Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmaya Kalkışanlar

Ahmet Maruf Demir

VAN 1.02.2015 09:51:25 0
Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmaya Kalkışanlar
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Cumhuriyet gazetesi tarafından "AZMETTİRİCİ" olarak hedef gösterilen Özgür-Der Başkanı ile yine amiyane tabirle kendi mekanında yani Özgür-Der binasında Charli Hebdo sayısını tam takır yayımlayan bir site tarafından röportaj yapılıyor. Bu röportajın asıl mevzu Cumhuriyet gazetesi ve Hebdo Charlie iken birden hiç de alakadar olmayan bir şekilde röportaj farklı yerlere bilinçlice kaydırılmasına rağmen "Azmettirici" olarak sıfatlanan Rıdvan Kaya'nın, röportajı okuduğunuzda sabırla sorulara cevap verdiği hissediliyor.

Diğer taraftan kendi kendinize, ulan bunca yıldır birçok haksızlık ve hukuksuzluk karşısında birçok şey söylemiş birisi ile sanki yeni tanışılıyormuş gibi "silahlı kanat" bilmem ne safsatası ile bakın "kendi mekanında nasıl da posta koydum kahramancılığı" oynandığına şahit olmanıza rağmen; herkesin her şeyi düşünmesine, ifade etmesine özgürlük diye haykırılırken İslamcı bakış açısına sahip birinin başka birileri için düzeltme/eleştirme/sorgulama duyularıyla reaksiyon göstermesine hakaret sayıldığını bizzat sorulan sorularda gizlendiğini görüyorsunuz.

İnsanların kutsallarına bile bile yani ölüm getirdiği ayan beyan ortada iken yine de sövmek, hakaret etmek meşru görülüyor. Tamamen provoke etme amaçlı yazılar, yayımlarda bulunuluyor. Charlie Hebdo saldırısında eylemin meşruluğu, hikmetliliği hariç kınanmasını gerektirecek herhangi bir boyutunun İslami cenahça da dillendirilmediğinin bilindiği halde (Charlie Hebdo'nun aşağılık karikatürlerine karşı yapılan tüm eylemleri kast ediyorum) ateşe körükle gidiliyor sonra da vay efendim birileri bizi tehdit ediyor, azmettiriyor argümanlarına sığınılıyor.

Diyeceğim o ki, biraz mert olun. “Allah insana düşmanımın bile merdini nasip etsin” derler ya; işte ondan! Ama neredee?!. Madem cesaretiniz var, o zaman neden korkuyorsunuz? Neden birden heyheyleriniz başınıza üşüşüyor ki?!

“Biz bile bile, zaten bunları duymayı umarak, ümit ederek bu yazılarımızı yazdık. Bu karikatürleri kendi köşelerimizde, gazetelerimizde, sitelerimizde paylaştık” desenize!

Utanmaz olduğunuz kadar, korkaksınız işte!

Sadece, bir anlık Müslüman mahallesinde salyangoz satabileceğinizi düşünerek hazır Fransa'da da bütün müttefiklerimiz bir araya gelmiş, kol kola girmişler eh o zaman fırsat bu fırsat; yıllardır içimizde İslam’a, İslami değerlere ve hele özellikle Müslümanlara yani duygularını, vicdanlarını, yataklarını, topraklarını sömürdüklerinize en büyük darbeyi vurmanın tam vaktidir işte bu vakit deyip, bu kez de kutsallarımızı sömüreceğinizi, küfredeceğinizi, tahfif edip aşağılayacağınızı sonra da kimsenin bu aşağılık savaşa ses çıkarmayacağını sandınız.

Üç kuruşa beş köfte hesabı!

Bu koşullar içinde kimsenin sizden hesap sormayacağını, ses çıkarmayacağını düşünürken hesap Şam’dan, Saraydan döndü değil mi?

“Zehir zıkkım olsun. Zihniyetinizin kusmukları boğazınıza dursun.” diyenler çıkacaktı elbet. Ve hamdolsun çıktı da! Evet, Rıdvan Kaya’nın dediklerine aynen ben de katılıyorum. Ben de aynısını söylüyorum. Ve ne demişti bir kez daha hatırlatıyorum: “Cumhuriyet yazarının yaptığının alçaklık olduğunu belirterek, İslami değerlere yönelik açık bir saldırı ve kışkırtma eylemine imza atan bu şahıslara yönelik bir tepki söz konusu olduğunda bunu haksız bir eylem olarak görmeyecek ve asla kınamayacağım”

Nasıl ki Charlie Hebdo’da da gayri insanı, gayri ahlaki karikatürlere imza atıp bir dine ve bir düşünceye sahip olanları tahrik ederek elleriyle yapıp etmelerinden dolayı kendilerini öldürmelerine azmettirdiklerinden dolayı bu saldırıyı gerçekleştirenleri kınamadığım gibi, aynı ahlaksızlığı bu coğrafyalarda da gerçekleştirenlerin başına aynı şey geldiğinde de tıpkı Rıdvan Kaya gibi ben de ve benim gibi Peygambere Hakaret Edenlere Karşı Çıkanlar da kınamayacaklardır, kınamayacağız, kınamayacağım.

Hatta biraz daha ileri gidip Müslümanların kutsallarına hakaret olan ve olacak bütün bu yazılıp çizilenlerin bir hak ve hürriyet olduğunu düşünüp, aksi olarak da yazılıp çizilenler karşısında yaşanabilecek herhangi bir durumda görece olumlu y ada olumsuz düşünceleri serdetmeyi de “azmettirmek” olarak göstererek hedef saptıranların, vakıayı çarpıtanların, ötekileştirenlerin, konu ile alakalı olmayan mevzular ile işgüzarlık yapanların başına bir şey geldiğinde de kınamayacağım.

Zalimlere, sapıklara, ahlaksızlara, hırsızlara, cinni ve insi şeytanlara yaranma adına yazarlık değil de kalemşörlük yapanlara; ekranlarda eleştirmek/sorgulamak ile tahrik etmeyi, aşağılamayı, töhmet altında bırakmayı, haklarına tecavüz etmeyi, gettolaştırmayı karıştıranların başına yine tahrik ettikleri, aşağıladıkları, töhmet altında bıraktıkları, haklarına tecavüz ettikleri, gettolaştırdıkları kesimler tarafından da bir şey yapılırsa kınamayacağım.

Ne diyordu Papa: “Eğer iyi arkadaşım Dr. Gasparri anneme küfrederse bir yumruk yemeyi bekleyebilir. Bu çok normaldir. Kimseyi provoke edemezsiniz. Kimsenin inançlarına hakaret edemezsiniz. Kimsenin inançlarını dalga konusu yapamazsınız.”