“Olağanüstü hal ile yönetilen bölgenin yurttaşlarıyız”

Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, Van'ın ticareti istediği gibi aktif bir hale getirecek bir yaptırım gücünün olmadığını belirterek, mutlaka bölgede kalıcı ve sürdürülebilir bir yasal düzenlemeye ihtiyaçlarının oldu

VAN 23.04.2014 12:08:52 0
“Olağanüstü hal ile yönetilen bölgenin yurttaşlarıyız”
Tarih: 01.01.0001 00:00
Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, burada bölgesel kalkınmayı sağlamak için İran’ın pazarına etkin bir eşit sağlanması gerektiğini belirti.

Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Takva İran’ın Türkiye için çok önemli bir ülke olduğunu söyleyerek, “ Biz bu bilinçle mevcut ilişkilerimizi çok ileri seviyede ve ticaretimizi de daha iyi bir düzeye getirme açısından yoğun bir çalışma ve çaba sarf içerisindeyiz” dedi.

İlke Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulunan Van TSO Başkanı Necdet Takva, olağanüstü hal ile yönetilen bir bölgenin yurttaşları olduklarını ifade ederek, bir takım malların geçişi konusunda uygulanan yasal yöntemler burada her alanda çok ciddi ekonomik bir suç potansiyeli oluşturduğunu söyledi.

Takva, daha önce bir miktar karpuz için, bir miktar çay için, bir takım yasal olmayan ticari faaliyetlerin yaratığı çok ciddi bir handikapların olduğunu ifade ederek, bunlardan dolayı ceza alan kişilere bir af uygulaması ile yâda iyileştirme yöntemiyle affedilebileceğini belirtti.

“Van’ın geleceği ile ilgili yerel yöneticilerin nasıl olması konusunda anketler yaptık”
Başkan Takva görev geldikleri günden bu yana 9 aylık bir zamanın geçtiği bilgisini vererek, “Biz bu 9 aylık zamanı en iyi şekilde değerlendirme konusunda yönetim kurulumuz olarak aktif çalışmalar yürütüyoruz. Malumunuz bundan 20 gün öncesine kadar bir yerel seçim süreci vardı ve biz özellikle göreve geldiğimizde siyasallaşmadan Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın bir meslek kurumu olması hasebiyle siyasallaşmadan siyasete nasıl katkı sağlayabileceğimiz konusunda kamuoyuna bir deklarasyonda bulunmuştuk. Bu çerçevede yaptığımız en önemli işlerden bir tanesi özellikle tüccar ve sanayicinin Van’ın geleceği ile ilgili yerel yöneticinin nasıl olması gerektiği ile ilgili konusunda bir çalışma yapmamız yönündeydi. Bununla ilgili bir önemli anket çalışması yaptık. Aşağı yukarı 2 aylık zamanımızı bu anket çalışması aldı. Biz bu anket çalışması çerçevesinde yaklaşık aktif üyelerimizin %10’u gibi bir sayıya ulaşarak 4 temel ucu açık soru sorduk. Nasıl bir yerel yönetim, nasıl bir belediye başkanı, nasıl bir kent geleceği ve geleceğe yönelik beklentilerini içeren bir anket çalışması yaptık. Bunu da kitaplaştırarak başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, kabine üyeleri olmak üzere tüm üyelere ve ilgili siyasi parti temsilciliklerine gönderdik. Orada Van’ın, Van tüccarının, sanayisinin özellikle siyaset kurumuna bakış açısı ve yerel yönetimden beklentilerini içeren bir çıktı elde ettik. Bu bizim için çok önemliydi.” Şeklinde konuşmasını sürdürdü.

