ŞEYTANIN ASKERLERİ

Kanla ve işgalle temeli atılan Birleşik Devletlerin zulÜmlerini okyanus ötesine taşıyan isimler yan yana dizilmiş Ömürleri boyunca yaptıkları gibi yine ellerinde küreklerle yine kuyu kazıyorlar. Bu karEdeki yüzlerE iyice bakın ve hafızala

VAN 15.09.2014 14:01:23 0
ŞEYTANIN ASKERLERİ
Tarih: 01.01.0001 00:00
Milligazete

Katliamları Bush’un  Gölgesinde Kaldı ABD’nin 67. Dışişleri Bakanı olan HIllary ClInton, dönemin Başkanı oğul Bush’un gölgesinde kalsa da terör bahanesiyle çok sayıda katliama imza atmıştı. Senatörken Irak’ın işgaline evet oyu veren Clinton, ‘Zor Seçimler’ kitabında  Türkiye’den sinir bozucu ortak olarak bahsetmişti. Hillary Clinton, bakanlığı sırasında İran’ın nükleer programıyla ilgili diplomatik çözüm arayan ülkelerin dünyayı daha tehlikeli hale getirdiğini öne sürdü. Clinton 2011 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyarette, iç işlerine yönelik haddini aşan eleştirilerde bulunmuştu. Soros’un Fikir Babası Müslüman Düşmanı Yahudi olan ve ABD’nin derin aklı olarak bilinen Henry KIssInger, Ortadoğu’nun bu hale gelmesinin temellerini atmıştır. Siyonist Kissenger Irak–İran savaşı hakkında sarf ettiği, “Bizim amacımız Müslümanların birbirlerini öldürmelerini sağlamaktı” sözleriyle Müslümanlara duyduğu kini dışa vurmaktan çekinmemişti. Şili’de Başbakan Salvador Allende’nin askeri darbeyle devrilmesinde, Vietnamın işgalinde de parmağı olan Kissinger, turuncu devrimlerin mimarı olan ünlü para spekülatörü George Soros’un da fikir babası. Bağımsız Filistin’in Kurulmasını Engelleyen İsim Tüm dünyayı kana bulayan baba Bush’un sağ kolu olarak bilinen James Baker, bağımsız bir Filistin Devleti’nin oluşumunu Birleşmiş Milletler ajanslarına yapılan finansmanın kesileceği tehdidiyle engelleyen isim. Baker, I.Körfez Savaşı öncesinde Irak’a karşı yapılacak saldırıda uluslararası bir şer koalisyonunun oluşumunu sağladı. Baba Bush’tan sonra oğul Bush’a da hizmet eden Baker, 2003 yılında oğul Bush tarafından Irak’taki katliamlara hazırladığı zemin yetmiyormuş gibi Irak’ın borçlarından sorumlu özel elçi olarak atandı. Döneminde 28 Şubat Gerçekleşti Yahudi asıllı MedlIn AlbrIght’ın bakanlığı sırasında Türkiye’de 28 Şubat Darbesi gerçekleşmiş, ABD’nin çanak tuttuğu bu darbe ile Türkiye’deki Müslümanlara büyük bir baskı uygulanmıştır. 1996 yılında bir TV programında, Medlin Albright’a, ABD’nin açtığı savaş ve uyguladığı yaptırımların yarım milyon Iraklı çocuğun ölümüne neden olmasının ödenebilecek bir bedel olup olmadığı sorulmuş. Medlin Albright ise, “Bu çok zor bir seçim, ama bunun ödemeye değer bir bedel olduğunu düşünüyoruz” cevabını vermişti. Görev Yaptığı 30 Yıl İçinde Hiç İsrail Aleyhine Çalışmamış John Kerry döneminde de değişen bir şey olmadı. Libya, Mali’, Tunus ve Mısır’da yaşanan kargaşanın ve dökülen kanın müsebbibi olan Kerry, şu günlerde daha fazla Müslümanın kanını dökecek yeni şer plânları için mekik dokuyor. Kerry, İsrail’in geçtiğimiz aylarda Gazze’de yaptığı