“Topyekûn savaş”

Abdurrahman Dilipak

VAN 26.03.2018 08:51:34 0
“Topyekûn savaş”
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Tamam Aydın Doğan pes etti. “Yoruldum, oynamıyorum” dedi. Yeni patron Demirören.

Dikkat! Aydın Doğan yok ama, Aydın Doğan’ın ortakları artık yeni patronun ortakları olacak. Yani Rizzoli, RTL, Murdoch, Axel Springer ve CNN.. Bunlarım kim oldukları biliniyor.

“İmparator” imparator olmadan önce, yani develer dellal, pireler berber iken Aydın Doğan isimli zat Sirkeci’de oto yedek parçacılığı yapar iken, yani henüz media patronu değilken, Hürriyet ve Günaydın Simavi’lere aitti. Milliyet Abdi İpekçi’nin idi. Sabah gazetesi, Yeni Asır’ın da sahibi Dinç Bilgin’e aitti.

Bir gün Simavi’ler tası tarağı toplayıp gitti. Abdi İpekçi öldürüldü. Sahi bir Asil Nadir vardı değil mi?. Dinç Bilgin piyasadan çekildi. Star’ın sahibi Cem Uzan’dı. Bankası, mediası, telefonu, barajı, partisi vardı, o da gitti.

Yeni patron, Akşam ve Milliyet’le Media’ya giren Demirören. Akşam’ın sahibi bir dönem Ilıcak’lardı. Akşam’da haftada bir uzun bir söyleşi yapıyordum Nazlı hanımın kardeşi Ömer Çavuşoğlu ile. Bir gün M. Ali Ilıcak’la otururken, F. Gülen gelmişti adamları ile birlikte. Ayaküstü birkaç dakika konuştuk, selamlaştık ben de zaten çıkıyordum. FETÖ’nün gazeteleri toplamda 1,5 milyona ulaşıyordu, nerede ise, çoğu bedava dağıtılsa, zorunlu abonelik ve himmet karşılığı, promosyon olsa da, o da gitti.

Kemal Ilıcak’ın Tercüman diye bir gazetesi vardı bir zamanlar, artık o da yok.

Hürriyet’in tirajı 317.000, Posta 240.000 civarında. Bakalım bu tiraj ne yönde değişecek yeni patronun elinde. Hepsinden önemlisi bu iki gazetenin kadrosunda yenilenmeye gidip gidilmeyeceği ve izleyeceği politik çizgi.

Bana göre, artık en azından “Topyekûn savaş” manşetleri atılmayacak. “Silah da kullanırız”, “Çek git” gibi aşağılık, tehditkar, provokatif manşetler atılmayacaktır. “Amiral gemisi” olup olmayacağını zaman içinde göreceğiz.

Öyle zannediyorum ki, önümüzdeki günlerde bazı işadamları da yavaş yavaş ortalıktan kaybolacak.. Yolu buldular, yeni yatırım için kredi alıyorlar. Aslında kredi veren malın asıl sahibi, zaman içinde borsadan, başkaları üzerinden ya da doğrudan devralıyorlar. Ya da kendi hisselerini yapancılara devredip, yabancıların hisselerini kendileri alıyorlar. Kimi evlilik yoluyla mal transferi yapıyor. Kayıtdışı paralar Bitcoin üzerinden getirilip, götürülüyor. Kimi parasını önce dışarıya kaçırıyor, sonra o parayı bir bankaya yatırıp, aynı bankadan tekrar kendi parasını teminat gösterip kredi diye Türkiye’ye para getiriyor, böylece parayı kaçırmanın da kapısını açık tutuyor.

İlginç bir sürece giriyoruz. Her şeyi yeniden düşünmek zorundayız.

Nisan’dan sonra FETÖ davalarında öyle zannediyorum ki, 2. merhaleye geçilecek. Bugünkü davalar 15 Temmuz ve örgütle ilgili davalar. Bunun diğer ayakları için bu merhale aşıldıktan sonra başlanacak.

Birtakım FETÖ’cüler, itirafçı olacağız diye başvurmuşlar, ama yeni bir şey söyledikleri yok. Ortaya çıkan bilgileri vererek itirafçı olmuş olacaklar ve paçayı sıyıracaklar. 2000’e yakın bu tip subay tesbit edilip görevden uzaklaştırılmış.

