PKK VE KDP-İ ÇATIŞMASI, “BRAKUJİ” VE KOMPLO TEORİLERİ -

BARZANİ: BU ÇATIŞMA İNTİHAR NİTELİĞİNDEDİR

VAN 30.05.2015 10:01:40 0
PKK VE KDP-İ ÇATIŞMASI, “BRAKUJİ” VE KOMPLO TEORİLERİ -
Tarih: 01.01.0001 00:00
 IŞİD ile mücadele Suriye’den İran sınırına kadar devam etse de geçtiğimiz hafta IKBY’nin ana gündem maddesi farklıydı. Bütün medya organlarının detaylıca ele aldığı konu İran-Irak sınırındaki KDP-i ve PKK çatışmasıydı. Konuyla ilgili birçok makalede ve yorumda; “Kürtler arasında yeniden savaş ortamı mı oluşuyor?” sorusu soruldu. Kimilerine göre ise bu sorununu sorulması abartılı ve komplo teorisi sınırına yaklaşan bir tepkiydi.
Dünyabülteni/ Simla Yerlikaya
“Brakuji” Kürtçe’de “kardeşin kardeşi öldürmesi” ya da “iç savaş” anlamına geliyor.
1990’ların ortasındaki KDP-KYB savaşından sonra bu kelime bölgede sadece korku ile yad edilen bir anı haline gelmiş olsa da geçtiğimiz hafta yaşanan bazı olaylar Kürt toplumunda bu korkuyu tekrar hatırlattı.
Peki bu korkuyu tetikleyen olay neydi?
İRAN-IRAK SINIRINDA PKK VE KDP-İ ÇATIŞMASI
24 Mayıs’ta İran-Irak sınırındaki Keleşin bölgesinde KDP-İran (KDP-İ) ile PKK arasında çatışma çıktı ve KDP-İ’den bir peşmerge öldü.
Bu bölge uzun zamandır PKK tarafından kontrol ediliyordu. Ancak bundan yaklaşık iki hafta önce KDP-İran’ın da bölgeye konuşlanması anlaşmazlıkları tetikledi. PKK bölgede KDP-İ varlığına rıza göstermeyeceğini belirtti ama KDP-İ de ısrarcıydı. İki hafta süren anlaşma çabaları sonuç vermeyince KDP-İ’den bir peşmergenin öldüğü bir çatışma yaşandı.
YİNE KÜRTLER ARASI SAVAŞ MI BAŞLIYOR?
Çatışma ile beraber Kürt medyasında da yoğun bir haber ve analiz trafiği başladı. “Kürtler yine birbiriyle mi savaşmaya başlıyor?”, “Bu çatışma KDP-PKK anlaşmazlıklarının bir başka yansıması?”, “Yabancı güçler mi Kürtler arasında çatışma tetiklemeye çalışıyor?”
Bir anda bu sorular ve bunlara benzer daha niceleri yazılıp çizilmeye başlandı. Bu tartışmalar kimi zaman abartılı senaryolar içeriyordu. Ancak senaryolar ne kadar abartılı olursa olsun; Kürtler arası bir çatışma ihtimalinin toplumda sebep olduğu endişeyi ve gerginliği görmek açısından bu haberler önemliydi.
Konuyla ilgili konuştuğum gazeteci Kawe Abdulkadir ise yaşanan endişenin nedenini geçmiş deneyimlere bağlarken; bu çatışmayı bir vekalet savaşına benzetti:
“Son dönemde KDP-İ ile PKK arasında meydana gelen üzücü olaylardan dolayı Kürdistan’da ve diğer bölgelerde yaşayan tüm Kürtler rahatsız. Zaten biz eskiden iç savaşı yaşamız bir toplumuz. Bu konuda acı tecrübemiz var. Bu kardeş savaşının Kürtlere zarardan başka bir getirisi olmaz. Bana göre son günlerde iki grup arasında yaşanan çatışma da bir vekalet savaşına benziyor. Bu sadece PKK ve KDP-İ’nin savaşı değil. Her ikisi de kendilerine ait olmayan topraklar üzerinde savaşıyor neticede. O çatıştıkları bölgeler IKBY’nin topraklarıdır. Aralarında bir anlaşmazlık, bir sorun varsa kesinlikle bunu diyalog yolu ile çözmeleri gerekiyor. Çatışan tarafların birisi batıdan birisi kuzeyden gelmiş durumda. Burayla hiçbir ilgisi olmayan taraflar bu topraklarda savaşıyor. Bana göre bunlar siyasi amaçlar için bazıları tarafından kullanılıyorlar”
Kawe Abdulkadir yaşananların vekalet savaşına benzetse de; birçok haber ve yorum bu çatışmaları PKK ve KDP arasındaki daha genel bir anlaşmazlığın bir parçası olarak değerlendirmeye meyilliydi. Malum; PKK ile KDP Kürt siyasetine yön veren iki önemli kutup. Aralarında birçok anlaşmazlık olan bu iki kutup son dönemde özelikle Suriye özelinde anlaşmazlıklar yaşadı. PKK’ya yakın bir duruşu olan PYD ile KDP-S arasındaki gerginlikler Kobani ile bir süreliğine rafa kaldırılmış olsa da 24 Mayıs’ta yaşanan çatışma; ‘Acaba Kürtler arasındaki anlaşmazlıklar silahlı çatışmaya dönerek yeniden su yüzüne mi çıkıyor?’ dedirtti.
BARZANİ: BU ÇATIŞMA İNTİHAR NİTELİĞİNDEDİR
Tam bu sorular sorulurken; IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin çatışmalardan sonra yaptığı açıklama gerilimi azaltacak cinsten oldu.
