'Kürt gençleri artık Suriye, İran ve diğer diktatörlükler için ölmemeli'

T-KDP, KADEP ve KDP-Bakur’un yeni parti girişiminde sona yaklaşıldı. PKK'den ayrılan Nizamettin Taş gibi isimlerin kurduğu PWD’nin de içerisinde yer alması beklenen bu partileşme girişimini KDP Bakur Başkanı Sertaç Bucak değerlendirdi.

VAN 24.01.2017 11:12:21 0
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Kürt kamuoyunda çok yoğun tartışmaların yaşanmasına yol açan, KDP çizgisine yakınlıkları ile bilinen T-KDP, KADEP ve KDP-Bakur’un birlikte yürüttükleri yeni parti girişiminde sona yaklaşıldı. Irak Kürdistan Bölgesi'nde bulunan ve PKK'den ayrılan Nizamettin Taş gibi isimlerin kurduğu PWD’nin de içerisinde yer alması beklenen bu partileşme girişiminin hangi aşamada olduğunu, programı ve siyasi hedeflerini KDP Bakur Başkanı Sertaç Bucak IMPNews’e değerlendirdi.

"Kuzey de Kürdistanlılar artık kurşun ile ölmemelidir. Ne köy ne de kentlerimiz tanklar ve toplar ile yıkılmamalıdır. Genç Kürd kız ve erkekleri Suriye, İran ve diğer diktatör devletlerin siyasal ihtirasları için ölmemelidir. Kürd halkı yaşayarak, sivil, demokratik ve siyasal mücadele ile millet ve insan olmaktan kaynaklı hakları için kararlıca mücadele edip kazanmalıdır. Ateşe atılacak tek bir çocuğu yok Kürdistanlıların."

Bucak'ın röportajından satır başları şöyle;

Siyaseten ve programsal olarak diğer partilerden farklılıklarımız var. Biz üç siyasal parti ve hitap ettiğimiz geniş yurtsever kesim aynı programı savunduğumuz için tek bir partide birleşmeyi kararlaştırdık. Bu gelecek için doğru bir adımdır. Medya çalışanlarının büyük bir kesimi bana hep şuna veya buna “alternatif misiniz” diye soruyor. Size şunu baştan söyleyeyim: Biz coğrafyamızdaki hiçbir Kürd partisine düşman değiliz. Onların varlığı bizi kesinlikle rahatsız etmiyor, çünkü siyasal çoğulculuğa inanıyoruz. Ama siyaseten o kardeşlerimizden farklı düşünüyoruz, onun içinde farklı bir oluşum kararı aldık. Savunduğumuz siyasetin Kürdistan davasını çözecek güçte olduğuna inanıyoruz ve iddialıyız. Biz halkımızın ve ulusumuzun hak ve özgürlüklerini savunmak ve kazanmak için yola çıkıyoruz. Varlık nedenimiz bu haklı ve meşru davaya çözüm bulmaktır, budur bizim varlık nedenimiz.

Yasal olarak kurulacak parti milli, Kürdistani, siyasal ve sivil mücadele yöntemini esas alan, demokrat, yurtsever, yüzü ortak değerler topluluğu olan Batı’ya dönük, merkez hüviyetli kitlesel bir parti olacak. Dolayısıyla KDP sol ya da sağda dar kalıplar arasına sıkıştırılmış ideolojik bir parti olmayacaktır.

"TÜRKİYE'DE BARIŞÇIL SİYASİ MÜCADELE YOLU AÇIK, ONU DAHA DA GENİŞLETMEYE ÇALIŞACAĞIZ"

KDP şiddeti siyasi mücadelenin aracı olarak kullanmayı ilkesel ve kategorik olarak reddediyor. Türkiye’de barışçı siyasi mücadele kanalları açıktır. Bu olanaklar vardır ve daha da zorlanmalı, genişletilmelidir. Bu anlayışla biz, tamamen kitlelerin gücüne, sivil siyasi mücadeleyle haklarını elde etme azim ve isteğine dayanarak ve oy tercihlerine başvurarak, her düzeyde iktidara gelmeye, ortak olmaya ve yönetmeye adayız.

Halkların kendi geleceklerini tayin hakkını, uluslararası siyaset ve hukuk belgelerinde tanımlanmış temel hak olarak görüyoruz. Bu bir halkın özgürce kendi siyasal statüsü, devlet ve hükümet biçimi ile ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi üzerinde özgürce söz söyleme ve karar verme hakkını içerir. Bu hak federal ya da konfedere bir sistemle, bağımsızlığı da içerecek şekilde  kendini yönetme biçiminde gerçekleşebilir. Ki bu da uluslararası siyasi ve hukuksal belgelerde tarif edilmiş, halkların kendi geleceğini özgürce belirleme hakkının barışçıl ve demokratik süreçlerle yaşama geçirilmesidir. Biz bu çerçevede yönetme yetkisini elde ettiğimiz her kademede, özellikle yerel yönetimlerde yönetim tarzımızı bu anlayışla belirleyeceğiz.

"KÜRTÇE'NİN TÜRKÇE'NİN YANISIRA RESMİ DİL OLARAK KABUL EDİLMESİ GEREKİYOR"

Kürd dilinin Türkçe’nin yanı sıra resmi dil olarak kabul edilmesini ve anayasal güvenceye kavuşturulması gerekir. Kürdçe eğitim ve öğretimin ilkokuldan başlamak üzere yüksek öğrenimde dahil uygulanmalıdır. Bunun için çabalayacağız. Kürd dili ve edebiyatının gelişmesi için her düzeyde eğitim, öğretim ve kültür kurumlarının gelişmesi, Kürd kültürü, tarihi eserleri, örf, adet ve geleneklerinin korunup geliştirilmesi çalışmaları yürütülecektir.