ABD bu süreçten rahatsız. Artık “Genç subaylar” değil, “İhtiyar Neocon’lar” rahatsız. AB rahatsız, NATO rahatsız. Avrupa Konseyi Türkiye’nin Ege Denizi ve Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne karşı hamlelerini ‘yasadışı’ olarak tanımlıyor ve Türkiye’yeyi kınıyor.

Yani dışarıdakiler “Topyekûn savaş”a devam ediyorlar. Bu bizim “eski dostlar” (!), Müttefikler, FETÖ’ye destek veriyorlar, PKK’ya destek veriyorlar, PYD’ye destek veriyorlar, DHKP-C’ye destek veriyorlar, BÇG’ye destek veriyorlar, darbecileri destekliyorlar, DAEŞ’i destekliyorlar. Türkiye’ye kim düşmansa onlarla beraberler. Bize paramızla satmadıkları silahı düşmanlarımıza bedava veriyorlar. Böyle dostluk, böyle müttefiklik olmaz olsun. İçimizde ve dışarıdaki bazıları, bu ihanet şebekesi ile el ele hareket ediyor. Onlar kim biliyorsunuz. 28 Şubat’ın 5’li çetesinin o günkü ağababaları kimse onlar, brifingli işadamları, STK’lar, Media, Bürokrasi, Siyaset ve Akademisyenler, Gezi bileşenleri, PKK ile işbirliği yapanlar. FETÖ’ye sahip çıkanlar, hepsi aynı Şeytan’a hizmet ediyorlar.

Bakın, bunların bizim gözümüzdeki çöplerden şikayet etmeden önce kendi gözlerindeki merteği çıkarmaları gerek. 15 Temmuz darbesinin arkasındaki FETÖ liderini ve örgüt üyelerini niye iade etmezler. DHKP-C’nin tetikçisi Fehriye Erdal’ı niye iade etmez. PKK’lı, PYD’lileri niye himaye ediyorlar. PYD, Kitab’a EYP gizliyor, oyuncağa EYP gizliyor, sokağa EYP gizliyor, bizim insan hakları savunucularının bazılarından hiç ses çıkmıyor. Ve tabii onları besleyen, onların dışarıdaki ağababalarından da.

Tekrar başa dönersek, “Amiral gemisi”nin satılması ile Media’daki dengelerin nasıl değişeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Doğan “yoruldum” diyor. 80 yaşına gelmiş. Kızı, damadı niye sürdürmediler bu işi. Koç ne yapacak şimdi. Yoksa o da!.. Ha bu arada FETÖ’ye yardım ve yataklıktan Doğan hakkında “savcılık soruşturma açtı” diye bir haber geldi! İddia ciddi ise satışa tedbir konulması da gündeme gelebilir.

Yazılı basın derin bir kriz yaşıyor. Günlük gazete tirajı 3 milyon civarında. Bunun 1 milyonu kamu, bir milyonu kurumsal alım, bayiden bireysel satın alınan gazete sayısı 1 milyon civarında. Aslında bu tirajların bir kısmı ya fiktif, ya da promosyon.

Hürriyet ve Sabah 300.000’lik bantta. 3 gazete 200.000’lik bantta. 300 binlik banttaki iki gazete de bu yaz 200.000’e gerileyebilir. Çünkü kritik eşikteler. 10 gazete 100.000’lik bantta. Bu 10 gazetenin 2’si spor gazetesi.  Sadece 5 gazete 50.000’lik bantta. Akit de bu grubta yer alıyor. Diğerleri 30.000’in altında. Grub olarak Demirören 4 gazete ile bugün için yaklaşık 800.000 tiraja sahip bir media grubu oluşturuyor. Aydın Doğan güçlü bir gazete aldı, sonra zirveden gerileye gerileye bugünlere getirdi ve sattı. Borsanın tepkisi olumlu olsa da, satış sonrası ne olacak, onu hep birlikte öğreneceğiz.

Seçime doğru Media’da ciddi bir hareketlenme var. Özellikle de internet ve sosyal mediada bu hareketlilik daha fazla. Klasik media ölüyor. Hürriyet ve Posta’da patron değişikliği ile Media’da taşlar bir kez daha yerinden oynayacak.

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Ne olacağını bekleyip göreceğiz. Selâm ve dua ile..