Röportaj: Necdet TAM/Gönül DEMİR

Faruk ALPASLAN ile özel röportaj

VAN 27.12.2012 12:48:07 0
Röportaj: Necdet TAM/Gönül DEMİR
Tarih: 01.01.0001 00:00
Faruk ALPASLAN ile özel röportaj
Van depreminde en çok sitemli halleriyle gördüğümüz; açıklamalarında sürekli orta ölçekli esnaflarının yardım ve KOSGEB kredilerinden faydalanamadığı ifade eden, Van Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (VESOB) ve aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkan Vekili Faruk Alpaslan’la Van gündemini ve 1 yıllık süreci konuştuk.



Röportaj: Necdet TAM/Gönül DEMİR



Makamında ziyaret ettiğimiz VESOB Başkanı Alpaslan’a Van depreminden bu yana Van’da gelişen olaylar; dokunulmazlıkların kaldırılması, 75-80 bin TL’te satılan TOKİ konutları, fahiş fiyatta Halen elektrik faturalarını, kepenk indiren esnaf ve yerel yönetimde yaşanan krizlere kadar birçok konuyu irdeledik.
Hiç kimse esnaf kadar ezilmedi. Hiç kimse esnaf kadar mağdur olmadı. Can deseniz mal deseniz olayın hangi tarafından bakarsanız bakın en fazla mağdur olan kesim esnaftır. Diyen Alpaslan; “Yardımlarda da en fazla esnaf kesimi göz ardı edildi. Bu gün dağıtılan TOKİ’lerde bile belli bir kontenjan, kamu kurumlarında çalışan personel için ayrıldı. Ama depremde en fazla mağduriyet yaşayan esnaf için yine bu ayırım yapıldı”. Diyor.


Vanbulten.com ailesi olarak ziyaret ettiğimiz ve samimi sohbetiyle karşılaştığımız Alpaslan’ın röportajı uzun sürdüğünden 2 bölüm olarak okuyucularımıza aktarılacaktır.
Van depreminden başlıyoruz. Van depreminde sizce kurumlar başarılı oldu mu?
Şimdi Van depreminde kurumların üzerine düşen görevleri inanın ki biz burada herhangi bir reklam peşinde koşmaksızın, insanı olan ve sorumluluk hisseden herkesin bir arada olması orada o panik anında ne yapabilirim düşüncesiyle o çabalar içerisine girildi. AFAD’ta 4 gün 15 dakika uykuyla kalabildik. Ve biz burada Sivil Toplum örgütleri olarak tamamen ne yapabiliriz düşüncesiyle halktan devlete devletten halka köprü görevini ben şahsen vicdanen müsterihim kanıtlarımızda bunlar hepsi ortada var. Ben sadece kendim için söylemiyim. Benimle beraber Ticaret Odası Ticaret Borsası, Van Genç İş adam, İŞGEM, bu konuda bizim Ekonomi Konseyi içerisinde yer alan arkadaşlarımız aynı zamanda da Esnaf Sanatkarlar sanayi odası başkanları biz tamamen oda başkanlarımız dahil 4 gün 4 gece hiç uyumaksızın çalışmalara katıldık. İlk etapta can kurtarma çalışmalarıyla ben kendim şahsen bütün bölgedeki şoförler odalarındaki ve özel şirketlerdeki vinçleri getirme çabası içerinse girdim. Ve getirttim de bunun yanı sıra çevre ilerlideki ilçelerdeki Şoförler odalarının ambulanslarını biz tamamen buraya yığdık. Ve ayrıca Uçaklardaki yardımlar için şehirdeki bütün toplu taşıma araçlarını tahsis ettik. Gelen çadır ve gıda yarımlarını götürdük.

Öyle gün oluyordu ki 30’un üzerinde kargo uçağının indiği havaalanındaki bütün sevkiyatları biz hep beraber kamu kurum araçlarıyla birlikte, Sivil toplum Örgütlerinin çabalarıyla biz bunları ulaştırdık. Belki o an yağılan çalışmalar yeterli gelmiyordu. O anki çabalar içerisinde götürmüş olduğumuz çadırlar gerçek hak sahiplerine ulaştırma sorunu yaşadık. Ben bunu hep söylerim. Çok büyük tecrübeler yaşadık.


Ders çıkardınız mı?


