Resmî adı Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti olan Kuzey Kore, geçtiğimiz Ağustos ayında ABD ile savaşın eşiğine kadar geldiği intibaı veren birtakım tehditlerde bulunmuştu. Bu tehditlerinde ABD’ye bağlı özerk bir bölge durumundaki Guam’ın açıklarına füze fırlatabileceği yönünde açıklamalarda bulundu. Bu tehditler nedeniyle dünyada ciddi bir telaş da hâsıl oldu.
Kuzey Kore o zaman tehditlerini gerçekleştiremedi. Ancak ABD ile bu ülke arasında gerginlik devam etti. Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Yong Un yaptığı açıklamalarda ABD başkanı Donald Trump’ı bunak olarak nitelendirdi.
Fakat Güney Kore’de düzenlenen kış olimpiyatlarına Kuzey Kore’nin de katılması birbirine düşman durumdaki bu iki Kore arasında yakınlaşmanın hâsıl olmasına neden oldu. Güney Kore arada bir bağ kurabilmek için hemen fırsatı değerlendirerek Kuzey Kore’ye bir heyet gönderdi. İki Kore arasındaki yakınlaşma ABD ile köprülerin kurulması için de vesile olarak değerlendirildi.
Aslında ABD önceden Kuzey Kore’yi hiç muhatap olarak almak ve onunla masaya oturmak istemiyor; onun hizaya sokulması işini Çin’in yapmasını istiyordu. Trump bu konuda yaptığı açıklamada Kuzey Kore’nin en büyük ekonomik ortağı olan Çin’in müttefikine baskı yapabileceğini söylemişti. Bu konudaki açıklamaları aynı zamanda Kuzey Kore’den kaynaklanan sorunlar konusunda aslında Pyongyang’ı değil Pekin’i muhatap almak istediğini ortaya koyuyordu.
İki Kore arasında son dönemde meydana gelen yakınlaşma üzerine Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong Un, ABD Başkanı Trump’a Güney Kore vasıtasıyla bir görüşme daveti gönderdi. Daha önce Pyongyang’ı hiç muhatap olarak almak istemediği intibaı veren Trump da bu daveti fırsat olarak değenlendirdi ve kendisini bunak olarak nitelendiren Kim Jong Un’la masabaşında doğrudan bir araya gelmeyi kabul etti. Trump’ın böyle bir daveti kabul ettiğini ilk duyuran da, daveti ona götüren Güney Kore Ulusal Güvenlik Danışmanı Chung Eui-yong oldu. Eui-yong Vaşington’da yaptığı açıklamada ABD Başkanıyla Kuzey Kore devlet başkanının Mayıs sonunda bir araya gelmesinin beklendiğini dile getirdi.
Trump’ın böyle bir daveti kabul ettiğini Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders da teyit etti. Sarah, görüşmenin gerçekleşmesi için hazırlıkların başladığını, ancak zaman ve mekânın henüz kesinleşmediğini dile getirdi.
ABD Başkanının böyle bir görüşmeyi kabul etmesi önemli bir gelişmeydi. Fakat verilen bilgilere göre onun böyle bir görüşmeyi kabul etmesinin sebebi Kim Yong Un’un nükleer silahsızlanma taahhüdünde bulunması ve gerek nükleer gerekse diğer füze denemelerine ara vereceğini bildirmesiydi.
Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in böyle bir görüşmenin kabul edilmesinden son derece memnun olduğunu dile getirerek Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındırılması konusunda atılacak adımların ümit verici olacağını ifade etti.
Ancak ABD Başkanı Trump nihai anlaşmanın sağlanmasına kadar yaptırımların kaldırılmayacağını söyledi. Ona göre nihaî anlaşmanın sağlanabilmesi için de Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan tamamen arındırılması gerekiyor.
Japonya da gelişmeden memnun olduğunu dile getirdi. Japonya Başbakanı Şinzo Abe yaptığı açıklamada bu konudaki memnuniyetini dile getirdi.
ABD Başkanı her ne kadar böyle bir görüşmeyi kabul etmekle Kuzey Kore’yi muhatap almama politikasını değiştirmiş ve diğer taraftan Kuzey Kore de şimdiye kadar sürdürdüğü nükleer silahları geliştirme konusundaki ısrarlı tutumundan vazgeçmeye niyetli olduğunu ortaya koymuş görünse de yorumcuların tespitlerine göre uzlaşmanın kısa sürede gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor.