“Odamızda bir takım fiziksel değişiklikler yaptık”
Yaptıkları önemli çalışmalardan bir tanesi de kurumsallaşmayı gerçekleştirdiklerini söyleyen Takva, “Bununla beraber yaptığımız en önemli çalışmalarımızdan bir tanesi de özellikle Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın bölgesel çekim merkezi bir ilde olması hasebiyle kurumsallaştırılmasını gerçekleştirmek oldu. Bunun için fiziksel merkezimizde bir takım değişiklikler yaptık. Özellikle üye odaklı çalışmamızın bir karşılığı olması hasebiyle biz idaremizi müstakil bir çalışma alanına taşıdık ve bu konuda da önemli bir başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Çünkü üye memnuniyet anketlerinde çıkan sonuç itibari ile baktığımız zaman hakikatten oldukça önemli ve memnuniyet verici bir takım çıktılar aldık. Bununla beraber yönetim katında bir takım değişikler yaptık ve daha aktif olması için Ticaret Sanayi Odası tüccarının daha etkin çalışmasını sağlanmak üzere bir fiziksel imaj çalışması da yaptık. Logomuzu değiştirdik. VATSO olan logomuzu Van TSO olarak dönüştürdük” diye konuştu.

“Beklentimiz borçlanan şehrin bundan kurtulması”
Deprem sonrası oluşan ekonomik krizi aşmak konusunda bir takım faaliyetler yürüttüklerini ifade eden Başkan Takva, “Bizim beklentimiz deprem sonrası borçlanan şehrin özellikle bundan kurtulması ve burada yerel ekonomik krizi aşmak konusunda vergi telkini konusunda bir yoğunlaşmamız oldu. Bu konuda malumunuz kısa sürede 18 bin TOKİ konutu yapıldı ve insanlar bu konutlara taşındılar. Fakat bu önemli ölçüde bizim borçlanmamıza sebebiyet verdi. Aşağı yukarı 18 bin konutun aylık maliyeti 18 yıl boyunca 8,5 milyona tekabül ediyor. Yine deprem döneminde özellikle tüccara, sanayiciye ve esnafa kullandırılan 328 milyon KOSGEP kredisi vardı. Bu KOSGEP kredilerinin geri ödemesi de başladı ve ayda 12,5 milyona tekabül eden ve 2 yıl boyunca ödenmesi gereken bir miktar. Sadece bu iki kalemde kentin her kalemde kentin her ay ekonomisinden çekilecek sıcak para 21 milyona tekabül ediyor ve bunu finanse edecek performansa sahip değiliz. Van’ın böyle bir imkânı ve gücü yoktur. Bizde bu çerçevede özellikle ötelenen, ertelenen vergi meselesinde bir telkin gerçekleştirilmesinde bir çalışma yaptık. Bu anlamda 6 tane bakanla görüşme yaptık. Bu bakanlardan olumlu izlenimler aldık ancak Sayın Maliye Bakanı’ndan bu konuda pozisyonunu koruyor. Açıkçası bunun emsal olabileceği ile bu konuda bize çok fazla ümit var değerlendirmelerde bulunmadı” şeklinde konuştu.

“Vergi borçlarının telkin edilmesini istiyoruz”
Başkan Takva, Van’ın deprem sonrası oluşan yerel ekonomik krizi aşma konusunda rahat bir nefes alma durumunda olduğunu belirterek, “Biz bu çabalarımızı halen sıcağı sıcağına sürdürmeye çalışıyoruz. Tabi vergi telkini konusunda 30 Nisan’a programlanan bir süreç vardı. En azından bunu yılsonuna kadar ertelenmesinin devam etmesi konusunda defterdarımızla görüştüm. Bu konuda halen kendilerine ulaşan bir bilginin olmadığını ancak bu sürecin devam edebileceği yönünde bir izlenim sahibi olduklarını söylediler. Özellikle bu vergi telkini konusunda sizlerin aracılığıyla da biz kamuoyuna ve Sayın Başbakanımıza da bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Van gerçekten deprem sonrası oluşan yerel ekonomik krizi aşma konusunda rahat bir nefes alma durumunda. Ancak bunun olabilmesi için aşağı yukarı 650 milyon TL’ye tekabül eden deprem sonrası tevafuk eden vergilerin telkin edilmesi talebimizi de iletmiş olalım ve bunu da sizin aracılığınız ile iletmiş olalım. Bununla beraber aktif projelerimiz de var özellikle sayın valimizle yaptığımız görüşmelerde Van’ımızı değiştirmeye yönelik proje fikirlerimiz var. 30 Mart tarihi ile gerçekleşen yerel seçim sonrası bilindiği gibi iki tane belediyemiz arttı. Van’ımız artık büyükşehir oldu. Şuanda belediyemiz en önemli yatırımcı kurum haline geldi” ifadelerini kullandı.