Şimdi bakın; Biz ikinci günü gece saat 12 de insanlar soğuklarda durmazken en temel ihtiyaç çadır. Bu çadırların dağıtımı konusunda, insanları parası var ama çadıra ulaşabilme imkanları kısıtlı. Burada evi yıkılanda çadır istiyor lüks binasını artçı depremlerden dolayı terk eden de yaralıları ölüleri enkaz altında olan insanlarda çadır istiyor. Bunların ayırt edilmesi gerekiyor. İlk etapta, gerçek ihtiyaç sahiplerine ne yapmalı nereye götürülmeli, böyle bir  durumda çadır dağıtacağınız zaman önünüze gelen sorunları bilmeniz gerekiyor.


Peki başarılı olduğunuza inanıyor musunuz?

Kesinlikle bunu söyleyeyim ben size. Van’da duyarsız kalan bir kuruma rastlamadım. Acemiydik bir felaket anında o koşullarla o imkânlarla en azından yanlış yapılandırmalarda da samimiyet olduğunu gördük. Yani samimiyetsizliğin arkasında hiç kimse durmadı. Böyle bir görünüm de vermedi. Hiç bir araya gelmeyen insanlar bile bu durumda el birliliğiyle koştu. Ama strateji ve eylem planı hazırlaması gerekiyordu. Stratejinin ve eylem planının olmadığı yerde de insanlarında psikolojisi bozuk anlayış eksikliği ve bireysel çıkarlar uğruna gelen insanlara siz daha nasıl davranabilirsiniz? Ben bu konu da Sivil Toplum Örgütleri olarak; belki daha da güzel işler yapabilirdik. Biz bu gün baktığımız zaman kesinlikle keşke böyle değil de böyle olsaydı dediğimiz birçok şey var. Onun için söylüyorum ya hatalarımız imkanlar nezdide yapılanlardı. Mesela yardım götürdüğümüz birçok yere keşke buraya değil de buraya götürseydik dediğimiz oldu. Yani günlerce anlatsak hatalarımızı bitiremeyiz… Ama bu hatalar bilinerek yapılan hatalar değildi.



Şunu sormak istiyorum. Van Valiliği ve Van belediyesi Van depreminde ideolojik bir ayrışma içerisine girdi. Deprem süresinde özelikle bunlara şahit olduk. Böyle olması doğrumuydu? Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorunuz? Van valisinin tek başına karar alması doğrumuydu?


Bir kurumu yöneten amiri de düşünseniz bir takım konularda otoriter olmaması mümkün değildir. Kendi doğrularında otoriter olmayan bir yönetici yapamaz. Bu böyledir.

Van belediyesinin dışındaki bütün kurumlar Van Valiliğinin emerinde çalışan kurumlardı. Biz buna şahit olduk ve o deprem anında da biz kendimiz Sivil Toplum Örgütleri aynı teklifi Başbakan yardımcısında aynı şekilde Beşir Atalay’da Van Valisine de ve aynı zamanda bu teklifi Van Belediyesi’ne de götürdük. Bu güç birliği içerisinde AFAD’ın tek yerden yönetilmesi adı altında biz Teklifimizi götürdük. Her iki tarafa da ama çeşitli nedenlerden dolayı, Van belediyesi biz oraya gelmeyiz diye bize telkinde bulundular. 
Yani Van belediyesi ayrı bir kriz merkezi oluşturdu. Van Valiliği Ayrı bir kriz merkezi oluşturdu. Ha keza gelen yardımların hangi kriz merkezine yönlendirilmesi bir başka sorundu işte diyorum ya keşke bir kitapçık yapılsa da görsek başlı başına bir sorundu ayrı ayrı iki kriz merkezlerinin oluşturulması. İnsanların bu felaket anında güç birliği yapması gerekirken maalesef, burada farklı davranıldı. Biz bunu inkar edemeyiz. Ama biz Sivil toplum örgütleri olarak yine misyonumuzu yerine getirdik. Her iki tarafa da çağrıda bulunduk. Biz bu teklifimizi götürdük AFAD’a gelmeleri için Van belediyesine çağrıda bulundu. Ve o günde kabul edildi. Abdurahman Doğar AFAD kriz merkezine görevli olarak atandı. Bütün toplantılardada bilakis kendisi bulundu. Fakat kriz merkezinin yönetim noktalarını yine ayrı tuttular.



Birazda elektrik faturaları ve fahiş fiyata satılan TOKİ konutlarına gelelim. Şöyle soralım ilk 6 ayda elektrikler ücretsizdir denildi. Daha sonra yüklü faturalar gelmeye başladı. İkincisi Bu kente Türkiye’nin dört bir yanından yardımlar yağdı. Ki hükümettin bütçesinden arta kalan paraların Van’a aktarılması. Bu paralarla neler yapıldı ve konutlar neden yüksek fiyata satıldı?



