Rahatımızı, Konforumuzu Bozdun Guta...

Ejder Aşit

VAN 7.03.2018 09:35:48 0
Rahatımızı, Konforumuzu Bozdun Guta...
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bazen el kalemi tutamaz, bazen kalem eli istemez. Bir kare, bir damla gözyaşı, pınarlar olur akıverir insanın can damarından dışarı. Ölüverseydim de, hiç doğmayıverseydim der. Yutkunur, boğazından aşağı gitmez hıçkırık.

Satırlar kefen olur Doğu Guta’ya. Kifayetsizdir sözler ve son şarjördür ağızlardan boşalır, hızlı bir şekilde, pervasızca. İnsanlar değil insanlık ölür, terk edilmişken vicdan, konforlu binaların full+full mabedlerinde… 

Kardeşliğin paylaşımında bize acı düştü, figan düştü, nar düştü. Mutluluk, sevinç, gülmek, uzak diyarlarda yan düştü. “Eyne’l mefer! Hayır, bilakis sığınacak bir yer yok. Varıp durulacak tek yer Rabbi’nin katıdır (Kıyame-10-12).” Size ne oluyor da yardımlaşmıyorsunuz?(Saffat-25)

Roma’yı yakan Neron mu daha zalimdi yoksa Esed, Hamaney ve Putin üçlüsü mü? Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan kimyasal bombalar mı daha tesirliydi, yoksa siyasi emeller gazıyla özgürlükleri için katledilen insanlar mı? 

Bilemedim. Sırt sırta vermedi düşünceler.

Birleşmiş m/itler yardımlarında ancak cenazelerimize kefen gönderir. Oysa, elbiseleriyle gömülüyorlar Gutalılar evlerinin odalarında. Eğrelti durur gâvurun bezi ve klas duruşu bozar ütü gerektirmeyen kumaşlar…

Kahrolsun olsun, içinde alevli ateş bulunan hendek sahipleri! Hani onlar etrafında oturmuş, müminlere yapılanlara şahitlik ediyorlardı. Onlardan, sırf, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam alıyorlardı. (Buruc 4-8)

Bir satır yazıyı bile çok görür alçak medya. Yazdıklarında da, siyasi geleceklerinden devşirdikleri paranın kesilmesinden korkarlar ve laf kalabalığından, ehemmiyetsiz bırakır üçüncü sayfa haberini.

Ey Guta, Yetim-Öksüz ve kimsesizliğin şehri! Nebi de öyleydi. Saçından başından kan damlarken “Bilmiyorlar bilselerdi yapmazlardı” sözünü sayıklıyordu. Var, üzerine yağan taşları Taif diyarına ver, ayağına batan dikenleri Ümmü Cemil’e yaz, belinden Fatmalar işkembeyi kaldırırken el uzat düşkünlere, öfkeleri patlamış azmanlardan mağaraya sığın. Bil ki, “Dostu Allah olanın sırtı yere gelmez, “Allah, kullarına zulmetmez(Yunus-44).”

Ey Guta, şikâyetçiyim senden. Neden böyle zor durumda bıraktın bizi. Evimiz, işimiz, eşimiz ve çocuklarımızla ne güzeldik fotojenik karelerde. Rahatımızı, konforumuzu bozdun, senin için parmaklarım klavyede bilendi,  yazı yazmak zorunda kaldık, çocukların çığlığından uykularımız kaçtı, sarılamaz olduk evlatlarımıza, kuş tüyü yataklarımız taşlaştı, günlük üç öğünlük helal yemek boğazımızda kaldı, çaresiz bıraktın bizi Guta… 

Neden bizi bizle bir başına bıraktın? Ölmek kolay, kolay da yaşarken ölmek zor. Kime ne desem ki! Sesim yalnız kulaklarıma geliyor. Bilgelerin bizim hamurda suyu yok. Onlar geçmişleriyle övünsün, kırkbir gece masalları gibi anlatıp dursunlar… 

La Tahzen (üzülme) Guta! Allah seninle….