Üç ceket hikayesi: Gülen, Dumanlı, Ahmet Bey

Yenişafak Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında Fethullah Gülen'in ceketini yine gündeme taşıdı... Gülen'i bu sefer Barış Manço'yla vurdu...

VAN 23.04.2014 12:06:30 0
 Üç ceket hikayesi: Gülen, Dumanlı, Ahmet Bey
Tarih: 01.01.0001 00:00

Üç ceket hikâyesi: Gülen, Dumanlı, Ahmet Bey

'Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken / Kimi sırtüstü yatar kimi boşta gezerken / Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi / Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti...'

Bilenler bilir, Barış Manço'nun 'Ahmet Beyin Ceketi' şarkısı böyle başlıyordu.

Dilimizden düşürmediğimiz şarkılardandı: 'Herkes gömlek giyerken Ahmet ceket giyerdi / Konu komşuya dert oldu kul Ahmet'in ceketi...'

Nasıl, çok güzel değil mi?

Oldu olacak, nasıl hitama erdiğini de hatırlatalım: 'Bir gün bir yoksul öldü üzüldü mahalleli / Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli / Kul Ahmet dedi yalan dünya çıkardı ceketini / Örttü garibin üstüne kaldırdı cenazeyi / Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti / Bizim kul Ahmet birdenbire oluverdi Ahmet Bey / Ceket ise Ahmet Beyin ceketi / İbreti alem oldu Ahmet Beyin ceketi / Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti...'

İlk gençlik dönemimizden itibaren ceket deyince aklımıza 'kul Ahmet'in' ceketi gelirdi.

Danton'un (kellesini giyotine uzatmadan evvel serdettiği) 'Kellemi insanlara gösterin, zira o görülmeye değerdir' sözünden mülhem söylemek isterim ki:

Ahmet Bey'in ceketi görülmeye ve gösterilmeye değerdi.

***

Zaman gazetesinin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı da 30 Mart seçiminden önce yaptığı röportajda Fethullah Gülen'in ceketini gösterdi.

Nasıl mı?

Gülen'in ağzından, 'Benim hiç 2 ceketim olmadı' ifadesinin altını çizmekle elbette, nasıl olacak.

Peki gösterilmeye değer bir ceket miydi bu?

Sanırım değil, şayet öyle olsaydı, Dumanlı sebep olduğu bu ceket algısını 'camialarının' televizyonlarında tevil etmeye çalışmazdı.

Kimseye suç atmasın; ceket gayretkeşliğiyle söz konusu röportajı bizzat kendisi başarısızlığa mahkûm etti.

Haliyle orda burda sosyal medyada, ceketten başka bir şey konuşulmadı: Kimileri 'o ceketle neyi örtmeye çalışıyorsun, paralel devleti mi?' dedi, kimileri de Fethullah Gülen'in 8 ayrı ceketli fotoğrafını yayımladı.

Ekrem Dumanlı, 'Ceket sadece bir ceket değil, bir hayat felsefesidir' demekle vaziyeti idare edeceğini zannetti.

Her şeyden evvel o hayat felsefesinden sizin payınıza düşen ne, lütfen söyler misiniz?

Sayın Başbakan'a Yezid yakıştırması yapmak mı, yoksa illegal yollarla dinlenilmesine onay verircesine yasa dışı ses kayıtlarından replik nakletmek mi?

Meşru yollardan elde edilmeyen bilginin de meşru olmayacağını fehmedemedikten sonra her yanın felsefe olsa ne çıkar!

Hem neymiş bu 'ceket felsefesi?'

Bidayetinizden beri nerden nasıl ne şekilde zengin olduğuna bakmaksızın hep zenginleri sever, zenginlerin peşine düşer, zenginlere yanaşır, zenginlere iltifat eder, zenginleri hep başköşelere oturtursunuz. Garibanlar da Afrika'dan Asya'ya kadar yarı aç, yarı tok öğretmenlik falan yapar.

Yahu sizin bu 'ceket felsefeniz' hep garibanlara mı işliyor, ne iş?

Mesela, mezkur felsefe size gelince neden çalışmıyor?

Bilebildiğim kadarıyla dershane öğretmenliği yapmışlığınız var; biraz da siz gitsenize Afrika'ya, Asya'ya.

Hayır yani, nedir sizin ceketinizin hikmeti? Zaman gazetesine öyle bir sermişsiniz ki, bitmek bilmiyor.

Değiştirilmeniz teklif dahi edilemez biçimde 20 yıldır Zaman'ın genel yayın yönetmeni olmanızı hangi 'ceket felsefesine' borçlusunuz beyefendi?

Çok mu başarılısınız?

Anketle sabit oldu ki, okurlarınız size hiç inanmıyor. 17 Aralık'tan itibaren Allah'ın her günü Erdoğan'ı itibarsızlaştırmak için atmadığınız manşet kalmadı, buna rağmen okurlarınızın yüzde 52'si gitti AK Parti'ye oy verdi. (AK Parti'nin Türkiye ortalamasının üstünde bir oran bu.)

Kendi okuru tarafından bu çapta inandırıcı bulunmayan bir gazete örneği dünya tarihinde yok.

Akıl almaz bir rekor bu!

Bir rekortmen olarak istifa etmeyi, yani ceketinizi Zaman gazetesinin üzerinden çekmeyi düşünmez misiniz beyefendi?

***

Fethullah Gülen'in ceketi de Edip Cansever'in 'Masa da masaymış ha' şiirini çağrıştırıyor.

Şu mısraları olan şiiri '... Adam masaya / Aklında olup bitenleri koydu /Ne yapmak istiyordu hayatta / İşte onu koydu / Kimi seviyordu kimi sevmiyordu / Masa da masaymış ha / Bana mısın demedi bu kadar yüke / Bir iki sallandı durdu / Adam ha babam koyuyordu.'

Edebiyata da meraklı olduğunu bildiğimiz Ekrem Bey bu şiiri acaba mezkur 'ceket felsefesine' nasıl uyarlardı?

Mesela şöyle mi: 'Ceket de ceketmiş ha / Okullardan holdinglere / CHP'den Ekrem Dumanlı'ya kadar / Her şey ceplerine sığıyordu / Adam da ha babam koyuyordu...'