Kürt siyaseti renkleniyor

Yeni parti için bakanlığa başvuru hazırlığı bitti

VAN 29.10.2014 13:29:27 0
Kürt siyaseti renkleniyor
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde legal siyaset yapan partilere bir yenisi daha eklendi. 
Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK-Partiya Azadiya Kurdistan) Ekim ayı sonunda İçişleri Bakanlığı’na resmi başvuru yapacaklarını duyurdu.

Kürdistan’da çalışmalarını yürüten ekseni Kürd olan 6 parti var şu anda. BDP, HAK-PAR, HDP, KADEP, ÖSP ve TKDP’den sonra PAK’da partileştiğini ilan etti. İslami eksende siyaset yapan Hüda-Par’ın dışında Azadi İnisiyatifi olarak çalışma yürüten grup yine geçtiğimiz aylarda, parti hareketine dönüştüklerini duyurmuştu. Öte yandan Kürdistan Demokratlar Platformu’da (PDK) il ve ilçe çalışmalarına hız verdiklerini, önümüzdeki günlerde Kürdistan siyasetinde yeni bir renk olarak yerlerini alacaklarını ifade etti.

Kürdistan sorununun çözümünü programlarına hedef olarak koyan Kürd legal siyasi partileri, 90’lılarda başlayan Halkın Emek Partisi (HEP) tecrübesini kullanarak; çoğulcu, çok sesli ve demokratik rekabetin esas alındığı yeni bir legal Kürd siyaset kültürünün oluşturulacağı müjdesini veriyor.

Kürdistan isminin ilk kez yer bulduğu parti olma özelliğini taşıyan, Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye’yi Partiya Azadiya Kürdistan-PAK takip ediyor. PAK Kürdlerin bağımsız devlet hakkını savunuyor.

PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, T-KDP Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş, PDK Başkanı Sertaç Bucak ve Azadi Hareketi Başkanı Adem Özcaner ile renklenen Kürd siyasi arenasında; Kürdlerin çoğulcu siyaset yapma arzusu, demokratik rekabet olgusu ve Kürdler arası birliğin anlam ve önemi üzerine konuştuk.

Mustafa Özçelik (PAK Genel Başkanı): Bugünün ihtiyaçlarının partisiyiz

Kürdistan Özgürlük Partisi resmi başvuru için tüm dökümanlarını toparlıyor. Henüz resmi başvurumuz olmadı. Ekim sonuna yetiştirmeye çalışıyoruz. Yaklaşık 150 kişilik resmi kurucu üyemiz olacak. Partinin ilanını yaptık ama resmi başvuruyu yapmadık. Program ve tüzük hem Kürdçe hem de Türkçe hazırlanmış durumda. Bu şekilde İçişleri Bakanlığı’na teslim edeceğiz.

27 Nisan 2013 tarihinde Diyarbakır’da 400 kişinin katıldığı bir toplantı gerçekleştirdik. Başlangıçta DDKD geleneğinden gelen kadrolar böyle bir çağrıyı yaptı. Ama 19-20 Ekim 2013’te daha geniş katılımlı bir toplantıyla Kürdistani Parti Girişimi oluşturuldu. Ve tümüyle farklı siyasal geleneklerden, toplumun değişik kesimlerinden insanların katıldığı, bir Kürd İslami hareket olarak yoluna devam etti.

Kürdlere devlet istiyoruz

Ulus itibariyle kendimizi faklı oluşumlarla karşılaştırmak üzerinden tarif etmiyoruz. Kendi program ve kendi düşünsel dünyamızla, kendi siyasetimizle kendimizi ifade etmek istiyoruz. En önemlisi de, 90 yılı aşkın süredir Türkiye’de devlet tarafından izlenen, tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil siyaseti vardır ve bu siyaset bugün iflas etmiştir. Ancak bu realitenin henüz Türkiye siyasetinde bir algı ve değişim olarak öne çıkmadığını görüyoruz. Bunun revizyonu, kültürel alanda kısmi adımlarla sorunun çözülebileceği şeklinde bir karşılık bulmuştur. PAK olarak bir daha ne Kürdistan halkına ne de Türkiye halklarına bir 90 yıl daha kaybettirilmemelidir, diyoruz. Sorunun adı konmalıdır. Sorun Kürdistan sorunudur. Uluslararası alanda benzer sorunlar nasıl çözülmüşse, onların deneyimlerinden de yararlanıla bilir. Güney Kürdistan’daki devlet tecrübesinden de yararlanılarak çözümler geliştirilebilir. Birinci farkımız şu; Kürdler için devlet istiyoruz. Bu devlet nasıl bir devlettir? Eğer gerçekten de eşitlik, özgürlük ve adalet temelinde bir ortaklık söz konusu ise ve Türk devleti de bunu kabul ediyorsa, Federe veya konfedere bir Türkiye, Kürdistan ekseninde bir devlet çözümünü de savunuyoruz. Ama devlet hala tek vatan, tek devlet, tek bayrak derse, Kürd halkının da kendi tercihini yapma hakkı vardır diyoruz. Sonuçta bizim de bir ülkemiz, milletimiz ve bayrağımız vardır. Kendimizi özgür bir şekilde yönetmek istiyoruz.