katliamlara ilişkin olarak “İsrail’in kendisini roketlerden, tünellerden korumasını tamamen destekliyoruz” demişti. Kerry bir açıklamasında, ABD Senatosu’nda 30 yılı aşkın görev süresinde İsrail’in lehine hareket ettiğinin altını çizmişti. Mezhep Çatışmalarının Fitilini Ateşledi Bush’un Dışişleri Bakanlarından ColIn Powell, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin temellerini atmış ve İslam dünyasında Şii ve Sünni kavgasını körükleyenlerin başında gelmiştir. ABD’nin Irak işgalinde de büyük rol oynayan Powell, ABD Genelkurmay Başkanı olduğu 1991 yılında  I. Körfez İşgali yaşanmıştı. 2005 yılında bir televizyon röportajında, 2003’ün Şubat ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, Irak’ı kitle imha silahları üretmekle suçladığı konuşmasının, yaşamında bir leke olarak kalacağını belirtmişti. Sen, sen, sen… Şeytanın büyüğü SEN! Hagel geldi gitti, Kerry geldi. Koalisyonmuş… Çekirdekmiş… Bu sözlere karnımız tok. Amacını da biliyoruz, bundan önceki icraatlarını da… Sen gelmeden önce, Kan yoktu… Kardeş kavgası; senin savaş gemilerinle, uçaklarınla taşındı buralara… Cami bombalamak, intihar bombacısı seninle birlikte geldi… Sen geldin, can güvenliği gitti. Mal güvenliği, namus güvenliği rafa kalktı… Anne ile evladı sen ayırdın… İki kardeşi birbirinden kopardın… Öksüz, yetim bıraktın binlercesini… Tıpkı kadınları dul, kocaları eşsiz bıraktığın gibi… Senin emrinle, sabah ezanıyla bomba sesleri birbirine karıştı Bağdat’ta… İlk kurşunu, “Essalatu hayrun minennevm/ Namaz uykudan hayırlıdır” sedasıyla birlikte sıktın. Saddam’ı da  arefe günü idam sehpasına çıkartmıştın.. Sabaha kurbanlarını eda edecekti Müslümanlar… Bayram edecekti, zehir ettin bayramlarını… Biliyoruz özellikle seçiyorsun bu zaman dilimlerini… Bilmeyenler/bilmek istemeyenler için de bir kez daha not ettik…   Sen, sen, sen… Evet bütün bu acıların müsebbibi sensin.. Keşke… Keşke, okyanus ötesinden kalkan savaş uçakların Bağdat’a ulaşamasaydı… Okyanusa gömülüp denizin karanlıklarında kaybolsaydı. Savaş gemilerin karaya otursaydı. Keşke, Adana’dan İncirlik’ten kalkan savaş uçakların Bağdat semalarından kan kusarken, sorti yaparken dağa/taşa çakılsaydı. İskenderun Limanı’ndan Irak’a taşıdığın bombalar Coni’lerinin kucağında patlasaydı… Ahhhh keşke… Keşke bu sözleri Hagel’in ve Kerry’nin suratına söyleyecek bir “Babayiğit” çıksaydı Ankara’dan… Olmadı bari kulaklarına fısıldasaydı. Anlamadılar mı? Deseydi ki, “Bizden ne istiyorsun?” Çekirdek koalisyonuna yani yeni işgal çetesine ve hatta ölüm mangasına destek mi? Biz de sizden tek bir şey istiyoruz. Hayır silah değil. Para da değil. Tek bir şey… Sizden 19 Mart 2003’teki Irak’ı istiyoruz. “Ne oldu niye yutkundunuz!” diyebilseydik. Ortamda oluşan sessizliği yine biz bozsaydık. Sizden önce IŞİD de yoktu. Cümlelerini suratına patlattıktan sonra, “Sizin 2003 yılına dönmen ne kadar imkânsızsa, bizim de sizin safınızda yer almamız o kadar imkânsız” deyip görüşmeyi bitirebilseydik. Sizce ne kaybederdik! -