ŞEYTANIN EN GÜZEL SÖZÜ “KORKMA BAĞIŞLANIRSIN”

OSMAN COŞKUN

VAN 21.05.2015 10:00:32 0
ŞEYTANIN EN GÜZEL SÖZÜ “KORKMA BAĞIŞLANIRSIN”
Tarih: 01.01.0001 00:00
 bizler şeytan ve dostlarını yeterince tanıyor muyuz? Şayet yeterince tanımıyor isek lütfen Allah’ın son kitabı Kuran’a müracaat edelim o bize şeytan ve dostlarını yeterince tanıtmaktadır.
İnsanoğlunun ilk yaratıldığı günden itibaren arasında ezeli bir rekabet olan şeytan kıyamet kopuncaya kadar bu muhalefetini ve karşı duruşunu sürdürmeye devam edecektir. Âlemlerin rabbi olan Allah ona bu mühleti ve fırsatı vermiştir ki hak üzere olan ile batıl üzere olan ortaya çıksın. Şeytanın insanoğlunu bulunduğu doğru yoldan saptırıp Allah’ın dışında rabler edinmesini onun kulları için göndermiş olduğu hayat nizamını değil de başka başka hayat nizamları edinmesini öğütlemesinin yanında sanırım en cazip ve sevimli gelen teklifi veya önerisi: “günah ve hatadan sonra bağışlanacağına dair sözüdür.”
Oysa bütün inananlar şunu kesin olarak bilmek zorundadırlar ki: Oda Allah birilerinin demesi ile birilerini asla bağışlamaz. Bağışlanmanın olmazsa olmaz şartlarından birisi ve en önemlisi hata yapanın yaptığı hatayı kabul etmesi ve özellikle aracısız doğrudan Allah’a yalvarması ve kendisinin tek bağışlayıcısının ve affedicisinin sadece Allah olduğuna inanmasından geçmektedir. Bunun iki farklı birisi güzel diğeri ise örnek alınmayacak kadar kötü olan uygulamasını gelin Kuran’dan birlikte okuyalım.
İnsanlığın atası ve Allah’ın ilk muhatap olduğu Hz. Adem peygamberdir salat ve selam bütün peygamberler üzerine olsun yaptığı davranışın bir hata olduğunu itiraf ederek bakın ne diyor: “Şeytan “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu yolla onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtemeye başladılar. Rab’leri onlara ,“Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Dediler. ( Araf-21-22-23) Adem ve eşi bu güzel tutum ve davranışlarıyla kıyamete kadar gelecek olan insanlığa şayet bir günah ve hata işlemek ile karşı karşıya kalacak olur iseler ki mutlaka insanın olduğu ortam da bu durumlar kaçınılmaz olacaktır.
Zira günah ve hata yapmak insanın fıtratında vardır günah işlememek ve hata yapmamak yaratılmışlar söz konusu olunca: Sadece melekler insanoğlunun yaptığı hataları yapmazlar. Peki, insanoğlu Allah’ın bir yasağını ihlal etti sonuç: Onun için iki yol var birisi hatasını itiraf edip hatsında ısrar etmemek diğeri ise yapılan hatayı meşru görüp hayat tarzı edinmemektir. İşte Adem ve eşi bunu yaptılar hatalarını anlayıp yasağı koyan otoriteden bağışlanmalarını isteyerek bütün bir insanlık için örnek oldular.
Ya şeytan ne yaptı? İster iseniz şimdide kısaca onun üzerinde duralım: Allah’ın kesin bir emri olan Adem’e secde konusunda kendi birikim ve kanaatlarının doğruluğunu savunup bu emre karşı çıkan peşinden de şunları söyleyen şeytanın durumu üzerinde duralım: “Allah, sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu? Dedi. O da “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. …….Şeytan dedi ki: “Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” ( A raf-12 ile16 arası) Yaratılmış iki varlıktan iki farklı davranış birincisi Ademi ve insanca bir davranış iken ikincisi şeytanca ve şeytani bir davranıştır. Hangisini örnek alacağımız konusu ise tamamen bizimle alakalıdır ancak tercihlerimizin sonucuna katlanmak zorundayız. Secde etmeme nedenini Allah’ın kendisini azdırmasına bağlayan şeytan tekrar farklı bir misyon ve görevle varlığını sürdürmeye devam etmektedir. İnsanoğlunun dostu gibi görünerek onun beğeneceği sözler söyleyerek “nasıl olsa bağışlanırsın” demek suretiyle doğrudan ve açık yolla kandırılması mümkün olmayan pek çok kalbi, şeytan bu yolla avlayabilmektedir. Bu sağlam dirençli insanlara yumuşak biçimde yaklaşır, onlara günahları güzel gösterir, ilahi rahmetin genişliğini ve ilahi af ve bağışlamanın kapsayıcılığını telkin edip onları günaha sürükler.
Peki, bu ilke bütün bir insanlık için geçerlimi dir? Meseleye sadece insanlık açısından bakar iseniz elbette ki bu kural geçerlidir. Fakat insanoğlunu iman eden ve etmeyenler olarak bir tasnife tabi tutar iseniz o zaman durum değişir ve iki farklı durum ortaya çıkar. Bunlardan ilki şeytanın taraftarları diğeri ise Allah’ın taraftarlarıdır. Bu iki taraftarın mücadelesi hayatın her alanında hız kesmeksizin devam etmektedir.
