Tüm Arakanlar Mücahidler Doğurur Bir Gün

Kadir Çiçek

VAN 1.09.2017 18:31:44 0
 Tüm Arakanlar Mücahidler Doğurur Bir Gün
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Tüm Arakanlar Mücahidler Doğurur Bir Gün

İnsanlık tarihinden bu yana azınlıktaki insanlar, çoğunluğa sürekli acılar yaşatmışlardır. Asırlardır önümüz sürekli buz havası misali. Geçmişimiz ise suskunluğun ve yıkılıp yere dökülmenin zilleti ile dolu. Katliam mevsiminde kan çiçekleri açıyor peşi sıra. Ölümün olduğu her yerde muhakkak bir Müslüman. Zulmün olduğu tüm yerlerde azılı kafirler var. Sıradanlaştı dünyamızda insanların durmadan ölmeleri. Dünyanın namert insanları hiç bir zaman bu kadar öne atılmamış ve insanlığa yeni ölümler hediye etmek için hiç bu kadar cesaretli olmamıştır.

 

Gün geçmiyor ki Müslümanlara yönelik  yeni bir zulüm yaşanmasın; ve yaşanılan her zulümde dünya sürekli sessiz kalmasın. Dünyanın din kardeşlerimize yapılan zulümlere sessiz kalmasının nedeni, bizim gereğinden fazla sessizliğe bürünmemizdendir. Bizler ne kadar sessizliğimize gömülsek, zalimler sesli ölümler yağdırıyor yeryüzü mazlumlarına. Bunun zilleti tüm Müslümanları sarmış durumda. Hergün yeni dualar geliştiriyor ve yüksek düzeyde lanetler yağdırıyoruz kafirlere. Evet dualar edelim lanetler yağdıralım; ancak olması gereken şey fiilen yapılan dualardır.

 

Zalim bir ülkenin mazlum halkı olan Arakanlı Müslümanların dünyanın gözü önünde kıyımdan geçirilmesi sadece harekete geçmekle engellenebilir. Bunun dışında yapılacak hiçbir şey kafirin kalbine korku salmayacaktır. Sadece cesaretlerini artıracak ve zulümlere yenilerini ekleyecektir. Cesaretin ırzına geçildiği zaman, önce zihinler ölür sonra da yürekler körelir. Cesaretimizi kaybetmemek için zalimin zulmüne engel olma yolunda tüm girişimleri desteklemeliyiz. Aksi taktirde dünün Suriye'si, bugünün Arakan’ı sürekli kan dökmeye devam edecektir.

 

Sadece Müslüman kimliğinden dolayı insanlığın  görebileceği en korkunç katliamlara maruz kalan Arakanlı Müslümanlara dünyanın niçin sessiz kaldığı ortadadır. Öldürülen Müslüman olduğu zaman "kınama" mesajlarından öte bir şey yapılmıyor. Bu durum tarihten beri böyle devam edegelmiştir. Yeryüzünde yek vücut olması gerekirken parça parça olan bir buçuk milyar Müslüman'ın bu vahşete sessiz kalması kabul edilemez. Kendi içimizdeki küçük meseleleri büyütüp birbirimizi farklı gruplarla adlandırmak büyük vebal gerektiren durumdur. Zulmün olduğu yerde suçsuz hiç  kimse yoktur. Zulmü yapanlar da zulme sessiz kalanlar da suçludur. Ve her suçlu da suçunun karşılığını mutlaka görecektir.

 

"Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır."

8/ENFAL:25. Ayet

 

***

 

Üzülerek ifade etmek gerekir ki Müslümanlar, yeryüzünün tüm imtihanlarına yenik düşmek üzereler. Parçalanıp gruplara ayrılmak, imtihanın kaybedilmesinin ilk aşamasıdır. Ümmetin derdine derman olmak yerine; ümmetin çektiği acılara ortak olup çözüm üretmek yerine, köşesine çekilip "yeni şeyler söyleme" derdine düşmek büyük vebal gerektiren durumdur. Yine dünyada tek bir sorun yaşanmıyormus gibi sessizlik zırhını giyenlerin de büyük vebal yüklendiğinin dile getirilmesi gereken bir durumdur.

 

Müslüman ölmek için vardır! Dünya bu amaç için çabalamakta. Kendi dinleri, onurları ve namusları için mücadeleye girişenleri dünya kamuoyunda "terörist" olarak kabul ettirmek, İslam'a olan kinlerindendir. Kabul etmemiz gerekir ki terörist Müslüman yoktur. Kafire baş eğmeyip dinin izzeti için mücadele eden yiğitler vardır.

 

Afganistan'ın, Çeçenistan'ın, Suriye'nin yiğitleri asla terörist değildir. Dünya ve onların köleleri, bu aldatmacaya inanabilir.  Ancak gerçek manada iman etmiş olanlar bilirler ki asıl terörist, katliam ve vahşeti başlatandır. Arakan’ın mazlum halkı yarın kendilerini savunmak için harekete geçtiğinde dünya zalimleri tarafından terörist ilan edilebilirler. Fakat gerçeğin varlığı, dile getirenlerin dilinde değil, görenlerin gözündedir. Ve hakikat kesinlikle şu ki; mazlumlar, ayağa kalktığında ortalık adaletin keskin vuruşları ile dolan ölümlerle tanışacaktır.

 

Bugünün mazlumları terörist değil; zalime "hayır" diyen mücahitlerdir. Allah’ın kitabına göre, bu kitaptan çok konuşanlar değil, bu kitaba uygun yaşayanlar öncüler olabilir. Ve öncülerin terörist olduğu hiç görülmemiştir.

 

Arakan için bir şeyler söyleme zamanı değil, bir şeyler yapma zamanıdır. Tıpkı diğer topraklardaki mazlumlar için yapılması gerektiği gibi.

 

Geçmişte nice Arakan misali olayının yaşandığını Kur'an net bir fotoğrafla ortaya koymaktadır:

 

"Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, müminleri yakmak için hendek kazıp içinde alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir."

85/BÜRUC: 4. Ayet

 

Çukurlar içinde cayır cayır yakılan Arakanlıları seyreden ve buna ses çıkarmayanlar üzerlerinden atamayacakları büyük bir günahın altına girmişlerdir. Bir zulüm, üç beş gün dile getirilerek ve gündemde tutularak sona erdirilemez. Yapılması gereken şey sonuna kadar kararlı bir şekilde zalimlerin karşısına dikilmektir. Zulmün bilincimizde rutin halini almasına set çekmek hepimiz üzerine bir sorumluluktur.

 

Vicdanımızın gudubet ruhlu olmasına izin vermeyelim. Hiç olmadığı kadar merhamet renginde öfkeler büyütelim. Zalimin dünyasındaki tüm konforları bozacak istikametler çizelim ayaklanışımıza.

 

Ve zalim ile mazlum ayrımını imanın feraseti ile  görelim.