SONSÖZ

Son olarak:

VAN 23.05.2017 22:16:16 0
SONSÖZ
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Evet...


Allah elçisinden bizi ancak vahiyle uyardığını söylemesini istiyor. Neden? Din sadece vahiy olduğu için! Elçi de bu emre uymuş, bizi sadece vahiyle (Kur'anla) uyarmıştır. Elçiyi örnek alan bizlere de düşen budur;  elçi gibi sadece vahye uymaktır. Elçi sadece vahye uyarken sadece vahiy olmaz demek elçiye itaat değildir; itaatsizliktir. Görüldüğü üzere geleneksel dini anlayış bize elçiye itaatsizliği bile itaat olarak göstermiş!

Son olarak:

Bu sayfamızda kapsamlı bilgiler vererek sizi detayın zifiri karanlık kuytularında / dehlizlerinde boğmak istemedik! Sadece size kapı açmak, anlatılan ve yaşadığımız geleneksel din hakkında düşünmenizi, bunları Kur'an ölçüsüne vurmanızı istedik! Sizi Allah'ın buyurduğu gibi yaparak düşünmeye ve akletmeye davet ettik!

Din sadece vahiy olmadığında, şimdiye kadar bize anlatıldığı üzere vahiy + rivayet + zan üçlemesi olduğunda:

En başta hurafeler din oluyor, hizipleşmenin, çatışmanın kaçınılmaz olduğu bir yapı çıkıyor ortaya. Din saf ve duru özünden uzaklaşıyor; bid'at, zan ve rivayetler, menkıbeler ve hikayeler din haline geliyor. Din alabildiğince zorlaşıyor. Taşınması güç bir yaşantıya dönüşüyor. Çekmiyor, bilakis itiyor. Sevdirmiyor, soğutuyor. Dinimiz hurafe sistemi gibi algılanıyor; eleştirilerin, karikatürlerin konusu haline geliyor. Dinimiz vahşetle, cinayetle, terörle özdeş anılır olmaya başlıyor. Şirke düşüldüğü için de müslümanların üzerine pislik (dert, bela, musibet) yağıyor... Bunun daha böyle birçok mahzuru ve olumsuz sonucu bulunuyor.

Bu çalışmamızla konu hakkında (ilgili ayetler hariç) en doğru sözü söylediğimizi iddia etmiyoruz! Şüphesiz ki en doğrusunu sadece Allah bilir. O kıyamet günü, din hususunda tartışıp durduklarımız hakkında kesin hükmünü vereceğini söylüyor. 

Bu arada bize düşen anladığımızı / algıladığımızı / inandığımızı güzel sözle birbirimize tebliğ etmek, sonra da "Senin dinin sana, benimki de bana... Dinde zorlama yoktur" ilahi emri gereği birbirimizin inancına saygı ve hoşgörü göstermek, birbirimiz için hidayet dilemek ve dua etmektir.

Tam bu noktada şunu ifade etmek isteriz: Kur'anı anlamaya çalışarak yani üzerinde düşünüp aklederek bir kez olsun okuduğunuzda bizimle aynı noktaya geleceğinizi ümit ediyoruz. Bunun için Allah'ın sözlerini bir kez olsun anlaya anlaya okumak kafi gelecektir.

Sonra ise tıpkı bizler gibi; "Meal olmaz, Kur'an zordur, onu herkes anlayamaz, derin ilim gerekir, tefsirsiz olmaz, tevilsiz olmaz, hocasız olmaz, sevap kazanmak sana yeter" vs. diyerek bizleri asırlardır neden Kur'anın yalın ilahi mesajından uzak tuttuklarını, dini neden duru kaynağından değil de kendilerinden (ara kişi, kitap ve kurumlardan yani aracılardan) öğrenmemizi istediklerini daha iyi anlayacağınızı düşünüyoruz.

SON OLARAK

Allah peygamberimizi neden resul yani "elçi", "haberci" diye tanımlıyor? "Elçi" ne demektir? Allah Kur'anı koruyacağını vahiyde açıkça beyan ettiği halde aynı şey rivayetler için neden söylenmemiştir? Geleneğin dediği gibi şayet rivayetler de din ise Allah dininin sadece bir bölümünü mü korumuştur? Allah dininin diğer bölümünü ihmal etmiş olabilir mi? Elçi vahyi hemen yazıya geçirerek korumaya alırken aynı şeyi rivayetler için neden yapmamıştır? Vahiy katipleri varken hadis katipleri neden yoktur? Sadece bu basit soruların cevapları dahi gerçeğin ortaya konulabilmesi için yeterlidir aslında. Yine de bu sorular üzerinde sizi son bir kez daha düşünmeye davet ediyoruz!

"(De ki): Allah'dan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitab'ı açık olarak indiren O'dur..." (En'am 114) 

Kur'an yetmez demek, rivayetsiz, ulemasız vs. din olmaz demek Allah'tan başka hakem, Kur'andan başka hüküm kaynağı (din) aramaktır. Oysa kitap açıktır, noksansızdır, yeterlidir. 

Kur'an kıyamet günü sorumlu tutulacağımız tek kitaptır.

"Doğrusu Kur'ân, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız"  (43/44)

Ayette de buyrulduğu gibi ileride / kıyamet gününde Kur'andan sorulacağımıza göre "Allah bizi yetersiz bir kitaptan sorguya çekmez" diye düşünüyor, "BİZE KUR'AN YETER! DİN SADECE KUR'ANDIR!" diyoruz! 

"De ki: Ben elçilerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım! Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım" (Ahkaf 9)

Görüldüğü gibi sadece vahye uyması istenen ve istenildiği şekilde "sadece vahye" uyan elçi gibi bizler de "sadece vahye" uyuyor, esas bu tutumun elçiye itaat olduğunu düşünüyoruz. Elçi emredildiği gibi sadece vahye uyarken "Sadece vahiy olmaz" şeklindeki geleneksel anlayışı Allah'a ve elçisine itaatsizlik olarak değerlendiriyoruz. Bundan da Allah'a sığınıyoruz!

***

<> Lailahe İllallah! Muhammeden Resulullah <> 
<> Allah'tan Başka İlah Yoktur. Muhammed (AS) Allah'ın Elçisidir <>