ABD’li askerlerin YPG amblemi taktıkları fotoğraflarına tepki büyük olunca ABD ikiletmeden “yanlış olmuş” deyip amblemlerin sökülmesini emretti. Üniformaların ABD tarafından dikilip hediye edildiği yerde amblemin sökülmüş olması neyi değiştirir? Amblem sökülünce ABD için Suriye’de PKK/PYD devleti kurma niyetinden vazgeçti mi diyeceğiz? ABD, PKK’ya Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurdurmaktan vazgeçmiş değil. ABD kendi komutasında PKK’nın Suriye kolu YPG ile birlikte Rakka’ya 12 bin kişilik bir operasyon başlattı. Gelen haberlere göre Rakka kuşatılmış durumda. Rakka IŞİD’in başkent ilan ettiği, çok önem verdiği bir şehir. 1 milyon insan yaşıyor. 1 milyon insanın yaşadığı şehri ABD’nin kara gücü PKK ve Suriye kolu YPG 12 bin kişiyle nasıl kuşatabilir; ayrı bir konu. Böyle bir durumda ne olması gerekir? IŞİD’in bütün gücüyle Rakka’yı savunması beklenir. Hayır, öyle olmadı. IŞİD tam tersi Türkiye sınırında bulunan Azez’e saldırdı. Münbiç’i savunmak yerine 96 km’lik alanda ÖSO’ya saldırıyor. IŞİD neden böyle iki-üç cephe birden açıyor? IŞİD ya da IŞİD’i 96 km’de kullanan her kim ise o, ABD’nin kara gücü PKK/YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesini istiyor. Bütün hazırlık buna yöneliktir. Ankara şimdilik üniformadan sökülen YPG formasını bir zafermiş gibi görüyor ve seviniyor. ABD yanına aldığı Fransız, Alman, İngiliz askerleri ve İsrail lobisi ile YPG’yi Fırat’ın batısına geçirmenin çalışmasını yapıyor. Tam bu sırada HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş verdiği röportajda “Kürtler bir daha asla Türk devleti ile bir aidiyet ilişkisi kuramayacak” dedi. Bütün derdi Kürtleri Türkiye’den uzaklaştırmak, Türklere düşman etmek. ABD’nin Türkiye’de kara gücü olarak kullandığı PKK Pentagon’un emri ile başlattığı şehir savaşı ile iç işgale kalkıştı. Başaramadı. TSK’nın dayağını yedi. Kaybetti. ABD ve içerideki destekçileri şimdi plağı değiştirdi. Türkiye’de iç işgali gerçekleştiremeyenler, Kürtleri Türkiye’den ayırmayı deniyorlar. Dokunulmazlıkları bir araç olarak kullanmak istiyorlar. Şayet bekledikleri gibi dokunulmazlık bir referandum konusu olsaydı işleri kolaydı. Teröre karşı mücadeleyi Kürtlere karşı yürütülen bir kampanyaymış gibi gösterecekler, kaybedince de “bak istenmiyoruz, Türkiye ile koptuk” diyeceklerdi. Suriye ile birleşip PKK terör devletinin meclisine katılacaklardı. Oyun bozuldu. O yüzden Selahattin Demirtaş Kemal Kılıçdaroğlu’na kızıyor. “Kılıçdaroğlu Genelkurmay’dan dolaylı brifing aldı” diyor. Hem gerçeği söylemiyor hem de Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin ulusalcı seçmeni karşısında korumaya alıyor. Büyük oyunu bozan Kemal Kılıçdaroğlu filan değildi. Kılıçdaroğlu’na rağmen 20-25 CHP milletvekili devreye girdi ve Türkiye’yi büyük bir dertten kurtardı. PKK ve uzantısı HDP iddia ettikleri gibi Kürt vatandaşları temsil etmiyorlar. Aldıkları görev için Kürtleri kullanmak istiyorlar. PKK ve uzantısı HDP, ABD ve İsrail’in çıkarları uğruna mücadele ediyorlar. Onların derdi Kürt vatandaşlar değil. Kürtleri ABD’ye meze yapmak. Yapamayacaklar. Kürtler PKK ve HDP’nin ABD’nin sofrasına meze olduklarını biliyorlar. Ne Türkiye’de, ne Suriye’de, ne Irak’ta Kürtler ABD’nin çıkarına hizmet etmeyecek. Bu coğrafyada Kürtlerin geleceği Türklerle bir ve beraber olmaktır.
