TASAVVUFUN YANLIŞLARI

Bekir Çöl

VAN 3.08.2018 10:06:59 0
TASAVVUFUN YANLIŞLARI
Tarih: 01.01.0001 00:00
 TASAVVUFUN YANLIŞLARI: M. ARABİDEN AKIL ALMAZ SÖZLER:

15. asırda yaşayan ve F. Sultan Mehmed’in Kadı askeri olan Hızır Bey “Kaside-i Nuniye” diye bir kitap yazmış, bu kitabın 13. Beytinde bazı tasavvufçuları kastederek şöyle demiştir. “İlmiyle ihata eyledi her şeyi, İrfan ehlince onda İttihad da hulul de yoktur, her şeyden münezzehtir O.” 18. yüzyılda yaşayan Davud el Karsi bu kasideleri şerh etmiş ve İrfan ehli diye zikredilen tasavvufçuların İttihat ve hulul hakkında söylediklerini kendi kitaplarından yazmıştır. Fakat daha sonra gelen birileri Bu kasidelerin şerhinde yapılan tasavvufu eleştiren bölümleri çıkarmışlardır. Çıkarılan tenkitlerin başında gelen M. Arabi’nin “Füsus-ul Hikem”de geçen şu sözleridir: “Eşyayı izhar ile ortaya çıkaran zatı takdis ve tenzih ederim ki O, eşyanın aynısıdır. Ulûhiyet davasına kalkışan herkes, aslında bu davasında sadıktır (doğru söylüyordur.) Kaldı ki putlara tapanların tamamı, aslında Allah’a tapmaktadırlar. Fakat ibadeti yapma tarzında hataya düşmüşlerdir.

Çünkü bunlar sadece putlara tapmakla yetinmişlerdir. Oysaki her şeye tapmaları gerekirken, tapmamışlardır. Yanılgıları burasıdır.” “Kul Rab’dır, Rab’da kul. Vay başıma gelenlere ortada mükellef var mı? Eğer kuldur, dersen? İşte Rab. Ya da Rab’dır, dersen? Nasıl teklif olunabilir.” “Bu nedenle istediğin gibi tasarrufta bulun. İster kız kardeşin olsun, ister annen, fark etmez. Sakın kendini her hangi bir şeyle kayıtlı kılıp bağlama. Aksi takdirde çok yaralı şeyleri kaçırmış olursun. Diğer inançlar karşısında kendini heyula olarak gör. Hak olarak hangisi karşına çıkarsa, ona uy ve dilediğin gibi hareket et.” Hiçbir ilave yapmadan İbn Arabi’nin sözlerini sizlere sundum, yorumunu size bıraktım. Bu müthiş haberleri bize ulaştıran ve gizlenen gerçekleri açığa çıkarıp bizlere ulaştıran çok sevdiğim Harun Ünal Hoca olmuş. Hocamın yazdığı “Dini kaynaklar nasıl tahrif ediliyor” kitabından ve diğer eserlerinden istifade etmeye devam edeceğim inşallah:
MENZİL ŞEYHİNİN GAVS’I ANLATMASI:

Medyada dolaşan bir video da Menzil tarikatının şeyhi Gavs-i Sani Efendi, Güney doğu şivesi ve bozuk Türkçesi ile şunları anlatıyor. "Eğer bugün biz insan olmuşsak Gavs'ın sayesindedir. Eğer bizi herkes seviyorsa Gavs'ın sayesindedir. Onun için hiç bir zaman Gavs'ın çocuklarının, torunlarının ve evlatlarının tefrika yapmayın, ayrım yapma hakkımız yoktur.

Canımızda ruh olduğu müddetçe o aileye köle olacayız. O aileye başımızı yere koyacayız, bütün Gavs hazretleri çacuklari bizim başımıza basıp öyle geçecekler. Genee de Gavs'in hakkını eda etmemiz mümkin degildir. Biz ömrümüz boyunda Gavs'in evlatlarına kölelik yapacayız.

Yapmeyede mecburuz. Üzerimize farzdır, vacipdir, ölünceye kader Gavsin evlatlarıne boyun eymeye, hizmet etmeye!" Aynı tarikata mensup bir başka Seyda (Şeyh) efendi de şunlar söylüyor: "Bizim için Gavs'ın köyü, Sultan hazretlerinin köyü hepimiz için mukaddestir. Sokağı mukaddestir, köpegi mukaddestir. Hele-hele Gavs'in evlatlari benim için, ben onların birer tane kölesiyim, onlarin köpegiyim-köpegiyim." Peki Gavs ne demektir? Gavs, Kur'anda Ğ Y S kökünden gelen masdardır ve yardım etmek demektir. Böyle bir isim, Kur'an da ve hadisler de yoktur. Bu sıfat, İlk Sofilerden Abdülkadir geylaniye verilmiştir ve Gavs-ı Azam- Büyük yardım edici diye anılmıştır.

Geylani bir kitabında, "Benim bir elim arzın altında, bir elimde Arş'ın üstündedir. Müritlerim kıyamete kadar benden yardım isterlerse yetişir kurtarırım" der. Hâlbuki Kur'an-ın Bakara suresi 45 ve 153 ayetlerin Yüce Allah, "benden yardım isteyin" diye emretmektedir. Diğer taraftan Fatiha suresi 4. ayette ise bizler, "Sadece senden yardım isteyeceğiz" diye Allah'ü Teâlâ’ya söz vermekteyiz. Tasavvuf Yanlışları: Abdülaziz Debbağdan acayip haberler: Peygamberlerle melekler arasında ki farklar: Melek nurdan yaratılmıştır. Cenabı Hak ona akıl ile havas vermiştir.

Şeyh Efendi dedi ki: Her meleğin beş başı vardır, her başında sağı ve solu vardır. Her birinin başında dokuz ağzı vardır, toplam 63 eder. Bu beş başı bu ağızlarla çarparsan 315 ağız eder. Her ağız da 3 veya 5 bazende 7 dil olur. Üç dil olduğunu farz etsek, o zaman da her meleğin 945 dili vardır. Eğer beş dili varsa, o zaman da 1575 dili olur. Eğer meleğin 7 dili varsa o zaman da 2205 dili olur. Şimdi melek bir konuşursa bütün bu dillerden ses çıkar. Kısa izah: Bu bilgilerin gerçekle bir ilgisi yok. Çünkü Allah'ü Teâlâ’dan bu konu da bir haber gelmemiştir. Varsayalım ki bu bilgiler doğru: Bu bilgilerin kime ne faydası veya zararı olur? Allah aşkına bu bilgiler Müslümanların hangi derdine derman olur? Yeni yayınlanan:

TASAVVUF KİTAPLARINDAN "TAHLİL NAME" kitabımdan