Sahi, Mavi Marmara Neyimiz Olur?

Ahmet Maruf Demir

VAN 27.05.2015 09:55:11 0
 Sahi, Mavi Marmara Neyimiz Olur?
Tarih: 01.01.0001 00:00

Bundan tam beş yıl önce, işgalci terör yapılanması olan Siyonist İsrail tarafından uluslararası sularda Komor Adaları bandrollü Mavi Marmara gemisine yapılan vahşice, insanlık dışı saldırı hepimizce malum.  Bu geminin ve geminin yolcularının amacını tekrar hatırlatma babında kısaca şunları söylemek de fayda var:  Özetle; çeyrek asırdır bu katil, cani, vahşi ve çeteci yapı tarafından evleri, barkları yıkılan… Haneleri tarumar edilen… Yaşamın belki de en savunmasız varlıkları olan kadınları ve çocukları öldürülen… Toprakları işgal edilen Filistin/Gazze halkına yardım amaçlı, özelde ise Gazze üzerinde halen de mevcut olan ambargoyu delmeyi amaçlıyordu, hem bu gemi hem de bu geminin yolcuları.

Kısaca değindiğimiz bu gayelerden başka bir amacı olmayan bu gemiye ve bu geminin yolcularına, 31 Mayıs 2010 günü işgal ve ambargo altında olan Gazze’ye 50 mil kala Siyonist organizasyon tarafından ki belli bir zamana kadar da tüm dünyanın uydu yayınlarından da canlı olarak tanıklık ettiği meşum saldırı gerçekleşmişti.

Yolcularının yardım gönüllerinden oluştuğu, gemi içindeki materyallerinde tamamen yardım malzemelerinin olduğu bir gemiye, gemi halkının en savunmasız olduğu yani çoğunun uykuda yada sabah namazı kıldığı bir vakitte hücum botları, gece dürbünlü silahlar, ses ve gaz bombaları, en sonunda ise helikopterler ile yapılan vahşi saldırı sonucunda geriye dokuz şehit ve onlarca yaralı kalmıştı. Son olarak da ağır yaralılardan olan Uğur Süleyman Söylemez ile de şehitlerin sayısı onu bulmuştu.

Bu geminin yola çıkış amacı, yolcularının ne gaye ile bu sefere çıktığı, gemi halkının bu saldırı anındaki duruşu, bu saldırı anında tarihe not olarak düşülen sözler, saldırı anında verilen destansı direniş ve şehitlerimizin mücadelesi, saldırı sonrası yaşananlar elbette ki bir köşe yazısına sığdırılamayacak minval ve değerde. Ki zaten Mavi Marmara’ya da yazılara, makalelere, şiirlere, kitaplara sığdırılamayacak bir misyon yükleyende bu gemide yaşayanlar ve yaşananlardır!

Tam da burada, bu misyonun backgroundundan bihaber bir zihin dünyasına; bacası olan, dumanı tüten, dümeni dönen bir demir yığınına insanların hassaten Müslümanların bu ilgisini anlaması için, bu gemiye gösterilen ilgi ve alaka su üzerinde alakarga halinde olan bir demir kütlesine değil, o geminin alakarga halindeyken uğradığı saldırıdır. Bu saldırı sonucu gemi ashabının o demir yığınına dökülen kanlaradır. O kanların sahibi olan kahramanlaradır! Notunu düşmek gerekiyor.

Dört yıldır İstanbul’da gerçekleştirilen Mavi Marmara yürüyüşlerinin amacını da geminin yine bu misyonu oluşturmakta. İnsani Yardım Vakfı olan İHH’nın öncülüğünde gerçekleştirilen bu yürüyüşlere dünyadan ve Türkiye’nin birçok bölgesinden Mavi Marmara’nın sırf bu misyonundan dolayı da birçok kişi katılıyor. Bu yürüyüşlere katılan kişi sayısının ise altmışbeşbin – yüzbin arasında oldukları tahmin ediliyor.

Hatırlamak gerekiyor ki Mavi Marmara saldırısı sırasında ve akabinde şehitlerimizin de her birinin farklı bir bölgeden olması da önemli bir etkendi ki hemen hemen Türkiye’nin bütün şehirlerinde gösteriler düzenlenmişti. Eylemler günlerce sürmüş, Mavi Marmara şehitlerimizin cenaze merasimleri kitlesel bir direnişe adeta dönüşmüştü. Şehitlerimizin kanları, İslam coğrafyası halklarının çöle dönüşmüş zihinlerinde bir vaha oluşturmuştu sanki. Mavi Marmara gemisinin denizdeki o saf, samimi ve fedakar seyrine karşın uğradığı alçakça saldırı dünya halklarının vicdanında ise bir tsunami etkisi yaratmıştı. O günler de durum böyleyken -bir sitem olarak kabul edin bunu- tarihi misyonundan dolayı ister Mavi Marmara gemisi olsun, isterse de bu misyonun şahitlik göstergesi olan Mavi Marmara temalı yürüyüşleri olsun, artık hak ettiği değeri almadığı kanaatindeyim. En azından durduğum yerden öyle gözüyor.

Mavi Marmara saldırısının gerçekleştiği gün ve akabinde milyonlarca insan “Mavi Marmara Onurumuzdur”, “Ah Keşke O Gemide Olsaydım” diyordu. Bugün ise öyle bir saldırı tehdidi olmamasına rağmen, bırakın Gazze’ye yola çıkmayı (bulunduğum şehir itibari ile söylüyorum) bin km’lik bir yol mesafesinde olan ve sırf bu tarihi misyona bir vefa borcu olarak yapılan yürüyüşlere imkan olmasına rağmen -milyonları geçtim- yüzbinlerce kişi olarak katılım göstermiyorsak bir an durup düşünmemiz gerekiyor!

Mavi Marmara’nın onurumuz olduğuna inanıyorsak, bu onura sahip çıkmayı başkasından beklemeden kendimiz sahip çıkmalıyız. O gemide olmak istediğimizi söylüyorsak sağımıza, solumuza bakmadan “ben varım” diyenlerden olmalıyız. Ancak bu şekilde bahsettiğimiz misyona sahip olan Mavi Marmara’ya hak ettiği değeri göstermiş oluruz.

***

Bu yılda nasipse bu yürüyüşlerin beşincisi gerçekleştirilecek. Bu yıl ki yürüyüşün temasını ise “Mavi Marmara / Özgür Kudüs Yürüyüşü” oluşturmakta. Yoğun bir katılımın beklendiği yürüyüş her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul’da gerçekleştirilecek. İHH tarafından açıklanan program herhangi bir değişiklik olmadığı sürece şu şekilde: İstanbul/Fatih Camiinde kortej halinde başlanacak yürüyüş Mavi Marmara Şehitlerinin de bulunduğu Edirnekapı mezarlığına kadar devam edecek. Burada da Mavi Marmara ve Kudüs konulu konuşmalar ile eylem son bulacak. Tarih 31 Mayıs 2015 Saat: 17:00.  İmkanların elverdiği takdirde de diğer şehirlerden gelen katılımcıların Mavi Marmara gemisine binmeleri sağlanacak.

Bizler de nasip olursa eğer Diyarbakır’dan, Diyarbakır İHH ve Diyarbakır Radyo Selam işbirliğinde bir otobüs olarak katılım göstereceğimiz bu yürüyüşe tüm halkımızı bekliyoruz.

Son söz niyetine: Mavi Marmara Onurumuzdur!