Şimdi sizin her sorununuzun altında ilk sorunuzun cevabını verme gereksinimi duyuyorum. Nasıl biliyor musunuz? Keşke böyle olmasaydı da böyle olsaydı. Ve bu bir hataydı. Kelimeleri geliyor bu sadece bizim için geçerli değil devlet için de geçerli.

Biz elektrik faturalarından başlayalım. Ondan sonra TOKİ’yi değerlendirelim. Şimdi elektrik faturalarının benimde Ekonomi Konseyi başkanlığıma denk gelmişti. Kendim şahsen bunu Teke yazılı bir şekilde sordum. Gerçek manada insanların elektrik kullanmadıkları, elektrik sarfiyat bedellerinin insanlara giden faturalar üzerinden ödenip ödenmediğini sorduk. Biz böyle bir vaka olduğu halde sayaçlarının tamamen kontrol edilerek varsa böyle bir iddia kanıt biz kesinlikle bu mağduriyeti giderecek ve hatta tazminatını da ödeyecek kadar kendimizden eminiz dediler. Orada hata nerede oluştu.


Ben aynı dönemde Enerji tabi Kaynaklar Bakanımız Sayın Taner Yıldız’ın makamına gittim. Ben bakanlıkta hatta bunlar bizde mevcut. Taner beyin makamında federasyon başkanımız sayın Fevzi Apaydın’la birlikte federasyon olarak ziyaretine gittiğimiz zamanda Van muhabbeti içerisinde Van’daki elektrik sarfiyatını kendisine söylemiştim. Bizzat kendim söyledim. Biz günü geldiğinde devletin yardım ettiği o konuda da yardımcı olacağını söyledim. Ben bunu yayınladım. Çünkü kesin net bir şekilde ne olacağı bilmediğimden dolayı şifai bir konuşma da bilakis, Taner Yıldız Bakanımız bunu bana söyledi. Biz buraya geldiğimiz zaman halk arasında bir söylenti vardı. Söylenti nerden icab etti? Elektrikler tamamen çadırlara yönelikti. TEDAŞ kendisi elektrikleri direklerden çadırlara konteynerlere  veya  onun gibi barınaklara kendisi çekti. Bnun yanı sıra odanıza evinize alın dedi. Bunu devlet karşılayacak söylemi çıktı. İnsanlar çok rahat davrandı. Bu kez nasıl olsa 6 aylık ücreti devlet ödeyecek mantalitesiyle, fazla sarfiyati kullanmaya ordada zaten Başka ısınacak  bütün hayat elektrik sarfiyatıyla yürüyordu. Kışın zor şartlarında elektrik sarfiyatına ihtiyaç vardı. Ben kendim şahsen ilk beş gün bütün mahalle sakinlerini 7 eminlik otoparkının içerisine sığdırdım. Belki yapmamam gereken bir şey ama sonucu ne olursa olsun ben bunu Van valiliğine de bildirdim. Ve daha sonra otoparkın yanında çadır kent kurdum. Bu çadırlarda insanlar vardı. Ben kendim otoparkın elektrik sayacına elektrik sarfiyatı verdim. Ve 1 aylık kullanım bedeli olan olan 3 bin 500 TL fatura geldi. Bu faturayı herkes gibi bende düşündüm. Tabi bu kurum olarak bizim için sorun değildi. Fakat bu durumda olan insanların ben ödeyebilirim başkası ödeyemez gibi iddiları Biz Van valisiyle paylaştık. Münir beyde (Vali) biz bunları söylerken böyle fahiş rakamları olan faturalar varsa bize yönlendir biz AFAD üzerinden böyle fahiş gelen faturaları karşılayalım. Ama çadır kentte ama evlerde kaç tane bin- bin 500 fatura çıkar dediler. Bunları bize yönlendirin biz bunları götüreceğiz ama bin TL’nin üzerinde olan faturalar gelsin. Bin TL üzerindeki faturaları biz ödeyelim. Ki bu şekilde müracaat edenlerin tamamının faturaları AFAD tarafından ödendiğini gördük.


Öbür taraftan Bizim kullanmadığımız elektrik sarfiyatını bizim faturalarımıza yansıyor diye iddia da bulunan vatandaşın, Ekonomi konseyi olarak üzerinde durduk. Örnek olarak. Elektrik sarfiyatındaki sayacında olmayan bir faturanın kendisine intikal ettirilen bir vatandaşın önünde biz hazırız getirsinler ispatlasınlar biz bunun tamamen günahını çekmeye razıyız.



