Şeytan Demiri

Zafer Burakmak

VAN 10.10.2015 11:58:18 0
 Şeytan Demiri
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Şeytan Demiri

Diyarbakır’ın eskilerinden rivayet edilir ki; her insana musallat olmuş şeytanlar gibi, kavimlere, topluluklara, şehirlere de musallat olmuş şeytanlar vardır. Bu şeytanlardan Diyarbakır’a musallat olanın da işi gücü bozgunculuk, fitne fesat, milleti birbirine düşürmekmiş. Hani hepimizin bildiği, bizimle uğraşan “şeytanımız” gibi. Hani şu “ezel ebed devletimizin, ulvi örgütlerimizin şeytanları" gibi. Yahu şu kılıktan kılığa girip, hakla batılı karıştıran; zalim, mazlum karıştırıp susturan; hepimizi kimi yerlerde dilsiz şeytanlar yapanı. Hıh o işte, evet evet ondan…

Efsane ya; geçmiş dönemlerde bu kentin de şeytanını demirci bir yiğit alıp hapsetmiş. Önce kendi şeytanından başlayarak kırmış demek, şehrin şeytanının da belini. Ve hapsetmiş bir demir parçasına. Şeytan bu, yiğidimiz için bitse de insanlar için bitmez elbet. O yüzden yiğit kişi, şeytanı hapsettiği demiri asmış eski kent olan İçkale’nin girişine. Şehre her giren, zulümle abad, işi gücü fitne fesad olan bu şeytanın hapsedildiği demire tükürüp, “lanet olsun şeytana” dermiş. Bu ne kadar işe yaramış bilinmez ama o demir parçasının 1980’lerin başlarına kadar da İçkale girişinin sol üst yanında asılı olduğu biliniyor. O tarihlerde birileri almış götürmüş demiri. Efsane bu, hikayedir yazılmış ama şehrin girişine zincirlerle asılı demir bir gerçek ve oradan o tarihlerde çalınmış.  Darbe falan derken, askeri cezaevinin de bulunduğu bölgede şeytan çok lazım olmuşsa eğer…  Neyse “lanet olsun şeytana”

Kişinin vicdanı, dirayeti dışında şeytanı hapsedebilecek bir demir bulunur mu, işe yarar mı bilinmez. Demirci olup olmamasının da bir anlamı yok ama bir yiğit çıksa da şu şeytanını hapsetse bu memleketin. Mesela zalimlerin zulmünü mazlumlara boca ettiği yerlere assa bir şeyler de her geçen “tükürüp lanet etse şeytana”. Ama kimse çalmasa haaa, şeytana lanet edilmeye sebep asılanı… İsim mi olur, zulmün resmi mi? Yoksa sadece bir tarih mi bilmiyorum. Ama bize bir şeyleri hatırlatsa, zulmü söylese, mazlumun sesini duyursa, yani lanet etmeye gerekçe olsa şeytana, şeytanlarımıza.

Mesela Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildiği yere bir şey assa birileri, her geçen tükürüp lanet okusa…

Roboski’nin bulunduğu koordinatların adını değiştirse...

Ceylan Önkol’un katledildiği dağ bayıra biri bir el atsa, bir şeyler yapsa...

Cesetlerin arabaların arkasından sürüklendiği yerlere bir demir çakılsa, her geçen doya doya tükürse, tekmelese şeytanı…

Uzatın bunları, uzatabildiğiniz kadar…

Şeytanın işi olan her eyleme, zulme kim olduğu, kimden geldiğine bakılmadan lanetler yağdırılsa. Bir anıt değil bu istenen. İnsanoğlunun iğrençleşmesinde baş faktör olan şeytan dediğimiz -isteyen kötü güdü desin fark etmez- şeyin bizatihi kendisine saldırılsa.  Sadece oralarda bile olsa -mensupları ne yapar karışamayız ama- insanlar, örgüt, parti, devlet, cemaat ismi zikretmese, şeytana sadece şeytana, hani bizi saptırmaya, zulmettirmeye and içmiş şeytana öfkesini kussa…

Sizce de kırılmaz mı bu topraklara musallat olmuş şeytanın kolu bacağı. Bence kırılır kırılmasına da, “yine olur bir darbe marbe çalarlar demirleri” derseniz onu bilemem…