Sadece güç dengeleri açısından yanımızda gözükürler

Tercih bir haktır, isteyen istediğini tercih etme hakkına sahiptir,

VAN 30.10.2014 12:17:45 0
Sadece güç dengeleri açısından yanımızda gözükürler
Tarih: 01.01.0001 00:00
 “HİÇBİR ZAMAN YOLDA BULDUKLARINIZI YOLA ÇIKTIKLARINIZA TERCİH ETMEYİN”

Tercih bir haktır, isteyen istediğini tercih etme hakkına sahiptir, bu hak insanoğluna Allah tarafından verilmiştir. "İnanma ve inkâr" Kimse engelleyemez, kısıtlayamaz. Engellenmesi ve kısıtlanması doğrudan hak ihlali olur. Ancak tercih yapılırken hiçbir kimsenin başıboş sorumsuz olması gibi bir hakkı yoktur, her birey yaşadığı toplumda birtakım haklara sahip olduğu gibi başkalarının da tercih haklarının olduğuna inanarak davranmak zorundadır.

Öncelikle siyaset alanında bütün partilerin candan birde yandan bağlıları olur. Candan bağlı olanların tek beklentileri destekledikleri oluşumun başarısı, yandan olanların ise kendilerinin başarısı. Bu başarı sadece kendi egolarını tatmin etmek, kendilerini kalkındırmak için sürekli dil kullanırlar. Ne zaman ki, iş zora dayandığında bu sefer hemen zan çizmesini de iyi bilirler. Burada esas olan başrolde oynayanların tercih ettiklerinde ne kadar isabet ettikleridir. İsabet ettikleri pek söylenilmez yaptıkları tek şey!..

“Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak içinde düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.” (Eba Müslim Horasanı)

Aslında bu sözlerin üzerinde iyice düşününce sadece iktidardakiler için olmadığını bilakis hayatın her safhasında karşılaştığımız bir söz olduğunu görürüz. Zarar vermeyeceğini, her zaman yanımızda olacağını düşündüğümüz sevdiklerimizi, dostlarımızı, arkadaşlarımızı uzak tutarız. Ne olurlarsa yakınlarımızdır. Her zaman yanımızda olur diye düşünürüz.

Sonra karşıtlarımızın bize yakın olabilmesi için asla yakın olamayacaklarımızı kendimize yakın kılabilmek için çabalar sarf ederiz. Bize karşı olanlar her zaman karşıdırlar aslında. Sadece güç dengeleri açısından yanımızda gözükürler. Zor zamanların adamı değillerdir, olmadıkları gibi olmazlarda.

Yanımızdan uzaklaştırdığımız dostlarımız, yakınlarımız ve sevdiklerimiz ise dünün karşıtlarının yanı başımızda saf tuttuklarını görünce, içten içe kin duymaya başlarlar. Sonra Horasani’nin dediği gibi uzaklaştırılan dostlarda düşman olurlar. Dolayısıyla, herkes düşman safında birleşince yıkılmamız ve beklenen son kaçınılmaz oluyor. Sona geldiğinde ise, düşmanlarınızı yakınlaştırmak için uğraşlarınız sonucunda yanınızdan uzaklaştırdığınız dostlarınızı kaybetmişsiniz, dost gözüken düşmanlarınız ise asıl dostlarınızla ortaklıklar kurmuşlardır.

Söylenen sözlerin anlamını tarihe baktığınızda tüm çıplaklığı ile görürsünüz.  Siyasi ve bürokratik kariyere sahip olanlar, ellerindekini kaybettiklerinde, etraflarında fır dönenleri yanlarında bulamazlar. Asıl seçilirken, bir şey değilken yanında olanlar, o’nu yakından tanıdığı için ve otorite kuramayacağını düşündüğünden, ilk fırsatta yanı başlarından uzaklaştırırlar, çıkarsız yanı başında olanları.

Sonrasında ise yanında duranların büyük çoğunluğu çıkar ilişkilerine göre belirlenir. Çıkarlar bir gün örtüşmediğinde ise yanında gözüken soluğu öteki tarafta alır. Ve işin en ilginci ise, ilk günde yanında olanlar, ilk günden karşısında olanlardan daha da karşıtı olurlar, uzaklaştırıldıkları günden itibaren.

Günümüz dünyasında her alanda her yerde karşımıza yararcılık yönünde somutlaşan davranışlar çıkıyor. Oysa bu gün yararlı olan birçok şey yarınlar için zararlı ve faydasız olabilir. Gelecek kuşaklara faydalı olmayabilir, bireysel faydaları toplumsal fayda olarak görmek o şekilde empoze etmek toplumun geneline ihanetten başka bir şey değildir. Fakat toplusal faydalarda toplumun tüm fertleri oluşan faydalardan faydalanabilmektedir.

Davranışlarımızı, tercihlerimizi, konumlarımızı koşullara göre, ,iktidar ve çıkarlara göre belirlemeye başladığımızda önce dürüstlüğümüzü, güvenilirliğimizi kaybederiz. Kişiliğimiz ve karakterimiz inandırıcılığını yitirir. Koşullara ve çıkarlara göre yaptığımız tercihler bizleri ahlaken çürütür, her durumda her iktidarın nimetlerinden yararlanabilmek için susmak konuşmamak, haksızlıkları dile getirmemek, muhalefet etmemek, istenilen değişim için bir bedel ödemeye yanaşmamak, bedeli hep başkalarından beklemek doğru ve erdemli insanların işi değildir. Dolayısıyla son olarak “Hiçbir zaman yolda bulduklarınızı yola çıktıklarınıza tercih etmeyin” sözüyle bitireyim.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.