Şeytanın “korkma bağışlanırsın “ sözünün Allah’ın taraftarı olup gerçekten iman edenler üzerinde bir etkisinin olmadığını Allah’ın göndermiş olduğu kitabından çok net olarak anlamamız mümkündür. Şöyle ki: “ Kuran okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. Gerçek şu ki: Şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hakimiyeti yoktur. ( Nahl- 98-98) Buradan şu anlam çıkmasın gerçekten Allah’a iman edip güvenenlere şeytan hiç uğraşmaz asla böyle değil. Şeytan her türlü cazip tekliflerle onlara da gelecek. Mesela Allah’ın affediciliği kozunu kullanarak nasıl olsa Allah seni affeder onun affı boldur demek suretiyle onlarında sağından solundan önlerinden ve arkalarından yaklaşacaktır. Fakat bu teklifler karşısında uyanık olan ve Allah’ın bu konudaki işaretlerini yani işlenecek günahın karşılığı olan günah ve cezayı gören inanmış mümin bu teklifi elinin tersi ile itecek ve şeytana ve onun dostlarına hak ettikleri dersi verecektir.
Diğer guruba gelince yani şeytan ve dostlarının üzerlerinde hâkimiyet gurup Allah ile aldattığı kimseler ise şeytandan gelen her türlü teklifi cazip görüp hemen kanan ve onun çekim alanına girip etkili olduğu taifedir ki şimdide gelin bunların durumlarından bahseden Kuran ayetlerini okuyalım: “Şeytanın hakimiyeti sadece onu dost edinenler ve Allah’a ortak koşanlar üzerindedir.” (Nahl-100) Sanırım ne demek istediğimiz sizler tarafından birazcık olsun daha da anlaşılır hale gelmiştir. Şeytan denilince bizlerin ne anladığı da çok önemlidir. Son günlerin moda tabiriyle bizler şeytandan birilerinin anladığı gibi! “sadece kötü dürtü ve duyguları anlıyor isek” daha alacağımız bir hayli uzun yol ve öğreneceğimiz çok şeyin olduğunu peşinen kabul etmeliyiz. Bu yazıyı okuyan kardeşlerimin şeytanı böyle anlayıp kabul ettiklerini doğrusunu bana sorar iseniz düşünmek bile istemiyorum. Şeytanın bugün ortada dolaşıp taraftarları üzerinde en etkili olduğu cinsi insanın kendi cinsinden olanıdır. Allah’ın bütün insanlık için göndermiş olduğu bir hidayet, nur ve yaşam biçimi olan Kuran’ın metni üzerinde etkili olamayan ve onun en küçük bir süresi gibi bir süre meydana getiremeyen insan cinsinden olan günümüz şeytanları Kuran’dan anlaşılması gerekenler üzerinde kitaba iman edenlerin farklı farklı görüş ve anlayışlara yönelmelerinin yolunu açarak kitap üzerinde şüpheler uyandırarak en büyük şeytanlığı yapmıştır. Kendisinde asla bir çelişki ve tutarsızlığın olmadığı bir kitabı adeta çelişkiler yumağına döndürmek suretiyle kısa yoldan hedeflerine varmış oldular. Allah’ın sadece Müslüman ismini verdiği bu topluluk şeytan ve taraftarlarının telkinleriyle dinlerinde gurup gurup olan ve her bir gurubun kendisinde ki ile övünen ve açıkça ey peygamber böyle yapanlar ile senin hiçbir ilgin ve alakan yoktur dediği insan yığınları haline geliverdiler. Allah’ın kendileri için seçmiş olduğu ve adına da İslam dediği dini bırakarak birilerinin bu dinden anladıkları yorum ve görüşleri diğer bir ifade ile mezheplerini dinleri haline getirdiler. Tıpkı kendilerinden önce din adamlarını rab edinen toplumların durumuna düştüler ve bu halleriyle halen Müslüman kalabileceklerini zannettiler. Müslüman toplum halen şeytanın gözünün birinin kör olduğuna inandırılarak avutulur iken on binler ce mil öteden gelip Müslüman yurtlarını işgal edip onların her türlü kutsallarını ve ayrıca yer üstü, yeraltı zenginliklerine el koyan büyük şeytan ABD ve yandaşlarını ve emrindeki NATO gibi büyük şeytanları görmez veya göremez hale getirildiler. Büyük şeytan ve dostlarının ülkelerine onların menfaati için geldiklerini ülkelerinde kötü gidişe! Dur demek ve yapılan zülüm ve işkencelere son verip onun yerine insanlığın tek kurtuluşu diye yutturulup avutulan demokrasi! Getirme bahanesiyle avuttuklarını bu insanlar ne zaman anlayacaklar/anlayacağız. Şimdi sormak lazım bizler şeytan ve dostlarını yeterince tanıyor muyuz? Şayet yeterince tanımıyor isek lütfen Allah’ın son kitabı Kuran’a müracaat edelim o bize şeytan ve dostlarını yeterince tanıtmaktadır. Yeter ki bizler önyargısız ve şartsız olarak Kuran’ı anladığımız dilden okuyalım göreceğiz ki o bize kendisini açacaktır. Allah’a emanet olunuz.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/seytanin-en-guzel-sozu-korkma-bagislanirsin/#sthash.WFN5TLLA.dpuf