MÜSLÜMANLAR GÜNÜMÜZ DÜNYASINA NE SUNABİLİR?

İslam’ın temsil ettiği değerler sistemi ve İslam toplumlarınca temsil olunan medeniyetin geçmişte insanlığa kazandırdıkları göz önüne alındığında, Müslümanların ve temsil ettikleri İslami değerlerin “Batı medeniyetinin” bu

VAN 25.09.2016 12:30:22 0
MÜSLÜMANLAR GÜNÜMÜZ DÜNYASINA NE SUNABİLİR?
Tarih: 01.01.0001 00:00
Haber 10/Prof. Dr. Şinasi Gündüz
Francis Fukuyama 1989’da yazdığı “Tarihin Sonu” başlıklı çalışmasında Batı medeniyetinin insanlığa sunduğu liberal demokrasinin, insanlığın ulaşabileceği sosyo-kültürel gelişim seviyesinin son noktası olduğunu iddia etmişti. Buna göre günümüz egemen güçlerinin temsil ve öncülük ettiği Batı medeniyeti ve bunun bir ürünü olan liberalizm, demokrasi vb. değerler insanlığın ulaştığı/ulaşabileceği en ileri noktadır ve bundan daha ötesi düşünülemez.
Bu doğrultuda dünya genelinde toplumlara ilerleme, refah, insan hakları vb. konularda Batı medeniyet algısı çerçevesinde bir yapılanmanın tek çıkar yol olduğu konusunda bir propaganda ataşehir olgun escort yürütülmekte ve hegemonyal güçlerce temsil olunan bu yapıya alternatif olabilecek ya da buna meydan okuyabilecek bir medeniyet algısının düşünülemeyeceği kanaati açıktan ya da zımnen dile getirilmektedir.
Gerçekten de böyle mi? Batı uygarlık anlayışının ve bunun bir parçası olan kapitalizm, liberalizm, sekülerizm, demokrasi vb. değerlerin insanlığı getirdiği nokta aşikâr. Dünya genelinde liberal demokrasinin ve Batı medeniyet algısının insanlığa sunduğu yaşam tarzı ortada… Kabaca Batı Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarında küçük bir azınlığın mutlak iktidarı ve refahı lehine bir hegemonyal yapı üreten, dünyanın geri kalanını ise adeta açlığa, kaosa ve sefalete mahkûm eden bir medeniyet algısıdır bu. Yirminci yüzyıl başlarından günümüze değin dünya genelinde yürütülen politikalar ve yaşanan çatışmalar bu hegemonyal yapının tesisine ve korunmasına yöneliktir. Bugün bağcılar olgun escort içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan gelişmeler de bu sürecin bir parçasıdır.
İslam’ın temsil ettiği değerler sistemi ve İslam toplumlarınca temsil olunan medeniyetin geçmişte insanlığa kazandırdıkları göz önüne alındığında, Müslümanların ve temsil ettikleri İslami değerlerin “Batı medeniyetinin” bugün insanlığı içine soktuğu durumdan kurtarabilecek bir potansiyel taşıdığı düşünülebilir.  Ancak günümüzde Müslümanların ve İslam dünyasının içinde bulunduğu fiili durum dikkate alındığında bu ne kadar mümkündür ya da mümkün müdür? Zira İslam dünyası belki de tarihte hiç görülmedik bir eziklik içinde. Batının kültürel, siyasal, ekonomik ve askeri tahakkümü Müslümanları adeta esir almış durumda. İçinde bulunduğumuz coğrafya ve Kuzey Afrika başta olmak üzere birçok bölge adeta yanıyor; işgal edilen ülkeler, bombalanan şehirler, yakılıp yıkılan kültürel miras ve tükenen umutlar…
ABD’den Rusya’ya AB’den Çin’e kadar bütün güçler Müslümanlar ve İslam dünyası üzerine yürütülen projede yer alıyor. Egemen güçlerin çıkar ve menfaatleri doğrultusunda dünya şekillendirilmeye çalışılıyor. Batı’yı ve Batı egemenliğini şu ya da bu şekilde sorgulayan ya da alternatif arayış görüntüsü veren her çaba henüz doğup palazlanmadan bastırılmaya çalışılıyor. Bu nedenle İslam toplumlarında kurulu Batı yanlısı sosyal ve siyasal yapıların sorgulanması hoş karşılanmıyor; Mısır’da ve Türkiye’de olduğu gibi Batı yanlısı darbeler ve darbe girişimleri destekleniyor.
İslam dünyasında Batı’nın hegemonyasına dayalı bu fiili durum karşısında çeşitli uç tutumlar ortaya çıkıyor. Bunlardan IŞİD ve benzeri karanlık yapılar emperyalist ve kolonyal Batılı güçlerin İslam dünyasında yaktıkları ateşe sadece odun taşıyor. Hem hegemonyal güçlerin İslam dünyasında yürüttükleri operasyonlar için adeta birer maymuncuk görevi görüyor, hem de başvurdukları şiddet ve terör faaliyetlerinde bir propaganda malzemesi olarak kullandıkları cihad, İslam devleti ve hak-batıl mücadelesi gibi İslami kavramların içini boşaltıyor; bu kavramları halkalı olgun escort dünya kamuoyu önünde adeta şeytanlaştırıyor.
İslam dünyasında bir başka uç ise kurtuluşu Batı’ya eklemlenmekte, Batı’nın sunduğu medeniyet algısına ve bunun bir parçası olan liberalizm, kapitalizm, sekülerizm, liberal demokrasi ve benzeri yapılara adapte olmakta arıyor. Bu yapılara göre Müslüman kimliğini yeniden tanımlamak ve Müslümanların insan, toplum, yönetim ve devlet konularındaki yaklaşımlarını Batılı değerler doğrultusunda yeniden yorumlamak ve Batı medeniyet algısının üretmiş olduğu değerlere ve yapılara İslami referanslardan hareketle bir meşruiyet sağlamak peşinde koşuluyor.
Yaşam tarzında, söylemlerinde ve hayata bakışında Batı kültürel değerleri, İslam toplumlarının iliklerine kadar sinmiş. Yaşadığımız dönemde iki uç savrulmadan, yani bir tarafta IŞİD ve benzeri yapıların tekfirci, dogmatik ve şiddet yanlısı yaklaşımlardan, diğer tarafta ise Batı’ya eklemlenmiş ve Batılı değer yargılarına adeta iman etmiş yapılardan bağımsız bir duruş sergileyemez hale gelinmiş. Bu haliyle Müslümanlar günümüz dünyasına, insanlığı içinde bulunduğu kaostan ve yozlaşmadan kurtarabilecek ne sunabilir?