TESETTÜRLÜ GÜZELLİK YARIŞMASI YA DA HİPERSOYTARILIK!…

Bir yanda IŞİD, El Kaide, Taliban, Boko Haram gibi radikal örgütler üretilerek İslam dünyası viraneye çevriliyor. Yıllardır Batı emperyalizminin yağmaladığı topraklardaki insanlar özgürlük ve bağımsızlık için harekete geçtiğinde

VAN 4.12.2016 08:55:35 0
TESETTÜRLÜ GÜZELLİK YARIŞMASI YA DA HİPERSOYTARILIK!…
Tarih: 01.01.0001 00:00
Haber 10/ Muaz Ergü
Gözünüze çarptı mı bilmiyorum ama haber sitelerinde “Güzellik yarışmasına katılan ilk tesettürlü kadın” başlıklı bir haber dolaşıyor. Hem güzellik yarışması hem tesettür hem de ilk… Yani bu durumu neyle, nasıl ifade etmek gerekir doğrusu şaşırdım. J. Baudrillard’ın hipergerçeklik kuramıyla ifade edeyim dedim ama bu kuram bile vakıayı ifade etmeye vakıf olamadı. Bu durum Hasan Boynukara’nın deyimiyle düpedüz hipersoytarılık… Evet, ortada bir soytarılık var hem de en alâsından…
Amerika’nın Minnesota Eyaletinde Miss Minnesota adıyla güzellik yarışması düzenlenmiş. Bu yarışmaya Kenya’da mülteci kampında doğan ve altı yaşında Amerika’ya göç eden Halima Aden’de katılıyor. 19 yaşındaki Aden, podyumda yürürken sunucu Onun tarih yazdığını söylüyor. Yarışmanın bikinili bölümüne tesettürlü mayosuyla katılan yarışmacı yarı finale kadar ilerliyor. Amacının kazanmak olmadığını, Amerika’daki Müslüman kadın yanılgısı ve kalıbını yıkmak gibi bir gayesinin olduğunu belirtiyor. Ve bu güzellik yarışmasının “kim olduğunu dünyaya göstermesi açısından harika bir platform” olduğunu da göğsünü gere gere açıklıyor.
Şimdi neresinden bakarsak bakalım pespayeliğin, değersizliğin, şahsiyet yoksunluğunun, kimliksizliğin şaha kalktığı bir durumla karşı karşıyayız. Gerçek, hakikat kendini boz bulanık bir girdaba kaptırıp yok oluyor. Laboratuvarlarda, kapitalist tezgâhlarda, bilgi-işlem odalarında, bilgisayar ağlarında üretilen ve her şeyi nesneleştiren bir paradigmanın egemenliği söz konusu. Her şeyi tüketen, çöpe atan bir insanlık…
Mahremiyeti, tevazuu, haddini bilmeyi vaz eden bir dinin öğretilerini bizzat teşhirciliğin, müstağnilin, had bilmezliğin vitrinine uyumlu hale getirmek… Tesettürle güzellik yarışmasına katılmak İslam’ı tersten okumak anlamına gelir. Müslüman âlimler İslam’da güzelliği kemaletin yani olgunluğun, yetkinliğin, erdemin, bilginin bir gereği olarak tanımlamışlardır. Olgunluğun olduğu yerde vardır ancak güzellik. Güzellik maddi ve manevi anlamdaki her şeyin uygunluk içinde olmasıdır.
Bir kere günümüzdeki güzellik anlayışı bizzat güzelliğin üstünü örtüyor, güzelliği yanlış tanımlayarak güzelliğin gerçekliğinin ortadan kalkmasına neden oluyor. Sadece fiziki görüntüye, maddi varlığa indirgenen güzellik, güzellik olmuyor aslında. Görselliğin her şey demek olduğu bu zamanlarda metalaşan güzellik anlayışı modanın da faşizan baskısı nedeniyle tek tipleştiriliyor. Aşkınla, mutlak güzellikle bağı kopan modern insan tüketeceği bir anlayışla kendini oyalıyor.
Mahremiyetin kalmadığı, kimin eli kimin cebinde bilinmediği, kadın erkek arasındaki bütün sınırların ortadan kalktığı, hayatın her alanının metalaştırıldığı, güzelliğin bedene indirgendiği günümüzde ne yazık ki var olan saçmalıkların, dangalaklıkların yerine ikâme edilecek değerlerin de içi boşaltılıyor ve boşaltılmaya devam ediyor. Günümüzün bu güzelliği metalaştırıcı, görselliği kışkırtıcı teknik ve ruhtan uzak karakterine en sahici ve büyük itirazı yapacak İslam tesettürlü güzellik yarışmalarıyla ehlileştiriliyor.
Bir yanda IŞİD, El Kaide, Taliban, Boko Haram gibi radikal örgütler üretilerek İslam dünyası viraneye çevriliyor. Yıllardır Batı emperyalizminin yağmaladığı topraklardaki insanlar özgürlük ve bağımsızlık için harekete geçtiğinde bu tip örgütler vasıtasıyla iç savaşlar başlatılıyor hem de hakkını arayan insanlar dünyaya türlü vahşetler eşliğinde canavar gibi sunuluyor. Ortadoğu ve İslam denince insanların korkacağı, kaçacağı, insan hak ve hukukunun olmadığı bir imaj yaratılıyor ve bu imaj üzerinden Müslümanlar pazarlanıyor. Diğer yanda ise güzellik yarışmalarıyla, Playboy Dergilerine kapak olan kadınlarla daha özgür, daha insan, daha medeni bir Müslüman profili çiziliyor. Eğer batılı değerleri yaşam şekli haline getirmezsen asıl topraklarınızdaki teröristlere benzersiniz propagandası alttan alta zihinlere nakşediliyor.
Şairin dediği gibi “dilce susup bedence konuşulan bir çağda” inanç, düşünce ya da büyük anlatılar sahici olarak anlaşılamaz, inanılamaz. Ancak hakikatten, gerçeklikten koparılmış ve bunların yerini almış imajlara, kalıplara, şablonlara iman edilir. Hayatı, zamanı, insanı değiştiren devrimci öğretiler yerini aynı bugünkü gibi trajikomik göstergelere bırakır. Yani tesettürlü güzellik yarışmasına hangi zaviyeden bakarsak bakalım göreceğimiz manzara bir facia ve yıkımdan başka bir şey değil. Önüne çıkan her şeyi metalaştırıp tezgâhına koyan kapitalist zihniyet bu tip organizasyonlarla peyniri ucundan tırtıklayan fareler gibi İslami değer ve öğretileri de tırtıklayıp içini boşaltabilir. Ne güzel modern dünya bizi de muhatap alıyor, biz de bu âlemin içindeyiz diye sevinen ve olan bitene aval aval bakan Müslümanlar bir süre sonra Müslümanlık zemini ayaklarının altından kaydığında akılları başlarına gelir. Gelir ama iş işten geçmiş olur!…
Yazıyı kaynağından okumak için  link: http://www.haber10.com/yazar/muaz_ergu/tesetturlu_guzellik_yarismasi_ya_da_hipersoytarilik-672838