kuşak olsa bile üç kuşak ikamet edenlerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Neden? Diye sorulacak olursa!...

İlimizin coğrafi yapısı, sosyopolitik yapısı, iktisadı yapıdaki yetersizlikler, feodal yapının geleneksel kültürümüzde oldukça yerleşmiş olması, ilimizin gerek siyasal tercihlerine gerekse bürokrasiyi yönlendirmeleri başlıca sebepler olarak gösterilebilir. Bütün bunların kaçınılmaz olarak doğurmuş olduğu terör belası yıllardır insanımızı artık canından bezdirdi. Terör nedeniyle parçalanan aileler, yurdunu yuvasını terk edenler, varlıklıyken sefalet içerisine düşenler onlarda ayrı bir toplumsal yara olarak, hatta insanlık ayıbı olarak toplum içerisindeki yerini aldı.

Bütün bunlar çözümsüz işler değildir. Van’ın ve Vanlının kaderi hiç değildir!..    

Yapılacak tek şey vardır Van’da bulunan siyasi partiler, STK ’lar ve halkımız el ele verip bu işin içinden çıkmak için adımıza siyaset yapanları halkı tahrik edip sokağa dökme yerine kucaklayıcı birleştirici çağrılar yapmak. Hak ve özgürlükler noktasında her insanın ötekini oluşturmadan birbirlerini saygı ve hoşgörüyle karşılayacak bir anlayışın hâkim olması için çalışmak. Genelde bölge insanın özelde hiçbir Vanlının böylesi olaylara prim vermediğini bundan sonraki süreçte de yeniden tekerrür etmemesi için yetkililerin gerekli olanları yapması ve bu acıların bir daha yaşanmamasına azami gayretin gösterilmesi her Vanlının temennisidir ve beklentisidir!..

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.