RİVAYET ODUR Kİ?

RİVAYET ODUR Kİ?

VAN 30.06.2015 13:13:50 0
RİVAYET ODUR Kİ?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Dünya öyle bir dünya olmuş ki! Manipülasyonların fark edilememesi için tüm sanatların icra edildiği panayıra dönmüş. Kafaların içinde cirit atan şeytan, masum, mahsun suçsuz günahsızlık abidesi sembolü olmaktadır.   “Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır. Ve ona sorar; Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın? Derviş kendini savunur; Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı. Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki; “Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin!. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?” Kuş kendini savunur.

“Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.” Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder. Kuş o anda; “Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır. “Neden” diye sorar Hz. Süleyman. Kuş sebebini şöyle açıklar; “Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar… Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın…

Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.” Ne dersiniz; son dönemde yaşadıklarımız, bu hikayeye tıpa tıp uymuyor mu?.. Uyuyor, hem de fazlası ile. Lakin elbisesini( gömleğini) çıkartanlar halen derviş sanıldığı için halk inanmaya devam ediyor. Uluslararası haram yiyiciler! işlerini mükemmel yaptıkları için de aradaki fark, fark edilmiyor.. Dünya öyle bir dünya olmuş ki! Manipülasyonların fark edilememesi için tüm sanatların icra edildiği panayıra dönmüş. Kafaların içinde cirit atan şeytan, masum, mahsun suçsuz günahsızlık abidesi sembolü olmaktadır. “Bir din kesinlikle kendisine en yakın bilinen, görülenler eli ile tahrip edildiği gerçekliği yeniden hayata hükmeder haldedir. Tahribat olanca hızı ile devam etmekle birlikte sözde tadilatlara aldanan köksüz düşünce sahipleri değirmene su taşımaya devam etmektedirler.. “Elbisesi çıkartılmış dervişin halini Kur’an bakın nasıl tarif ediyor.” “Ey Muhammed! Onlara şu adamın halini anlat. Biz ona ayetlerimizi vermiştik. O, onlardan sıyrılıp çıktı. Şeytan onu peşine taktı. Nihayet azgınlardan oldu. Eğer dileseydik onu bu ayetlerimizle yüceltirdik. Fakat o, ebedi kalacakmış gibi dünyaya sarıldı ve arzularına uydu.

Onun hali şu köpeğin durumuna benzer ki; üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. Ayetlerimizi yalanlayan kavmin sıfatı işte budur. Ey Muhammed! Bu kıssayı anlat belki düşünürler. Ayetlerimizi yalanlayan, böylece kendi nefislerine zulmetmiş kavmin sıfatı ne kadar çirkindir.” (A’raf: 175-177). Onlar bilmeyenlerden değillerdi bile bile gerçeği sakladılar. “Yüzsüzdürler, arsızdırlar ne söylense dilini çıkartır pişkinlik yaparlar.. Söz ustalarıdırlar. Geçmişlerinde saygınlıkları vardır. Geniş halk kitlelerinin gözünde yanılmazlıkları vardır. Bir bakıma masumdurlar! Hatta kurtarıcı sayılabilirler.. Modern tapınmalar, putçuluklar bu tür belam özellikliler eli ile servis edilirler. Yandaştırlar, kandaştırlar. Mustazafların önündeki ciddi manipülatif setlerden biridirler. Bu ve benzerlerine karşı; Yenilikçi bir lider (peygamberler) geldikleri toplumun eskittiklerini yenilerken geleneğe karşıdırlar.. Değişmiş. Değişimi içselleştirmiş bir toplumda yeniden değişime yeniliğe razı değildir. Yenilikçi yeni lidere olanca şiddeti ile karşı dururlar.

Bu direniş asabiyetle ifade edilse de sosyolojik hakimiyet sahiplerine itaati simgelemesi bakımından düşündürücü olmalıdır.. Süreçte algıların sessiz operasyona tabi tutulduğu için bir başka ifade ile mankurtlaşıldığından! yeniliğe yeniliğin liderini gönderen kaynağa baş kaldırmaları yadsınılmaz. Değişik zaman sürecinde yenileşmeye davet edenlerin de benzer durumlarla karşılaşması işin karakteri haline gelmiştir. Yenilikçilik dünyayı yeniden keşfetmek değildir. Değişen algıları tasavvurları eskimeyen yeni (vahiy) ile yenilemektir. Mesaj açık anlaşılır, saf yeni olduğu hali ile bırakılmayıp üzerine eklemeler yüklemeler yapıldığından kalın kir-sis tabakalarının altında kalır, yeni liderin yenilediği şey esas itibarı ile eskimeyen yenidir.. Allah Vahiy mesajını (din) değiştirerek yollamış değilken, insanlar her zaman onu kendilerine uydurmaya çalışarak eskitmişlerdir.. Bu tür yenileşmelere muhalif düşünce; samiri, firavun, bel’am çağdaş modern seküler okuma biçimleri ile akrabalık ortaya koyarlar. Genelinin karakteri akılcılıktır. Rasyonellik Vahye teslim olmaya manidir. Sonuç olarak; Vahyi Allahın elçisi gibi hayata okuyabilmekten başka yol gözükmemektedir. Onun yeniden bize inzal oluyormuş gibi okunması ile insan ve toplum çok şey kazanacaktır. Hep birlikte sımsıkı Allah’ın ipine sarılarak..