Sertaç Bucak (PDK Başkanı): Çoğulcu siyaset demokrasiyi getirir

Çok partili bir sistemde demokrasi çok daha iyiye gider. Biz bu anlamda demokratik Kürd partilerin kurulmasını selamlıyoruz. Kürdistani, yurtsever ve ulusal bir çizgide bütün bu partilerin birlikte hareket etmeleri önemlidir. Partilerdeki çokluk, demokratik çoğulculuğa tekabül eder. Ulusal kurtuluş dönemlerinde veya farklı rejimlerde tek partinin başarıya ulaşması imkanı vardı ama demokrasilerde çoğulculuk esastır. Ama önemli olan bu çoğulculuğun yanında, Kürd sorununun çözümünde bu partilerin ortaklaşmasıdır. Bu yüzden yurtsever bir tavır sahibi ve Kürdistani olmaları çok önemlidir. Yani Kürd partileri birbirleri ile dostane ilişkiler içinde olmalıdırlar. Ulusal konularda ortak tavır sergileyebilmelidirler. Ama birbirlerinin varlığına ve çokluğuna da saygı duymalıdırlar.

Resmileşme çalışmalarımız devam ediyor

Biz zaten bir partiyiz. Sadece legalleşme sorunumuz var. 10’uncu kongrede legalleşmek için kararımız var. Bunun çalışmalarını sürdürüyoruz. Çalışmalar sonuçlandığı zaman kamuoyuyla paylaşacağız. Kürd hareketleri ve siyasileri başarıya ulaşmak istiyorlarsa birlikte hareket etmek zorundadırlar. Tekçi anlayış bizi hiçbir zaman başarıya götürmez. Güney Kürdistan’da Sayın Mesud Barzani ve Sayın Celal Talabani Washington’da elele sıkıştıktan sonra Kürdistan’da çok şey değişti. Duhok’taki toplantıda da Barzani çok önemli bir rol oynadı. Tüm Rojavalı güçleri biraraya getirdi. Rojava Kürdistan’ı için başarının anahtarı Duhok görüşmeleri ile birlikte ortaya çıkmıştır. Biz bundan büyük sevinç duyuyoruz. Toplantıya katılarak birlik için çaba harcayan bütün Kürdistani partilere teşekkürlerimizi ve başarı dileklerimizi iletiyoruz. Biz Rojava’daki halkımızın başarıya ulaşacağına inanıyoruz. Kobanê direnişi ile birlikte bütün Kürdistan’da boydan boya bir direniş gelişecektir diye düşünüyoruz.

Mehmet Emin Kardaş (PDKT Genel Başkanı): Her fikrin örgütlenme hakkı vardır

PAK’ı kuran arkadaşlara başarılar diliyorum. Kürd halkının geleceği açısından olumlu bir durumdur. Her farklı düşünce ve fikrin kendisini örgütleme hakkı vardır. Bu yaklaşımı destekliyorum. Akıl sahibi bir toplumda, farklı düşünceler kendilerini daha iyi örgütleyebilirse o zaman çatıda daha olumlu diyaloglar kurulabilir diye düşünüyorum. Duhok toplantıları örnek oldu. Hatta Kuzey’de olanlar da onun bir yansımasıdır. Onlardan da ilham alarak, feyz alarak Kuzey’de de toplantılar yapılmak. Rojava Kürdlerinin bir araya gelmesi sevindiricidir. Hepimizin alkışladığı bir olaydır. Duhok’taki toplantı ve birlik girişimleri önemli. Yine Peşmerge’nin Kobanê’ye geçmesi durumu var. Peşmerge resmi bir güç gibi görülüyor veTürkiye üzerinden Rojava’ya geçmesine izin veriliyor. Bu da Kürdler için büyük bir kazanımdır. Kürdler artık akıllanmalıdır. 21. yy’da yaşıyoruz ve mutlaka Kürdler kendi birliklerini sağlamalıdırlar, kendi topraklarını savunmalı ve kendi devletlerini kurmalıdırlar. Kürdlerin ulusal bayrağı da uluslararası camiada dalgalanmalıdır. Bunun bilincine varmak gerekiyor.

