Sonraki Batıniler

Bekir Çöl

VAN 11.11.2017 09:14:26 0
Sonraki Batıniler
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Zenc Hareketi: Bu hareket İsmaili’lerin destek verdiği kalkışmadır. Bu hareket, Basra ile vasıt arasında uzanan yeşillik ve bataklık bölgede ortaya çıktı. Yöneticisi Ali b. Muhammet isimli biridir. Bu kişi gaybi bildiğini iddia etti, Peygamberliğini ileri sürdü, bazı ayetleri Batıni usulle tevil etti. Çok hiddetli, acıma bilmeyen katı kalpli biriydi. Adamları ile Kadisiye şehrine girdi, halkının hepsini öldürdü. Köylere, kasabalara sık-sık hücum ederdi. İğrenç hareketlerinden birinde hicri 257 senesinde Basra’ya girdi, Şehir halkı öldürmüş, büyük bir ateş yakmış ve büyük camileri ahıra çevirmiştir. İbn. Rumi adındaki bir şairin bu şehrin harap halini anlatan uzun bir şiiri vardır.

 

Zenciler her tarafta azgınlık gösterdiler, fesatlık çıkardılar, İslam’a karşı açıkça düşmanlık yaptılar. Birçok Müslüman’ın kanını akıttılar, halkın malına ve ırzına tecavüz ettiler ve İslam’ın gücünü kırdılar. Böylece Müslümanlara düşmanlık hırsıyla dolu olan Haçlıların ve Tatarların hırslarını tahrik ettiler. Fırsattan istifade etmek isteyen İslam düşmanları, İslam birliğini tamamen yok etmek için her taraftan hücuma geçtiler.

Bâtınilik Yeniden Doğuyor: Ahmet Ahsa-i ve Şeyhiler:

Hicri üçüncü ve dördüncü asırda Müslümanlara oldukça zarar veren Bâtıniler aradan asırlar geçtikten sonra Hicri 12. Asırda yeniden ortaya çıktılar ve çeşitli adlar altında hala varlıklarını devam ettirmekteler. Bozuk akideli ve karanlık fikirli bir şeyh, Bâtıniliği yeniden harekete geçirmek için ortaya çıktı. Miladi 1753 senesinde doğan Ahsa-i, Şia içinde tarikat kurdu ve Şeyhiyye diye anılmaya başladı.

Şeyhiyye’nin fikirleri şöyleydi: “Muhammed’in hakikati daha önceki peygamberler de hafifçe belirmişti. Fakat Muhammed’de ve ondan sonra gelen on iki imam da daha açık şekilde tecelli etmiştir. Sonra seneler boyunca gizlenmiş bilahare şeyh Ahmet Ahsa-i de ve Seyyit Kazim Reşti de yeniden ortaya çıktı. Bunlardan Kerimhan Kirmaniye ve oğullarına geçti. Ondan da Ebu Kasım Han’a geldi. Bunlar kendi arasında dördü bir rükün olarak birleşirler. Görüşleri ayrı ama Hakikatte birleşirler. Hakikat ise Allah’ın bunlar da zuhur etmesidir. Peygamber de ve on iki imam da İmam olarak tecelli eden hakikat bunlar da Allah olarak tecelli etmiştir. 

Ahsa-i, Hz. Ali’ye tapınan Hululiye Şiilerindendir. Kıyamete inanmazlar, öldükten sonra dirilmeyi tevil ederler. Ahsa-i, ilk olarak Mehdi’nin geleceği yaklaştı diyerek başladı. Tarihi hadiseler gösteriyor ki Bâtıni fırkalar daima İslam düşmanları olan Yahudilere, Rum İmparatorlarına ve İran Mecusilerine yakın olmuşlardır.

Müsteşrikler sonradan ikrar etmişler ki, Ahsa-i, dini hükümleri değiştirmek, inanç esaslarını bozmak için özel olarak hazırlanmış, Endonezya’dan şarka gönderilmiş, aslen batılı bir Papazdır.

Şirazlı Mirza Ali Muhammet: Ehli Beyt’e mensup olduğunu iddia eden bu kişi 1819 senesinde Şiraz da doğdu. Küçükken babası vefat etmiş, dayısı onu yetişmesi için sahte Mehdi Kazim Reşti’nin müritlerinden bir şeyhe teslim etmişti. Orada kalmayan Mirza Ali’yi dayısı ticaret yapmaya alıştırdı. Sonra yine derse dönmüş Matematik, felsefe, astroloji, hurafe karışımı yıldız ilmi öğrendi. Oradan Kerbela ve Necef’e gelmiş, Kazim Reştiden ders almış ona sımsıkı bağlanmıştır. Kazim Reşti bu kişiyi kendi yerine halife bıraktı ve gelecekte Mehdi olacağını ona bildirdi.

Daha sonra Mirza Mehdiliğini ilan etmek için Mekke’ye gitmiş ve Mehdi’nin Rükün ile makam arasında çıkacağını bildiren bir de hadis uydurmuştur. Mirza davetini hicri 1260 (1844) Şiraz da açıkladı. Henüz yirmi beş yaşındayken davasını azimle anlattı, fitne tohumlarını saçtı ve Müslümanların arasını açtı. Netice de İslam alemi onun küfre girdiğini, öldürülmesi gerektiğini ve idam edilmesinin fetvasını verdiler. İdam kararı Şah Nasuriddin’in emri ile 1849 senesin de bir pazartesi infaz edildi. 

Mirza, fikren hurafe yanlısı, Vahdeti Vücuda ve Hulule inanan, sapık mistiklerin inancına mutabıktı. Şiilik ve Mehdilik fikrindeydi. Vahdeti Vücut, Allah varlığının her şeyde mevcut olması esasına dayanır. Âlem hakikatte mevcut olmayan bir hayalden ibarettir. İnsanın zatı ile Allah’ın zatı aynı şeydir. Yaratan ile yaratılmış arasında fark yoktur. Hulul inancına gelince, bu Allah’ın insan vücuduna girdiğine inanmaktır.  

Mirza, Önceleri kendisinin beklenen imama açılan bir Bap (Kapı) olduğunu açıklamış, sonra bizzat imamın kendisi olduğunu söylemiş, daha sonra Peygamberlik taslamış ve nihayet İlahi ruhun kendisine hulul ettiğini söyleyerek Tanrılık iddiasına cüret etmiştir. 

Mirza Ali’nin son iddiaları: Kendisine Beyan isimli kitap geldiğini söyleyerek şunları iddia ediyor: “Ben Muhammed’den daha faziletliyim. Nitekim benim Kur’an'ım da Muhammed’in Kur’an’ın dan daha üstündür. Benim Kur’an'ımın bir harfini bile yapmaya acizdir. Muhammed elif makamında dır ben ise nokta durumundayım. Peygamberiniz geriye Kur’an'dan başka bir şey bırakmadı. İşte size kitabım “El Beyan”  bol-bol okuyunuz. İçinde ki hükümlerin Kur’an ahkamını kaldırdığını göreceksiniz.

Batıniler, bu yazdıklarımla kalmadılar. Babilik, Bahailik, Mehdilik ve daha birçok bölücü fırkalarla günümüze kadar geldiler. Batı desteğinde ki içimizde filizlenen bu fırkalar bizim desteğimiz ve yardımlarımızla ve bizden çaldıkları insanlarla bize düşman olmaya devam ediyorlar. Şu son 15 Temmuz Darbe girişiminde bu sözde Müslüman görünümlü sapıklar başarılı olsalardı, şimdi dünyayı kurtarmaya namzet bir de Mehdimiz olacaktı.