Muhalefetin siyaseten intiharı

Kemal Öztürk

VAN 5.06.2018 12:20:43 0
Muhalefetin siyaseten intiharı
Tarih: 01.01.0001 00:00
Muhalefetin siyaseten intiharı

 
 

Bir siyasetçi için en büyük tehlike iltifatın, alkışın gürültülü çekiciliğidir. Onun seline kapılanlar iflah olmaz. Sürüklenir, bir şelaleden aşağı düşerler sonunda.

Seçim meydanları en tehlikeli yerdir bu yüzden.

Siyasetçinin söylediği bir şeyi alkışlayan, iltifat eden kalabalıkların büyüsüne kapılmamak işten bile değildir.

Onlar coştukça siz coşarsınız, siz coştukça ne söylediğinizi umursamaz, sözün nereye varacağını düşünmezsiniz.

İşte bu sizi bir şelaleye götürüp oradan aşağı atabilir.

GENERALİN APOLETİNİ SÖKMEYE MİLET NE DER?

“O generalin apoletlerini sökeceğim” sözü tam olarak meydanların şehvetine kapılıp, dengeyi kaybetmeye örnektir.

Muharrem İnce bu sözü söyleyince meydan alkışladı, onlar alkışladıkça İnce coştu. Coştukça, sözünün nereye varacağını düşünmeden konuştu.

Asker bir milletten oy isteyecek ve o askere başkumandanlık yapmaya aday Cumhurbaşkanı namzedi bu konuşmayla büyük bir baltayı, büyük bir taşa vurdu.

Çünkü Türkiye’de, tüm darbelere, muhtıralara rağmen ordunun, askerin milletin gönlünde müstesna bir yeri vardır. Çünkü millet, asker millet olduğuna inanır.

15 Temmuz darbesinin üzerinden daha iki ay geçmeden, Fırat Kalkanı operasyonunda orduya gösterilen sevgi ve verilen desteği görmüş olmalısınız.

Zeytin Dalı operasyonunda neredeyse milyonlar sokaklara döküldü, asker uğurladı, asker selamladı. Kadınların asker için elleriyle pişirdikleri yemeklerin kokusu tüm ülkeyi sardı.

CHP ise bu atmosferde, Zeytin Dalı operasyonuna aynı coşkuyla destek verecekken, akla ziyan tartışmalarla bu operasyona karşıymış gibi imaj çizdi.

Şimdi Muharrem İnce, Zeytin Dalı Operasyonunun komutanı olan paşayı meydandan azarlamaya kalktı, apoletlerini sökmekle tehdit etti.

Bu büyük hatayı Erdoğan affetmeyecek, meydanlarda canına okuyacaktır. Lakin bir de millet bunu unutmayacaktır.

MİLLETİN HASSASİYETİ ALKIŞLARDAN KIYMETLİDİR

Millet ne hata yaparsa yapsın, bir paşanın, bakanın, Başbakanın azarlanmasına, meydanlarda tehdit edilmesine, itibarının kirletilmesine asla gönlü razı olmaz ve tepki gösterir.

Başbakan Menderes hangi hatayı yaparsa yapsın, onu mahkemelerde aciz gösterip, darağaçlarında astılar ya, millet bunu elli senedir unutmadı. Yapanlara da elli senedir iktidar yüzü göstermedi.

Milletin hassasiyetini kavrayamayan siyasetçinin ilk kapıldığı şey, meydanların alkışına, iltifatına kapılmaktır.

Muhalefetin tamamında son zamanlarda görülen benzer tuhaflıklar yapılıyor.

Türkiye’nin yurt dışındaki en saygın kurumlarından TİKA’yı kapatmak, yatırımları durdurmak, TRT’yi satma… bir generalin apoletlerini sökmek kadar vahim olmasa da benzer yanlışlıklar.

Ancak en büyük yanlış, CHP ve İYİ Parti’nin parlamenter sisteme geri dönüş mesajıdır ki, baltayı yine taşa vurmuşlardır.

MİLLETİN EN BÜYÜK KORKUSU: DÜZEN BOZULACAK

Tüm onların milletin zihninde nasıl yankılandığını bilmiyorlar. Onlar, meydanlardaki yüksel sesin tonuna göre alkışlayan kalabalığa kulak kabartıyor.

Oysa bu yıkma, yakma, sökme, değiştirme, geri gitme konularının milletin zihninde canlandıracağı şey tam olarak şudur:

‘Düzen bozulacak’.

Bu ülkede insanları en çok korkutan şey budur. Muhalefet düzeni bozmakla tehdit ediyor aslında. Millet düzeninin, yani güvenliğinin, ekonomisinin, aile düzeninin, işinin gücünün bozulmasını asla istemez, riske atmaz. Bu nedenle düzenlerinin bozulmasına karşı arayışa geçer hemen. Düzeni bozmayacak güven veren kim varsa onu bulur, oy verir.

Muhalefetin neredeyse tamamı bu düzeni bozmaktan, değiştirmekten, satmaktan, bölmekten bahsederken, AK Parti ise mevcudu korumayı, daha da geliştirmekten bahsediyor.

AK PARTİ KENDİSİYLE YARIŞACAK

Şurası aşikar ki, muhalefet AK Parti’yi zorlamıyor. AK Parti de kendini zorlamayan bir muhalefetin verdiği sıkıntıları yaşıyor aslında.

İnsanlar muhalefetin projelerine, fikirlerine, iktidar alternatifi olmasına göre oy vermeyecek. AK Parti’ye tepkiden dolayı muhalefete oy verecek. Bu da muhalefeti iktidar yapmaz.

AK Parti muhalefetin başarısından değil, kendi hatalarından dolayı oy kaybedebilir sadece.

Kendi tabanını, eskiden kendine oy verip şimdi mutsuz olan insanları yeniden ikna etmesi yeterli. Zira Erdoğan %52 oyla seçildi. Hem de MHP olmadan.

Bu yüzden, seçimde AK Parti kendisiyle yarışıyor.