Kuzey’de birlik çalışmaları devam ediyor

Geçtiğimiz hafta 18 kurum, parti, çevre bir araya gelerek bir toplantı yaptık. Toplantımızın sonucunda şöyle bir karar alındı. Bir ay sonra yani 29 Kasım’da tekrar bir toplantı gerçekleştireceğiz. DTK-BDP dışındaki diğer tüm ulusalcı parti ve örgütleri davet edeceğiz. Ortak bir komisyon kuracağız. Her parti kendi içinde çalışmalarını ve örgütlenmesini yürütecek. Ancak bazı gelişmelere müdahale edebilmek için bir üst kurul oluşturacağız.

Adem Özcaner (Azadi Parti Hareketi Başkanı): Ulusal Kongre toplanmalı

Kürdlerin her medeni demokratik halk gibi demokratik yöntemlerle siyasi temsiliyetini oluşturması son derece sevindirici bir gelişme. Nitekim yüzyılları bulan bir hasret içindeydik. Bugüne kadar Kürdlerin meşru mücadelesi illegal yöntemlerle, yer altı örgütlenmeleriyle, ya da terörize edilmiş yöntemlerle savunuluyordu. Buna Ortadoğu’daki işgalci güçler ve emperyal devletler vesile oldu. Bu açıdan demokratik siyasi yöntemlerle mücadele yürütülmesi son derece sevindirici bir durum. Ortadoğu’da son birkaç yıldır yaşanan gelişmelere paralel olarak Kuzey Kürdistan’da çözüm süreci yürütülmektedir. Bu da şunu gösteriyor; demokratik zemin oluşursa, Kürdler de diğer medeni halklar gibi kendilerini çok renkli ve çok sesli, çok farklı siyasi düşüncelerle örgütleyeceklerdir. Kendilerini farklı partilerle örgütleyecekler ve taleplerini dile getireceklerdir. Yeni kurulan PAK’ta devletleşme iddiasıyla kuruluşunu ilan etmiştir. Devletleşme iddiası bulunan bu parti hem rüştünü, samimiyetini ispat etmesi gerekiyor hem de demokratik milli mücadelesini geliştirerek kendisini bu iddia ve söylem üzerinden var etmeye çalışacaktır. Hem kendilerine hem de Kürdistan halkına hayırlı olsun.

Devlet olma değil özgür olma talebimiz var

Biz anayasanın, konjönktürün buna uygun olup olmadığına bakmaksızın Kürtlerin devlet olma, devlet talep etme hakkını ilkesel olarak savunuyoruz. Ancak bir parti yoluyla bu devleti kurma iddiasında değiliz. Azadi olarak devlet olma değil, özgür olma ve bağımsız olma talebinde bulunuyoruz. Bunun için fiili çalışmalar yapmak gerekiyor. Kürdistan ismini kabullendirmek, bazen bir siyasal yapılanma ya da siyasal bir söylem üzerinden Kürdistan devleti istemini dayatmak ve bir çaba içinde olmak gerekiyor.

Ulusal kongre için çaba sarfediyoruz

Kürdistan’daki kazanımların korunması için ittifaklaşmayı da önemsiyoruz. Yaklaşık 3 yıldır yoğun çaba sarfediyoruz. Ulusal Kongre’de aktif yer aldık. Kuzey Kürdistan’da Kürd birliğinin sağlanması için çabalarımız işbirliğimiz oldu. Desteya Diyaloga Kurd adlı bir oluşum var. Burada da aktif rol alıyoruz. Bu çalışmaların temelinde Kürdlerin ortak bir platform oluşturması, ortak çatı örgütlenmesinin gerçekleştirilmesi, kendi içinde çok renkli ve çok sesli bir yapıya sahip olması, Türkiye Cumhuriyetine karşı da tek ses ve tek renk üzerinden kendisini var etmesi var. Bunun dışında faklı Kürd partileri de kendi amaç ve fikirlerine göre farklı oluşumlar da geliştire bilirler. Meşru olmak koşuluyla tüm siyasi renklere saygı duymak gerekiyor.