Bu denli kanlı çatışmalara rağmen, korunmaya çalışılan bölgelerin savaşsız ve üstelik muhaliflerine teslim edilmesi elbette normal bir gelişme sonucu olmuş bir hadise değildir. Bunun daha iyi anlaşılması için biraz daha geriye gidilmesi yeter. Suruç saldırısından sonra gelişen ABD-Türkiye yakınlaşmasından, yine sadece on gün sonra El-Nusra’nın çekilmesi gerçekleşmiş, bundan da 15 gün sonra da PYD çekilme kararı almıştır.
Yenişafak/ Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu/ Sakarya Üni.
9 Ağustos’ta El-Nusra Cephesi’nin, Kuzey Suriye’de elinde bulundurduğu yerlerden geri çekilip buraları Özgür Suriye Ordusu’na bırakmasından sadece 15 gün sonra bu kez PYD’nin Tel-Abyad’ı Özgür Suriye Ordusu’na bırakması birbiri ile alakasız gelişmeler midir sizce? Bu bölgeler El-Nusra ve PYD tarafından bu kadar kolay terk edilecekdiyse neden bu kadar savaşıldı. Neden uğruna bu kadar taraftarının öldüğü yerler savaşsız teslim ediliyor. Her şey normal midir sizce? Suriye’de bir bölgenin kontrolünün ele geçirilip, başka bir güce kaptırılmaması için ne kadar ağır kayıplar verildiğini neredeyse her gün medyadan izliyoruz.
KRİTİK ÇEKİLME
Bu denli kanlı çatışmalara rağmen, korunmaya çalışılan bölgelerin savaşsız ve üstelik muhaliflerine teslim edilmesi elbette normal bir gelişme sonucu olmuş bir hadise değildir. Bunun daha iyi anlaşılması için biraz daha geriye gidilmesi yeter. Suruç saldırısından sonra gelişen ABD-Türkiye yakınlaşmasından, yine sadece on gün sonra El-Nusra’nın çekilmesi gerçekleşmiş, bundan da 15 gün sonra da PYD çekilme kararı almıştır. Bölge, ABD-Türkiye ittifakı çerçevesinde yeniden şekillenmektedir. Bu çekilmeler de devam edecektir. Bu noktada PYD ve PKK boşuna mücadele etmektedir ki zaten bunun farkına varan PYD Tel-Abyad’tan çekilmiştir. Açıktır ki iki ülke arasında gerçekleşen ittifak bundan daha da öte bir anlam içermektedir.
YENİ BİR ÇAĞIN HABERCİSİ
Bu ittifak belki de yeni bir çağın başlangıcının habercisi. Bu şekilde esrarengiz kelimelerle acaba neyi anlatmaya çalışıyoruz, onu açalım. Dünyada süper olma kalıcı hususiyet değildir. Yani bir gün süper güç olan, gelecekte bu özelliğini kaybedebilir. Bu, tarihi süreç içinde de bu şekilde gerçekleşmiştir. Roma İmparatorluğu’ndan sonra dünyada süper güç Osmanlı Devleti olmuştur. Bu arada Cengiz ve Timur İmparatorlukları gibi güçler geldiyse de bunlar süper güç konumuna çıkacak derecede uzun süreli hayatta kalamamışlardır. Osmanlı’dan sonra ise süper güç olarak dünya gündemine İngiltere gelip yerleşmiştir. İngiltere’den sonra, 45 yıl kadar süre ABD ve SSCB önderliğinde iki kutuplu bir sistem yaşandıysa da bu uzun ömürlü olmamış, süper güç olma konumuna ABD tek başına yerleşmiştir. Günümüzde ise süper güç ABD’nin bu konumu ciddi bir şekilde test edilmektedir. Elbette ilerleyen günlerdeki gelişmelere de bakılması gerekecektir ancak şu an icra edilen ABD-Türkiye ittifakı bir bakıma buna itirazen ortaya çıkmıştır denilebilir. ABD’nin tartışılan süper güç konumunun Çin lehine değişme ihtimalini hem bilmeyen yoktur hem de bu ihtimal uzun süredir masada idi. Çin’in süper güç olma ihtimalinin belirmesi Israil’in etkinliğini de hızla artırmaktadır. “Eğer ABD, İran’la nükleer görüşmeleri sürdürmeye devam ederse, İsrail kendisine yeni bir müttefik bulacaktır” sözüyle Benyamin Netanyahu, İsrail’in bu pozisyonunu yaklaşık 1,5 yıl önce kamuoyuna açıkça beyan etmişti. İsrail, ABD’nin kendi çıkarlarına hizmet etmemesi ihtimaline karşı, Çin ile ilişkilerini geliştirmeyi ve bu ülkeyi desteklemeyi de ihmal etmedi. İsrail, Çin’in desteklenmesini Neo-Con’lar ile birlikte Almanya ve İngiltere ile birlikte sürdürüyor. İste bu işbirliği en son varılan ABD-Türkiye ittifakı karşısında kendini dünya deşifre etmek zorunda kaldı.
İNGİLTERE’NİN ABD’YE İTİRAZI
ABD-Türkiye ittifakına ilk itiraz eden taraf İngiltere oldu. Suriye’de Fırat’ın batısının Türkiye’nin talepleri doğrultusunda dizayn edilecek olması karşısında İngiltere ilk defa ABD ile ters düştü. I. ve II. Dünya savaşlarından beri ABD ve İngiltere ilk defa bu ittifak üzerine ters düşmüştür denilse herhalde yanlış olmaz. Bu aşamadan sonra da en az 20 yıldır devam eden İsrail, İngiltere ve Almanya ittifakı daha da öne çıkmaya başlamıştır. Bu üç ülkenin Çin ile mevcut ittifakının farkında olan ABD, ilk defa Türkiye ile yaptığı işbirliği sonrası harekete geçti ve anlaşmanın hemen ardından Rusya ile masaya oturdu. Esed’in en büyük destekçisi İran ilk defa, Esed için makul bir pozisyona rıza göstermiştir. ABD, Türkiye ve Rusya arasındaki bu yakınlaşma Ortadoğu’da yeni değişikliklerin habercisi. Özellikle son 15 günde, yukarıda ifade ettiğimiz Suriye eksenli gelişmeler bunun ilk göstergelerinden biri. Bu çerçevede Ortadoğu da ABD, Rusya ve Türkiye’nin ortak çıkarlarını maksimize eden değişiklikleri görmek sürpriz olmayacaktır.
- See more at: http://www.iktibasdergisi.com/oyun-degistiren-ittifak/#sthash.m3Jr5SKF.dpuf
