RİVAYET KÜLTÜRÜ

RİVAYET KÜLTÜRÜNÜ DİN EDİNMENİN SONUÇLARINA BAZI ÖRNEKLER

VAN 3.03.2017 23:16:35 0
RİVAYET KÜLTÜRÜ
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

RİVAYET KÜLTÜRÜ


RİVAYET KÜLTÜRÜNÜ DİN EDİNMENİN SONUÇLARINA BAZI ÖRNEKLER

"Zina eden kadın ve erkeğin her birisine yüz değnek (CELDE) vurun. Eğer Allah'a ve ahirete iman ediyorsanız, Allah'ın hükmünü uygulama işinde sakın acıma hissi sizi etkisi altına alıp da uygulamayı engellemesin."(Nur, 24/2).
 
Bu apaçık ayete rağmen "Recm vardır" demek Allah'ın indirdiğiyle hükmetmemek demektir.
 
Dikkat edin: Allah 100 sopa diyor, onlar recm diyor! Rivayeti vahye tercih ediyor, zanna uyarak ayetin hükmünü geçersiz kılıyorlar.
 
Zina edene vurulacak sopanın sayısını bile söyleyen Allah recm gibi çok ağır bir ceza olsaydı buna kitabında değinmez miydi? Allah "Biz bu kitapta hiç bir şeyi noksan bırakmadık" (En'am 38) demiyor mu?
 
Yine bekar - evli gibi bir ayrım olsaydı buna Kur'anda değinilmez miydi? Bu açık gerçeğe rağmen ayeti tevil ederek başka anlamlar giydirmek, bu şekilde ilahi hükmü geçersiz kılmak (boşa çıkarmak) büyük bir vebaldir. "Âyetlerimizi boşa çıkarmaya (geçersiz kılmaya) çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır." (Sebe 38)
 
Gelenek nefsini din edinmek için "Recm ayeti vardı, bu ayeti keçi yedi" bile demiştir. Bu derece ileriye gitmiş, "Kur'anı biz indirdik, onu koruyacak elbette yine biziz" (Hicr 9) açık ayetine rağmen Allah'ın dinini (zımnen) bir keçiden bile koruyamayadığını savunabilmişlerdir.
 
Düşünün ki şerri dedikleri bir düzen kursalar bu nefislerini din edinen kişiler "güya Allah adına" üzerimizde söz sahibi olacaklar ve recmi "Allah'ın istediği uygulama" diye uygulayacaklar!


1. Görüldüğü üzere rivayet kültürü din olduğunda evvela rivayetler kutsallık elbisesi giyiyor, şirk ilahi diye sunuluyor. Allah elçisine bile "Sen onlar üzerinde vekil değilsin" dediği halde bunlar üzerimizde Allah'ın vekili hatta (haşa) Jandarması konumuna geliyor.
 
Vahiyle elçiye tebliğ edilmeyen yani Kur'anda olmayan bir şeyi dinde var kılmak ve öyle kabul etmek Allah'a ait olan hüküm verme yetkisine ortaklar edinmek demektir.
 
Dinde sonradan ortaya çıkan her şey bid'at değil miydi? Dinde vahiyde belirtilenler dışında sonradan ortaya çıkmamış ne var? Bu nasıl bir çelişki?

2. Rivayet kültürü din edinildiğinde çelişkiler kurumsallaşıyor, bunları hem farkedebilmek hem de bunlara karşı çıkabilmek zorlaşıyor.
 
Malum, mevlitler, Kandiller vs. Kur'anda yok ama dinde var! Kur'anda olmayan bir şey dinde nasıl olabilir? Allah haşa eksik bir din mi yolladı? Allah "Biz bu kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık" demiyor mu? Allah'tan başka kimler din tesis edebilir? Allah "Ben hükmüme kimseyi ortak etmem" buyurmuyor mu? Bu Allah'a din koyma hususunda ortaklar edinmenin adı şirk değil ise şirk nedir?
 
Önce kandillerin icat edilmesi, sonra da bu günlere özel anlamlar yüklenmesi diğer günlerde dini yaşama ve günah hususunda ümmetin daha gevşek davranmasına yol açmıştır. 

3. Yani rivayet kültürü din edinildiğinde dindarlık artmıyor, azalıyor. Din belli özel günlerde yaşanılan dönemsel bir ritüele dönüşüyor.
 
Geleneğe göre beş vakit namaz gün içindeki, cuma hafta içindeki, ramazan orucu yıl içindeki, kandiller o güne kadarki tüm günahların bağışlanmasını sağlıyorsa ben neden günah işlemekten çekineyim ki? Üstüne bir de hacca vs gider, bu işi daha da garantilerim! Malum hacdan dönen de anadan doğmuş gibi oluyor!

4. Rivayet kültürünün din edinilmesi günahlara karşı daha toleranslı bir din algısı sunuyor, günahları önleme konusunda caydırıcı olma vasfından uzaklaşıyor.
 
Rivayeti din edinen geleneğe göre sadaka verenin rızkı artar, ömrü uzar, belalardan korunur. Bunun verdiği gizil mesaj şudur: Sadakayı sadece Allah rızası için vermeyin, en çok bu amaçlarla verin!
 
Oysa dinde bir şey sırf ve saf Allah rızası için yapılırsa değer taşır. Bakın sureti hak bir görüntü altında niyetler nasıl da ifsat ediliyor.

5. Geleneğin din edinilmesi sadece Allah rızasını gözetmesi gereken niyetleri bozuyor, hem Allah rızasını hem de uzun ömür vb. dünya gayelerini birlikte gözeten çatallı bir itikat yaratıyor.
 
Kaldı ki ben sadaka verdiği halde rızkı artmamış, ömrü kısa sürmüş bir kaç kişi de tanıyorum. Yani demem o ki rivayet kültürünü din edinmek imanı da zedeliyor.


6. Geleneğin din edinilmesi aynı zamanda gerçeklikle ilgisi olmayan bu tür mesajlarıyla dinin ilahiliği hususunda şek ve şüphe oluşturuyor, imanları zedeliyor.

Rivayetleri din edinmek; dinin zorlaştığı, dini yaşantının ağırlaştığı ve çoğu kişinin dini yaşamaktan korkarak kaçtığı bir yapıyı da beraberinde getiriyor. 

Ayrıca ilahi olan dinin savaş, kan, acı, gözyaşı, baskı, çelişki, çatışma, zan, bid'at ve hurafe sistemi gibi algılanmasını meşru kılacak mazeretler sunuyor. 

En önemlisi de rivayeti din edinmek rivayet kültürünü vahye yani elçiyi ilaha (Allah'a) ortak koşmak anlamına geldiği için şirke neden oluyor; bu sebeple müslüman aleminin başından dert, bela, musibet bir türlü eksik olmuyor. Çünkü Allah şirke bulaşanlar için bunu vaat ediyor.