SANDIĞA GİDERKEN!..
"Sandığa giderken ne istenir yapılan ne?" Ülke siyasetine yön verenleri belirlemek halkın düşünce ve beklentilerini iktidara taşımak için demokratik yönetimin halkın iradesinin uygulamaya yansıtıldığı, böyle bir yönetim biçiminin halk adına, halkın istek ve temennileri doğrultusunda, kararlar vereceği söylenilir!.
Halkın geleceğine yönelik hoş duygular yatmakla birlikte bunun icraata yansımsının doğruluğu seçtirenler açısından oldukça önemlidir. Önemlidir çünkü seçilmeleri için halkın önüne bıraktığı isimleri halktaki karşılığı var mı yok mu göz önünde bulundurulmaldır!.
Demokratik sistemlerde halkın seçimi esas alınırken diğer taraftan da aday belirlemelerinde güçlünün öneri ve tespitleri değere alınmaktadır. Bu sistemin kendine has kıstasları vardır kimlerin seçime katılabileceklerini, aday olabileceklerini belirleyen mekanizma halkın elinde değil de hep güçlünün(iktidar olsun muhalefet olsun)elinde olagelmiştir.
Halk demokrasi sofrasında istediği yemeği yiyememektedir. Birileri tarafından, (demokrasiyi kendilerince şekillendirenler) önüne konulan menüdeki yemeklerden birini tercih etmek zorunluluğu vardır!..
Seçim dönemlerinde sosyal bilimciler tarafından tespit edilen halkın dilek ve temennileri liderlere aksettirilerek liderlerin sözleriyle sloganlaştırılır, oysaki lider halkın içinden çıkmış, yaşamında halktan biri olabilmişse o sorunları sloganlaştırmadan çözümüne gider.
Halk kendi beklentilerini, çözülmesi gereken sorunlarını iyi anlatabilen, vücut dilini iyi kullanabilen liderlerde tercihlerini yaparlar. Lider halkın yaşantısıyla özdeşleşen biri yerine iyi sloganlar kullanabilen tipleri tercih etmeyi tercih edeler. Demokrasini gereği olan bu durumla sonuç alınamayınca ondan sonrada kalkar halkı suçlamaya başlarlar.
Kendilerini şu veya bu şekilde halka kabullendirmiş olan kimi liderler her seçim bölgesinde belirledikleri aday kim olursa olsun, konumu ne olursa olsun kendi portreleri desteğinde kazandırdıkları ortadadır. Hemen, hemen desteğin çoğu liderlik portresinin vermiş olduğu algıyla kendini gösterir.
Adaya gelince kendi portresinden ziyade liderinin portresini ön plana çıkararak yarışa katılır ve hiçbir aday kendi başarısı ve mücadelesi ile kazanıp o koltuğa oturamaz. Ardından da oluşan iktidar ortamından merkeziyetçi bir öneriyle aday olan, olabilen kişiler ise mecliste sadece parmak kaldırır, parmak indirirler.
Kendi seçmenini beklentilerini, mağduriyetliklerini gidermek konusunda gerekli cesareti gösterip adım atamazlar. Çünkü kendilerini belirleyen ve demokrasi içerisinde kendilerine yer ayıran güçler ne isterlerse ona göre davranmak zorundadırlar.
Başarısız sonuçlardan dolayı yanlışlıkların temelinde kendini değiştirmeden sorunların çözümünü beklemek bir nevi kış uykusuna yatmak gibidir. Biz doğru yoldayız yanlış olanlar karşımızdakilerdir yargısı başarısızlığın ilk adımıdır. Unutulmamalıdır her sorun bizim yanlışlığımızın eseridir. Olduğumuz gibi kalmamız sorunların çözümünden ziyade büyümesine sebep olur. Gelişim ve değişimimiz toplumsal ahlaka hizmet etmeli, kokuşmuş-yozlaşmış suratla tedaviye ihtiyacı olan ahlak yozlaşmışlığından aile kurtarılmalıdır.
Siyasete yön verenler halkı yönetenler sağlam bir aile düzenine sahip olabilirler bu toplum için yeterli değildir önemli olan toplumun ve ailenin kurtarılması yönünde referans olmalarıdır. Eğer toplumun değişimi yönünde bir iş başarmışlarsa toplumda hemen kendisini gösterir, iyi idare edemediklerinde, referansta öncü olamadıklarında toplumun yozlaşmasının önüne geçmeleri mümkün değildir.
Bir toplumun gücünü belirleyen sahip olduğu nüfusun çoğunluğu alınan oy değildir. Sahip olunan manevi değerlerin çoğunluğudur. Toplumlarda insanların ortak yönleri ne kadar çok olursa paylaşımları da o oranda olacaktır. Bu durumda toplum içerisinde kardeşlik duygularının ahlaki değerlerin gelişmesini, yerleşmesini sağlayacaktır.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
