Neden hep ağlayan üzülen biz olalım?

Neden kilometrelerce uzaklardan bölgemize gelenlerin sömürgelerine razı olup oyunlarına gelelim?

VAN 5.10.2015 18:13:50 0
Neden hep ağlayan üzülen biz olalım?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 KARDEŞ ŞEHİRLER PARKI!

Basın yayın enformasyon genel müdürlüğünün desteğiyle Konya gazeteciler cemiyeti ve Vangölü gazeteciler cemiyetlerinin birlikte organize ettikleri geziye Van'dan 30 gazeteci arkadaşla birlikte gittik. 3 günlük bu geziye davet edildiğim için katılma şansım oldu.

Güzel bir ortamda geçen seyahatimizin en önemli amacı özellikle son dönemlerde ülkemiz üzerinde oynanmakta olan oyunlar sonucu ortaya çıkan gerilimi azaltmak, oluşan algıyı kırmak, doğuda yaşayan insanlarla batıda yaşayanların birbirlerini daha yakından tanımak için yapıldı.

Önce Konya'daki gazetecilerin ilimizi ziyaretlerinin ardından bu sefer ilimizdeki gazetecilerin Konya'yı ziyaretleri ve Konya gibi muhafazakâr kimlikli modern bir şehri görüp gezmeleri şehirlerarası diyalog ortamının gelişmesi kaynaşması açısından oldukça verimli geçti. Ankara Konya arasını 255 km hıza kadar çıkan hızlı trenle gittik.

Konya'ya büyükşehir belediyesinin büyük modern parkları arasında 140 km hızla geçtik. Bu parklardan birinin girişinde bir parka verilen isim dikkatimi çekti onu da başlıkta kullandım "Kardeş şehirler parkı." 780 bin km kare toprağa ve 81 ile sahip olan ülkemizin ortası sayılabilecek en büyük toprağa sahip olan Konya ile Van'dan sonra gidebilecek toprağı olmayan bir şehrin gazetecileriyle Konya'daki gazetecilerin bir araya gelmesi kardeşliğin pekişmesi açısından önemli bir gelişme oldu.

Bu parkı gezemediğimiz için kardeş ilan edilen şehirler içerisinde Van var mıydı yok muydu öğrenemedim. Ancak şunu bir kez daha gördük ki, toplumun gören gözü, konuşan ağzı, işiten kulağı konumunda olan gazetecilik mesleğini yapanların bir araya gelerek önemli bir gelişme olarak değerlendirebiliriz.

Ülkemizin büyüklüğü gücü her ne kadarda kabullenilmese de, ülkeyi germek savaş ortamına sürüklemek, komşularımızda yaşanılanları yaşatmak arzusunda olanlara rağmen toplumda kardeşlik bilinciyle yaşamak isteyen ve bu kardeşliği laf olsun diye değil her şeye rağmen sürdürmek isteyenlerin varlığı ülke insanımızın en büyük sermayesi olarak ortadadır.

Öyle bir zenginliğimiz var ki, coğrafi güzellikler, kültürel, sosyal, ekonomik, farklı ırkların renklerin ve dillerin oluşturduğu mozaik elbette ki dış güçleri ve yerli işbirlikçilerini rahatsız edecektir. Daha on yıl öncesine kadar siyasal anlamda ötekileştirici, ekonomik anlamda dışa bağımlılık, sağlık alanındaki tökezleme ve eğitimdeki garabetlikler yaşanıyordu. Yeni, yeni düzlüğe çıkma durumuna geçildiği şu günlerde oynanmak istenen oyunların senaristleri figüranları hiçte yabancı değillerdir.

Bu halk doğulusuyla batılısıyla kuzeylisiyle güneylisiyle oynanan oyunları çok iyi biliyor ve takip ediyor. Onun için Allah'ın izniyle başaramayacaklar bu geçiş süreci en az zararla bertaraf edilecek buna ülkenin her tarafındaki sağduyulu insanlar buna izin vermeyecekler.

Nasıl ki, renklerin suyla olan dansları sonucunda ortaya çıkana ebru deniyorsa, farklı ırklar, farklı diller, farklı renkler, farklı inançlar barındıran sosyal hayatımızda da ebrular oluşturabilir, oluşacak olan bu ebrularla daha fazla gelişebileceğimize inancım tamdır.

Konya da şehirlerin ismen birbirlerine kardeş edilmiş olması ya yaratılıştan veya inançtan gelen kardeşliği olan insanlarımızın kardeşliği neden perçinleşmesin? Neden hep ağlayan üzülen biz olalım? Neden kilometrelerce uzaklardan bölgemize gelenlerin sömürgelerine razı olup oyunlarına gelelim?

780 bin km kare üzerine bir ebru misali yayılan bu zenginliği yaşamsal olara sosyal olarak neden ebruya dönüştürmeyelim, çok mu zordur?..

Aslında bu konuda yazılacak söylenilecek çok şey var ancak bunun farklı şehirlerde yaşayan farklı kültürlere sahip olan fakat aynı inanca sahip olan insanların başarmamaları için hiçbir sebep olmadığına inanıyorum. Yeter ki, birbirimize güvenelim, yeter ki birbirimizi katıksız sırf Allah için sevelim.

Konya büyük bir şehir, bu büyüklüğünü tescilleyen önemli yatırımların yapıldığını gördük, "TORKU" ya ait ve dünyanın en büyük entegre tesislerinden bir olan tesisi gezmemiz ve Türkiye'de bir ilk olan bilim merkezinin muhteşemliği gerçektende bizleri sevindirdi. Beyşehir gölünün güzelliği Beyşehir belediye başkanının misafirperverliği, Meram ilçesinin Konya'ya kuşbakışındaki muhteşemliği, seksen binde devri âlem parkındaki dünyadaki harikaların minyatürlerinin sergilenmesi vs. bütün bunlar insanımız için.

Demin dediğim gibi bu konuda yazılacak çok şey var, öncelikle Basın yayın enformasyon genel müdürlüğüne böylesi önemli bir organizasyona öncülük etmesinden dolayı teşekkür ederim. Basın yayın Konya il müdürü Sayın Cemil Paslı beye, Basın Yayın Enformasyon Diyarbakır İl Müdürü Melik Akaslan'a, Konya gazeteciler cemiyeti başkanı Sayın Sefa Özdemir ve arkadaşlarına, Van'dan bu organizasyonun oluşmasında katkıları olan Vangölü gazeteciler cemiyeti başkanı Sayın Osman Bekleyen'e ve Fatih sevinç beye teşekkürlerimi iletirim.

Son olarak Renklerin suyla dansı nasıl ebruya dönüşüyorsa, ırkların renkleri dillerin farklılıklarının da ebruya dönüşmemesi için hiçbir sebep yok. Yeter ki, birbirimize tahammül edelim, yeter ki birilerinin bizi yönetmesine izin vermeyelim, yeter ki aklımızı kiraya vermeyelim, yeter ki yer altı ve yerüstü zenginliklerimizin sömürülmemesi için ortak hareket etmesini bilelim. Evet, kardeş şehirler parkının oluşturacağı ebruyu sosyal yönden oluşturamaz mıyız? Neden olması?

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.