Barzani iki partiye çatışmaları barışçıl şekilde çözme çağrısı yaptı ve ‘Tansiyonu yükseltecek girişimlerden uzak durun’ dedi. Ancak belki de o açıklamanın en dikkat çeken kısmı bu çatışmaları intihara benzetmesiydi.
Farklı Kürt parti ve grupların Kobani’den Calavla’ya kadar yüzlerce kilometrelik alanda IŞİD’e karşı savaştığı bir ortamda Barzani’nin bu uyarısı hayli isabetliydi. Ayrıca yaşananları KDP-PKK çekişmesi çerçevesinde yorumlayanların, analizlerini bir daha gözden geçirmesine neden oldu.
YAŞANANLAR MAHABAD PROTESTOLARIYLA BERABER OKUNMALI
Erbilli bir başka gazeteci Muhammed Salih ise çatışmanın ardından yazılanlara baktığında hızla komplo teorisi sınırına yaklaşıldığını düşünüyor. Bu yazı için konuştuğum Salih’e göre yaşanan çatışmayı daha İran’ın Kürt kentlerinden Mahabad’da son dönemde yaşanan protestolardan yola çıkarak okumak gerekiyor.:
“Bence bu olanlar Mahabad’daki protestolarla yakından ilgili. İranlı Kürt muhalif gruplar Mahabad’dan sonra siyasi bir hareketliliğe girmeleri için yoğun bir baskı hissettiler ve ‘Artık harekete geçmenin zamanı’ dediler. Aslında çok uzun zamandır aktif değillerdi ve zaten merkezleri de Irak Kürdistanı’ydı. Hiçbir silahlı aktiviteleri yoktu son birkaç on yıl içinde hiçbir varlık gösteremediler. Neticede bu partiler Mahabad protestolarından sonra kendi rahat kozalarından çıkmaları yönünde ve proaktif olma ihtiyacı duydular. KDP-I bu yüzden İran’ın Kürt topraklarına dönmeye çalıştı. Bu silahlı bir isyan başlatmak gibi bir noktaya varmasa da oradaki varlıklarını göstermek açısından önemliydi. Ancak gittikleri bölgenin PKK kontrolünde olması soruna neden oldu. Malum Kürt partileri oldukça bölgeseller ve kendi bölgelerinde yabancıların varlığına da çok izin vermiyorlar. Bu da KDP-İ ile PKK arasında doğal bir şekilde huzursuzluğa neden oldu. “
Salih’in bahsettiği protestolar Mayıs ayı başlarında İran’ın Mahabad kentindeki bir genç kadının;; Farinaz Khosrawani’nin çalıştığı otelin 4. katından düşerek ölmesi ile başladı. 25 yaşındaki Farinaz’ın İranlı bir istihbarat görevlisinin tacizinden kaçmak için 4. kattan atladığı iddiaları ise binlerce kişiyi sokağa döktü. Protetolar sadece Mahabad ile sınırlı kalmadı, Sanandaj ve Urumiye gibi farklı şehirlere de kısa zamanda sıçradı.
Bu protestolar uzunca bir süredir siyaseten atıl konumda olan İran Kürtlerinin tekrar hareketlendiğinin bir işaretiydi. Salih’e göre KDP-İ aslında bu dalgayı kullanarak yeniden aktif hale gelmeye çalışıyordu. Ancak bunu yaparken PKK’nın tepkisini yanlış hesapladı:
“Birçok insan yaşananları genel bir ‘KDP-PKK’ çekişmesinin bir yansıması olarak yorumladı, ama bence bu yorum komplo teorisi sınırına dayanıyor. Tabii elinizde kanıut varsa o başla. Eğer biri bize bu konuda ikna edici kanıt sunarsa iş değişir. Ama KDP’nin KDP-İran’a “Bu bölgeye gidin, yerleşin” dediğine dair bir kanıt yoksa ortada, bu tarz söylemler sadece komplo teorisi olarak kalmaya mahkum. Biliyorsunuz KDP-İ sınırın İran tarafına KYB kontrolündeki toprakları kullanarak geçemiyor. Çünkü KYB ile İran arasında iyi ilişkiler var. O yüzden KDP-İ’nin PKK kontrolündeki bölgelerde böye bir denemeye girişmesinin nedenleri anlaşılabilir. Ama zannediyorum ki bu deneme karşısında PKK’nın vereceği tepkiyi yanlış hesapladılar.”
PKK ve KDP-İ arasındaki çatışma yaklaşık bir hafta boyunca bölgede endişe ile takip edildi. IKBY’den bakan düzeyinde birçok siyasetçi de arabulucu olmak üzere Süleymaniye’ye ve çatışmaların yaşandığı bölgeye intikal etti. Ayrıca IKBY Parlamentosu’nda da taraflar bir araya getirilerek diyalog yolu arandı.
Ancak sorun hala nihai olarak çözülebilmiş değil. Zira KDP-İ hala o bölgede konuşlanmak konsunda ısrarcı.
Yine de karşılıklı iyi niyet gösteremeye yönelik jestler de geçtiğimiz hafta içinde yapılmadı değil. Mesela PKK yaralı bir KDP-İ peşmergesini tedavi edişinin görüntülerini yayınladı; KDP-İ ise elindeki 7 PKK’lıyı serbest bıraktı. Bu karşılıklı jestler iki tarafın da diyaloğa hazır olduğunu gösteriyor.
Ama PKK’nın aktif olduğu bir alanda KDP-İ’nin de hak iddiası sürdükçe gerilimin artma potansiyeli önümüzdeki günlerde de mevcut.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/pkk-ve-kdp-i-catismasi-brakuji-ve-komplo-teorileri/#sthash.HaoSXjgY.dpuf