“Van için önemli projelerimiz var”
Van’ın marka değerini yükseltmek için önemli projeler yaptıklarını söyleyen Başkan Takva daha sonra, “Artık siyaseti bir tarafa bırakıp iş, hizmet ve istihdam alanında yoğunlaşma gibi bir amacımın olduğunu ve buna göre biçimlendirmeye çalışıyoruz.” İfadelerini kullandı.

“İran ile bugüne kadar verimli bir ilişki geliştiremedik”
Ticareti istenildiği gibi aktif hale getirecek güçlerinin olmadığını belirten Takva “Biz yönetim olarak şuna inanıyoruz özellikle sayın Başbakanın 2 ay önce gerçekleştirdiği ziyaret esnasında İran Ruhani lideri ile konuşuyordular. Bir hedef var. 2015 yılı sonuna kadar 30 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşma gibi bir hedef var. Tabi İran büyük bir pazar aşağı yukarı 1 milyon 600 km kadar coğrafya ya sahip bir potansiyeli var. Hem yer altı zenginlikleri hem yer üstü zenginlikleri çok fazla olan bir ülke ve tabi İran olmasa Türkiye’nin hem kendi ihracat hedeflerine ulaşması kısa vadede mümkün değil. Hem de bizim bölgesel katılmamız için çok önemli, aslında bizim İran’la 300 km den fazla bir sınır boyumuz var. Bugüne kadar çok verimli bir ilişki geliştiremedik. Bizim burada bölgesel kalkınmamızı sağlamak için İran’ın pazarına etkin bir eşit sağlayacağız. İran ile sadece 1 tane kapımız var. Onunda aktif olarak çalışması gerekir. Bizim ülkeler tarafından yapı ilişkilerimiz az. İran Türkiye için çok önemli bir ülkedir. Van için çok önemli bir ülke, biz bu bilinçle mevcut ilişkilerimizi çok ileri seviyede ve ticaretimizi de daha iyi bir düzeye getirme açısından yoğun bir çalışma ve çaba sarf içerisindeyiz” şeklinde konuştu.

“Olağanüstü hal ile yönetilen bölgenin yurttaşlarıyız”
Bölgede bir takım yasal olmayan ticari faaliyetlerin yaratığı çok ciddi bir handikapların olduğunu ifade eden Takva, “Dolayısıyla bu çatışmalı dönemin yarattığı ekonomik bir suç potansiyeli var. Yani ticarete konu olarak ta bir takım malların geçişi konusunda uygulanan yasal yöntemler burada her alanda çok ciddi ekonomik bir suç potansiyeli oluşturmuş. Yani ben üzülerek görüyorum. Bir miktar karpuz için, bir miktar çay için, tabi uyuşturucuyu bunun dışında tutuyorum. Çünkü tamamı ile bir insanlık suçudur. Bunun dışındaki bir takım yasal olmayan ticari faaliyetlerin yaratığı çok ciddi bir handikap var. Tabi bir barış süreci var ve siyaseten yürütülen oldukça da ümitli olduğumuz bir süreç var. Tarafların samimi yaklaşımları bizi ümitlendiriyor. Ama bu siyasi çabalarla birlikte bizim müdahale etmemiz gereken farklı alanlarda var. Özellikle ekonomik alanda bunun alt yapısını güçlendirecek kalıcı sürdürülebilir bir barış ortamı için bizim önerimiz şudur. Bölgeye 20 yıl boyunca bir ekonomik olağanüstü hal uygulanması talebi. Bunu hak etiğimizi düşünüyoruz. Çünkü kamu kaynaklarından etkin yararlanamamış bir bölgeyiz. Gayri safi hâsılattan aldığımız pay çok düşük ve bölgedeki ekonomik dengesizlik bizim uluslar arası alanda önümüzde duran çok önemli bir sorun. Bölgenin istihdam sorunu çok önemli, ülke ortalamasını üzerinde bir işsizlik problemimiz var. Ama ümitsiz değiliz. Bunun kısa zamanda çözülebileceği üzerinde bir farklılık yaratacağımızı düşünüyoruz” ifadelerini kulandı.