Hukukun üstünlüğü ve yargının tam bağımsızlığı ilkelerine partimiz bağlıdır. KDP, düşünce ve ifade özgürlüğüne uluslararası normlar çerçevesinde şiddet içermediği sürece hiçbir kısıtlama getirilmemesini savunur. Basın ve yayın özgür olmalıdır. En temel insan hakkı olan haber alma özgürlüğü, ancak basın ve yayının özgür olduğu ülkelerde ve koşullarda mümkündür.

Programımızda “kadın ve gençliğin” sorunlarından, “din ve vicdan özgürlüğüne”, “engelli vatandaşlarımızın” eşit hakları konusunda ve “doğanın korunmasına” ilişkin bir dizi çağdaş normlarda talep ve önerilerimiz var. Bunlar programımızın önemli ana başlıkları.

"KÜRT GENÇLERİ SURİYE, İRAN VE DİĞER DİKTATÖRLER İÇİN ÖLMEMELİDİR"

Kuzey de Kürdistanlılar artık kurşun ile ölmemelidir. Ne köy ne de kentlerimiz tanklar ve toplar ile yıkılmamalıdır. Genç Kürd kız ve erkekleri Suriye, İran ve diğer diktatör devletlerin siyasal ihtirasları için ölmemelidir. Kürd halkı yaşayarak, sivil, demokratik ve siyasal mücadele ile millet ve insan olmaktan kaynaklı hakları için kararlıca mücadele edip kazanmalıdır. Ateşe atılacak tek bir çocuğu yok Kürdistanlıların.

Dolayısı ile kurulacak yasal parti siyasal mücadelede yeni bir soluk ve nefes olacaktır. Daha yasal parti kurulmadan yapılan tartışmalar, yazılan yazılar önemsendiğimizin göstergesi olarak algılamak gerekir. Biz ne yapmak istediğimizin bilincindeyiz. Bizim için alacağımız sonuç ve önümüzdeki projeler önemlidir.

Soru: PKK’ye yakın kimi şahsiyetler ve örneğin Mustafa Karasu gibi PKK’li yöneticiler partinizin kuruluş çalışmasının AKP’nin bilgisi ve ilgisi doğrultusunda geliştiği yolunda yorumlar yaptı. Kuruluş aşamasında AKP ile herhangi bir temasınız oldu mu? Bu yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bana Mustafa Karasu ve temsil ettiği düşünce yapısının (kendi güdümünde olmayan) hangi parti karşısında böyle bir tavır takınmadığını gösterebilir misiniz. Ben bu ifadeleri ve bu bağlamdaki iddiaları, inanın ciddiye almıyorum.

 - Parlamento odaklı bir siyaset yürütecek misiniz? Önümüzdeki seçimlere katılmayı amaçlıyor musunuz?

Orta vadede bütün enerjimizi ülkemizdeki yerel yönetimleri kazanma başarısına odaklamak istiyoruz. Yerelde iktidar olmak ilk hedefimiz olacak. Bunun önemli bir halkası olan “Belediyeleri halka hizmet merkezlerine dönüştürmek ve örnek bir belediyecilik anlayışını geliştirmek öncelikli bir görev olacaktır”.

- Sadece Kürdlere ve Kürdistan’da mı örgütlenmeyi tasarlıyorsunuz? Örneğin Türkiye’nin sorunlarına Türk seçmene de yönelik bir siyasetiniz olacak mı? Onları da kapsamayı düşünecek misiniz HDP gibi?

Kürdlerin hak ve özgürlüklerini kazanmasının Türkiye’de demokrasi ve temel insan hakları standartlarının yükseltilmesi, sivil toplum kültürünün güçlendirilmesi, barış ve huzurun sağlanması ve yaşama geçirilmesi ile aralarında önemli bir bağ vardır.

Evrensel demokratik değerleri özümsemiş, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne dayanan ve tüm bunları yeni bir anayasa ile güvenceye alan Türkiye’nin yaratılması önemlidir. Böyle bir Türkiye’de Kürd halkının temel hak ve özgürlüklerine kavuşması daha olanaklı olacaktır. Çünkü sorunların barış içinde siyasi müzakere, diyalog yoluyla çözüme kavuşması olanaklı hale gelir. Kürd halkının yaşadığı her alanda örgütlenmenin doğru olduğunu düşünüyorum. İkinci bir HDP olmaya hiç niyetimiz yok!

- Resmi kuruluş kongresini ne zaman yapacaksınız? Kurucular arasında sürpriz isimler var mı? Partinin başkanlığı konusunda isminiz geçiyor, bu doğru mu?

Biz hazırlıklarımızı tamamladık. Ancak içinden geçtiğimiz siyasal koşulları göz önüne alarak, bir tarih vermenin doğru olmayacağını düşünüyorum. Uygun siyasal koşullar oluştuğunda tarih tespiti yapıp hemen başvuruda bulunmak daha doğru olur. Tüzük ve program taslakları hazır. Kurucular listesi oluşturuldu. Bizler, hepimiz inanarak ve severek mesai harcayıp bu işin hizmetkarlığını yaptık. Son siyasal kararları kurucular kurulu verecek. Tüzük ve program taslaklarını onlar gerekli görürse değiştirip, ondan sonrada onaylayacak ve başvuru gününün tarihini saptayacak.