SOSYAL DENGE

ABDULHALİM ALMALI YAZDI...

VAN 26.07.2014 12:58:08 0
SOSYAL DENGE
Tarih: 01.01.0001 00:00
 SOSYAL DENGE

"Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir. Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara: 261-262)"

Toplumdaki sosyal aktiviteyi sağlamak konusu da sivil toplum örgütlerinden olan dernek, vakıf gibi kuruluşlar toplumda bulunan sosyal yaraları sarma noktasında önemli görevler üslenmektedirler. Bu gibi kuruluşlar özellikle doğal afetlerde ve diğer zamanlarda toplumun muhtaç olan kesimlerinde kendilerini gösterirler. İhtiyaç sahiplerini en çok ihtiyaç oldukları konularda onlara yardımcı olar yaralarını sarmaya çalışırlar.

Toplumdaki açıkları veya devletin yetişemediği kimi durumlarda devreye bu gibi kurumlar girmektedir. Kimisi gıda ihtiyaçlarını giderirken, kimisi okuyan öğrencilerin okumalarına olanak sağlar. Kimileri ise barınma, ısınma, tedavi gibi sorunlarla ilgilenirler.

Bunlar yapmış oldukları bu hizmetleri kolektif bir hale getirirlerse inanıyorum ki toplumdaki bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşılmış olacaktır. Fakat yapılan yardımlardan kimileri payına düşenden fazlasını elde ettiği gibi kimileri de bu yardımlardan paylarına düşeni alamamaktadırlar. Ama kolektif çalışma olursa herkesin birbirinden haberi olduğu gibi bütün ihtiyaç sahiplerine de ulaşılmış olacaktır.

Her vakıf veya dernek yapmakta oldukları yardımları çeşitlendirerek de yaparlarsa bu sorun gene çözülür kanısındayım. Aile var iaşesi temin edilmiş fakat giyime ihtiyacı var ona habire gıda götürmenin hiçbir anlamı yoktur, yakacağa ihtiyacı olan birine siz hep giyim götürün veya yiyecek götürün ne anlam ifade eder ki?

İnsanımız gerçekten ihtiyaç içerisindedir. Kimi mala, kimi giyime, kimi okumaya, kimi sevgiye, kimisi de korunmaya ihtiyaç duymaktadır. İnsanların ihtiyaçlarını gidermekten, sorunlarını çözmekten daha güzel hiçbir şey yoktur bütün bunlar yapılırken insanın gurur vs haysiyeti göz önüne alınmalıdır.

Sırf reklâm olsun dernek veya vakıf tanınsın diye yapılan yardımları medyaya yansıtmak ne kadar doğrudur, belki kimileri bunu teşvik babında doğru bulabilir fakat bu durum özellikle çocuklar üzerinde onulmaz yaralar açar o çocuklar Toplum içerisinde hep eziklik hisseder ezilir ve artık kendilerini hep başkalarına ihtiyaç hisseder durumda görürler.

Bu dünya hayatında zamanı değerlendirmek, yaşamak için Allah’ ın belirlemiş olduğu kurallar her insanın mutlaka uyması gereken kurallardır. Bu hayatın akışı içerisinde kulun yapması gereken ibadet çeşitleri de gene Allah(cc) tarafından belirlenmiştir. Yani hiçbir peygamber kendi kafasına göre, kendi hava ve hevesine göre bir ibadet biçimi belirleyemez ki hiçbir peygamber bu manada bir ibadet biçimi belirlememiştir.

İslami manada mümin bir insanın yapmış olduğu her hareket, sergilemiş olduğu her davranış birer ibadet niteliğindedir. Öte yandan insanoğlunun hayatını kontrol altına almak, toplumda safların belirlenmesi için çeşitli ibadet biçimleri belirlenmiştir. Bunların başında günde beş vakit namaz, yılda bir aylık ramazan orucu, imkânı olanların hac menasiklerini yerine getirmek için hacca gitmesi, gene mali ibadet biçimi olan zekât, fitre ve infakta bulunması gibi ibadetler zaman akışı içerisinde zamanı geldikçe her Müslüman’ın yerine getirmesi gereken ibadet biçimleridir.