“Çok sayıda araç mezarlığımız var”
Deprem sonrası protesto edilen çek ve senetlerin sayısı yüzde 100’e yakın bir artışın olduğunu söyleyen Takva, “Bunların tamamının bir arada bir af uygulaması ile yâda iyileştirme yöntemiyle, tabi bu takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin vereceği karardır. Bu konuda çalışmamız var. Mutlaka bölgede kalıcı ve sürdürülebilir bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Çok fazla araç mezarlığımız var. Müsaade edilen araçların kümelendiği alanlar var. Bunların ekonomiye kazandırılması oluşan belki gayri bu ekonomik suç potansiyelinin ortadan kaldırılması konusunda ayrıca protesto edilen çek ve senetlerin sicil affı yöntemi ile bunu ortadan kaldırarak insanları daha meşru, daha çok kayıt altına alınabileceği bir ticari anlayışa sevk edilmesi gerekiyor. Bu yüzden hem milletvekillerimizin hem de politikacılarımızın, hükümetin bu konuda duyarlılığına ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Bunu her fırsatta dile getirmeye çalışıyoruz. Bizim işte dediğim gibi bir 300 kilometre kadar sınır boyunda sadece bekleyenler değil 300 kilometreler ötemizde bulunan zenginliğe ulaşmamız gerekiyor. Özellikle Başkale bölgesinde bulunan Gelincik Sınır Kapısı var. Bu kapının aktif hale gelmesi yoğun bir çabamız var. Halihazırda Van’da bulunan bir heyetin konu ile ilgili görüşmeler yaptığını da biliyoruz. Umuyorum ki o insanlarda, o yetkililerde bu konudaki görüşümüzü bizlerle paylaşırlar ve kısa zamanda İran tarafındaki yol bitirilir, Kapıköy Razi Sınır Kapımız çok önemli bir kapıya dönüşür. Gelincik kapısıyla da özellikle güneyimizde bulunan ticari kapasiteyi kayıt altına almış oluruz. Kayıt dışı ekonomiyi ve ekonomik suça sevk edilen kanaları da tamamen ortadan kaldırırız. Van artık yönetilen ve yönlendirilen bir kent değil. Bölgenin yöneten yönlendiren önemli bir kenti haline geldi. Bizlerde rol tavırlarımızı bu çerçevede yapıyoruz ve beklentilerimizi de biçimde ifade ediyoruz” dedi.

“Tekstilken ve Fuar Kongre Merkezi Van için önemli”
Tekstilken ve Fuar Kongre Merkezi’nin biran önce hayata geçmesini ve Van’ın kaderinde aktif rol almasını beklediklerini belirten Takva, “Tekstilken projesi ve Fuar Kongre Merkezi projesi de Kalkınma Bakanlığının finanse ettiği cazibe merkezleri kapsamında gerçekleştirilen bir projedir. İkisi de Van için çok önemli bir projedir. Biz bu iki projenin de biran önce hayata geçirilerek kentin kaderinde aktif rol olması yönünde samimiyetle, içtenlikle desteklerimizi sunuyoruz.” İfadelerini kaydetti. (Hacı Yılmaz-İLKHA)