Peki, devlet yönetimine geçtikten sonra ne oldu?…

Bu, yoksa fırtına öncesi sessizlik mi?

VAN 6.12.2016 00:47:31 0
Peki, devlet yönetimine geçtikten sonra ne oldu?…
Tarih: 01.01.0001 00:00
 EDİ BESE!
 
HDP belediyelerine kayyum atandı. Sormak lazım mutlu muyuz?
Duyduğumuz o ki halk bir taraftan üzülüyor ama büyük çoğunluk durumdan memnun. Fakat belli ettirmiyor….
Sebebi çok tabii ama ilk akla geleni HDP belediyelerinde kimin elinin kiminin cebinde olduğunun belirsizliği…
Hatta çok başlılık ve de dik başlılık!...
Maalesef belediyeler halkın belediyesi değildi. Bir grup azınlığın nemalandığı yerlere dönüşmüştü.
Yani nerden bakarsanız bakın: Kirlenmişti!...
 
Peki, devlet yönetimine geçtikten sonra ne oldu?… 
İşler düzeldi mi?
Tabii ki hayır!
Kimin elinde sihirli değnek var ki!
Daha önce bu belediyelerin neler yaptığı, harcamaları neye göre gerçekleştirdikleri, kaç kişi işe aldıkları, alınan işçilerin neye göre seçildiği, nereden geldiği, ne kadar maaş aldıkları ortaya çıkmadan kamuoyu ile paylaşılmadan, yani hangi nedenlerden dolayı kayyum atandığı açıklanmadan hiçbir şey netlik kazanmadan fazla bir şey bekleyemeyiz gibi görünüyor.
Fakat bu şehrin birçok sorunu var ve önemli problemler gittikçe büyüyor…
Peki, neredeyse havada rüzgâr çıksa yürüyen, eylem yapan HDP’liler nerede, neler yapıyorlar?
İşin en önemli noktası atanan kayyumlardan sonra oluşan sessizlik…
Bu sessizlik kayyumu onaylamak mı? 
Bu sessizlik PKK’nin silahı tekrar devreye sokmasına, barikatlarına mı?
Bu sessizlik nasıl yorumlanmalı? İyiye mi kötüye mi?
Bu sessizlik hayra alamet mi? 
Bu, yoksa fırtına öncesi sessizlik mi?
Kanaatimce HDP/PKK/KCK taraftarları, şiddet siyasetine tepki gösterdikleri için sessiz…
HDP/PKK/KCK’nın söylemleri ile yaptıkları çeliştiği için sessiz..!
Halkın artık HDP/PKK/KCK’nın Kürtleri temsil edip etmedikleri konusunda kafası oldukça karışmış durumda…
HDP/PKK/KCK’nın, savaşı Kürtlerin sırtına yıktığı için, sessiz…
HDP/PKK/KCK’nın Kürtleri, değerlerinden uzaklaştırdıkları için sessiz…
Kürtlere göre, HDP gerek yerel gerek bölgesel gerekse ulusal düzeyde hem hizmet edemedi hem de siyaset üretemediği için sessiz…
Yüzde 13 oy verdikleri halde beklentileri boşa çıkarıldığı için sessiz…
Kürtler, arzuları dışında önlerine konan, Kürtleri Kürtlükten çıkaran HDP siyasetini kabul etmedikleri için sessiz….!!
Sonuçta gerçek şu ki; Kürtler memnun olmadıklarını, yapılan çağrılara kulaklarını tıkayarak sessiz kaldılar…!
Peki, saydığım bu sorunlara kırgın ve kızgın olan Kürtler olası seçimde nasıl bir tavır sergileyebilir..?
Benim AK partililerden edindiğim izlenim, sanki süreci yanlış okuyorlar gibi. Safların AK partiye döndüğü gibi bir hava var. Bu düşünce, büyük yanılgıya düşürebilir AK partilileri. Şu an için bölgede AK partili olmayanların AK partiye oy vermeleri için ciddi çalışmaların olması gerek. 
Sessizlik AK partiyi tasdik anlamına gelmez!. 
Bölgede çok ciddi bir siyasi boşluk var.
Kim bu boşluğu doldurursa ipi göğüsleyecektir!
Halk, artık hayal kırıklığı yaşamak istemiyor.
Halk, kendisini aldatmayacak, güvenecek bir parti arıyor.
Bu parti iktidarda olan AK parti mi olacak? Bekleyip göreceğiz... 
Ancak bunu başarmanın tek yolu var: Yenilik ve Heyecan!..
Tüm partiler Van’da heyecanını yitirdi sanki.
Halk yediği sillelerden dolayı siyasete küsmüş gibi.
İşte, kim bu boşluğu iyi görür ve değerlendirirse ipi göğüsler.
Yani heyecana, icraata, birlik ve dirliğe ihtiyaç var!
Yani sokakların şenlenmesi lazım!
Yani halkı harekete geçirmek; büyük projelerle sokağa çıkmak lazım!
Yani halkın kaybettiği güveni yeniden kazanmak için “doğruluğu” merkeze alan bir siyaset olmalı!
Yeni siyaset dili, yeni söylemler ve yeni projeler üretmeli….
 
Yoksa ki Van’a yazık oluyor!
Zaman geçiyor.
Van, hiçbir dönemde belediyecilikten bu kadar çekmedi!
Yazık değil mi heba olan zamana!
Yazık değil mi bu güzelim halka!
Yazık değil mi Vangüzel’e!
Artık harekete geçme zamanı gelmedi mi?!
Şiddetten de bıktık; hizmetsizlikten de!
Edi bese!...