Peki Başkanım 3-5 ay kepenk açmayan esnaflar oldu ve bu esnaflara bile yüklü miktarda faturalar gönderildiğini duyduk.


Bakın Ben Esnaf odaları başkanıyım ve kendim çağrıda bulundum. Elektrik sarfiyatını kullanmadığı halde faturası kendisine ibraz edilmiş ise sayaçların önceki okunuş tarihi ve sonraki okunuş tarihi vardır. Bunun dışında bir ücret alındığı takdir de derhal bize müracaat etsinler… Bizde bunun hesabını gerekli yerlere soralım gerekirse yargı yolu açık biz bu şekilde taşıyalım. Ama sadece iddiadan ibaret başka gitmiyor. Bu söylemler sadece iddia olduğundan kanıtlanamıyor. Bizlerde bunun ötesine gidemiyoruz. Yine söylüyoruz kullanmadığı halde yüksek miktarda kendisine fatura giden esnafımız varsa bize müracaat etsinler…
Peki konutlar hakında ne düşünüyorsunuz? Dünyanın birçok ülkesinden yardımlar geldi. Buna rağmen konutlar 75-80 bin TL’ye satıldı.


Evet bütün dünyanın gözü önünde ve dünya literatüründe Allah kimseye göstermesin. Böyle bir anda yakalanması ama çok az bize göre olmuş olan felakete göre çok can kaybı verdik Allah hiç kimseye böyle bir felaket yaşatmasın.


Fakat gelen yardımlarda nakdi yardımlarda, bunlar sadece göz önünde bulunduruldu. Maddi yardımlarda da çok bulunuldu. Bakın Van’a bir tır dolu yardım geldi oradaki insanların evlerinde barklarından çoluk çocuğunun ayakkabısından tutunda her türlü yardımı göndermişlerdir. 
Ki komşumuz Yunanistan’daki Esnaf ve Sanatkârlardan da geldi. Bizim esnaf teşkilatımızdan sadece 82’ye yakın tır geldi. Biz bunların tamamını yönlendirdik kriz masasına. . Biz bu maddi yardımların tamamını bir tarafa bırakıyoruz. Onlar o anda geldi gitti.



Aslında benim esnafımın darbe yiyişi orada oldu. Deprem sonrasındaki zarar daha fazla oldu. Hiç kimse esnaf kadar ezilmedi. Hiç kimse esnaf kadar mağdur olmadı. Can deseniz mal deseniz olayın hangi tarafından bakarsanız bakın en fazla mağdur olan kesim esnaftır. Yardımlar da da en fazla esnaf kesimi göz ardı edildi. Bu gün dağıtılan TOKİ’lerde bile belli bir kontenjan, kamu kurumlarında çalışan personel için ayrıldı. Ama depremde en fazla mağduriyet yaşayan esnaf için yine bu ayırım yapıldı. Yine esnaf göz ardı edildi. Çünkü esnafın kimliğinde ne var biliyor musunuz? Alnının teri var. Kendi vergisini kendi veriyor. Kirasını kendisi veriyor. Akaryakıtını, elektriğini kendisi veriyor: İşçisinin SSK’sını maaşını kendisi veriyor. Her şeyi kendi öz emeği ve kazancıyla veriyor. Artı devlete vergisini veriyor devlete yük olmadığı gibi devlete en fazla yararı sağlayan bu kesim ama böyle bir günde de devletten yardım almayanda bu kesim
Kaç esnaf kepenk indirdi, Van’daki esnafın toplamda zararı ne kadardı.


Şimdi bakın bize emfiyad çalışması yapıldı. Neye istinaden yapıldı zarar  tespit çalışması içersinde komisyonlar kuruldu. Defterdarlık, Van Belediyesi Van esnaf Sanatkarlar ve Valilik tarafından yapılan bu emfiyad çalışmaları neticesinde ne verildi. Allah aşkına ne için yapıldı. O zararın neresinde. Efendim işte biz bu kredileri vereceğiz vergiden düşürüldü. O yapılmış olan çalışmalar neticesinde devlete vermesi gereken vergiden. İşte o emfiyad çalışmasında biz avantaj sağladık. Eşyalardaki o zarar tespit çalışması
Şimdi bu çalışma içerisinde insanların beklentisi vardı ya. Daha önce malı almış senedini ödeyememiş insanların….