Üç stratejiyle erken seçim

Ömer Altaş

VAN 4.07.2015 12:54:32 0
Üç stratejiyle erken seçim
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Dava derttir.

Derdi olan diridir. Bir derdi olan ne ile karşılaşırsa karşılaşsın çözülmez.

Zorluklara sabreder, metanetli olur, herkese direnmeyi tavsiye eder. Kolaylıklarda şükreder, iyiliği çoğaltır.

Dalgalanmalar insan içindir. Bazen kazanırsın bazen kaybedersin. Bu dünyada herkes kendinin tanrı olmadığını anlayıncaya kadar sınanır.

İyi ve kötü günler insanlar arasında nöbetleşe döner. Bu günler; doğru ile yanlışı, hak ile batılı, gerçek ile sahteyi, samimiyet ile ikiyüzlülüğü birbirinden ayırır.

Sonuçlara insanlar da tanık olur.

İyi, doğru, gerçek, temiz, hakk kir kaplamaz. İnsani değerler, saf ve öz haliyle daima güneş gibi net olur.

Kötü ve çirkin davranışlar davaya değil kişiye ve kurumlara zarar verir. O kişiler ve kurumlar, zilletle cezalanırlar. Samimi olanlar izzetle mükâfatlanırlar.

Güç zamanlarda, yoldan dönmek erdemli bir davranış değildir.

Tarih boyunca bu diyalektik işledi: Nice yiğitler; ömürlerinin sonuna kadar azimle mücadele ettiler. Çetin koşullarda inançlarında ve psikolojilerinde yılgınlık göstermediler. Zaafa düşmediler.

Her safhada Rablerine yöneldiler:

“Günahlarımızı, ifrat ve tefritlerimizi, ihmalkârlıklarımızı bağışla. Bizi kendi halimize bırakma. Yüreğimize ve ayaklarımıza güç ver. Bize yardım et ki yıkılmayalım.”

Erdemli insanlar; avantajları ve gücü nedeniyle eğer şer merkezlerine, kötüye meylederlerse, gönülleri onlara kayar. Meclislerine katılır sessiz kalırlarsa bir süre sonra onlardan olurlar. Bir daha isteseler de geri dönemeyeceklerini bilirler.

İyi insan, şanı, şöhreti değil şerefi esas alır. Bununla var olmayı her arzunun başına kor.

Gün gelir, imkâna kavuşulur. Bazı kişi ve yapılar, bu nimetlerinden yararlanırlar. Bazıları bu nimetlenmenin gereğini yerine getirmez, zayıflık gösterir. Bazıları haddi aşar. Derdine-davasına burun büker. Bazısının kafası karışır. Bazısı geçmişini unutur.

Az da olsa dava adamları vardır, onlar ekin gibidirler, selden, tufandan, borandan sonra bile gövdeleri üzerine doğrulurlar.

Tehlike dolu yolları yürürler. Ne ellerinden kaçandan ne başlarına gelenden kahrolmazlar.

Musibette kafaları karışmaz. Şüpheye düşmezler. Sürekli bahaneler üreten zayıf karakterliler gibi olmazlar.

İrtifa kaybettiklerinde “aman neyime gerek benim” deyip mücadeleden geri durmazlar. Can derdine düşmezler. Her tarafı idare etmeye çalışarak kişiliklerini beş para etmezler.

Hayat böyle canhıraş bir serüvendir.

Güç zamanlar olur. Sıkıntılar peş peşe gelir. Bu zamanlarda serinkanlı olmak gerekir. Öfke ile davranmamak gerekir. Yanlışı yanlışla savmamak gerekir.

Derdi olan bilir ki, Allah’ın rızasına ulaşma çabası dünya üzerindeki her şeyden daha hayırlıdır.

İnsan, izzeti kadar sonsuzluktan pay alır.

O nedenle dava sahipleri yorulmadan kendi yolunda yürür.

Kaybetmeden kaçan, çökmeden yıkılan, dağılmadan saçılan, sebep oluşmadan demoralize olan insan doğasına mağlup olmazlar.

Kritik zamanlarda birbirine karşı müşfik olmalı.

Kaba dilli, sert tutumlu, katı yürekli olmamalı.

Bardağın dolu tarafını görmeli.

Müspet enerji yaymalı.

İhtilafların üzerine benzin dökmemeli.

Bağışlamayı bilmeli.

Kalbi ferah tutmalı.

Farklılıkları abartmamalı.

Çelişkileri kışkırtmamalı.

Sorunları büyültmemeli.

Niyet okumamalı. Falcılık yapmamalı. Kehanetle suç tespit etmemeli.

İnsanları harcamamalı.

Paranoyak psikolojilere teslim olmamalı.

Sadece iyilikler üzerinde fısıldaşmalı.

Hayırda yarışmalı.

Dedikodu ortamlarında uzak durmalı.

Kötülüğü çoğaltmamalı.

Nefsine hâkim olmalı. Şahsileşmemeli.

İçindeki kıskançlığı, bencilliği, çekememezliği dizginlemeli.

Kardeşliği, insicamı, birliği, dirliği tahkim etmeli, güveni yaymalı.

Dirlik olmazsa her şey en küçük parçasına kadar birbirinden ayrılır. Dirlik devlettir.

Ayrı iken hidrojen ve oksijen bir elementtir. Ancak bir arada iken “su” olurlar.

Birlik hayattır. Birlik güçtür. Birlik devlettir.

Birlik olmadan inşa olmaz.

Yapı kurulmaz.

Arkasında güç olmadan bütün teoriler boştur.

Sonu gelmeyen tartışmalara girmemeli.

Kör münakaşalara esir olmamalı.

İhtilaflar, avuç içindeki tüy gibi devleti uçurur bir daha geri getiremezsiniz.

Çaba sarf edip gerisini Allah’a bırakmalı.

Bir şey olacaksa kimse engelleyemez, bir şey olmayacaksa kimse olduramaz.

Onlar fitnede yarışıyorlar, sen barışta yarışmazsan,

Onlar kötülükte yarışıyorlar, sen iyilikte yarışmazsan,

Onlar hilede yarışıyorlar, sen özü-sözü bir olmada yarışmazsan,

Onlar batılda yarışıyorlar, sen hakikatte yarışmazsan,

Onlar bölmekte yarışıyorlar sen birliği korumada yarışmazsan muvaffak olamazsın.

Tarih boyunca bütün toplumlar zaman zaman çok kritik dönemler yaşar. Bazen mazgalın önü tıkanır su akmaz.

Bu durumlarda, toplumun aydınları ve öncüleri; fitnenin, fesadın, dedikodunun, ihtilafın, ayrılığın, çelişkilerin kol gezdiği açmaz zamanlarda basiretlerini ortaya kor, ön alırlar.

İçinden çıkılmaz sorunlara tarihi müdahaleyi yaparlar.

Ferasetli davranışlarda bulunur, altın sözler söyleyerek tarihin yönünü değiştirirler.

Bugün onların günüdür.

Üç virajda üç stratejiye ihtiyaç var.

Kürt meselesi, toplumsal stres ve AK Parti’nin iç birliğinde hayati dokunuşa ihtiyaç var.

En müşkül ve en netameli durumu çözmenin ana kapısı, doğru tutumlardır.

Marazlı ya da hüzünlü kalplerin en iyi ilacı, güzel sözlerdir.

Dirliği ayakta tutmanın tek harcı hakikatlerdir.