MAAZALLAH…….!
90 yıl bu ülkede beyaz Türkler ellerindeki iktidar gücü, bürokratik güçle insanlara zulmettiler. Şimdi zulüm nöbetini beyaz Kürtler üslenmeye çalışıyor!.
Bunu baştan söyleyeyim ne beyaz Türklerin, ne de beyaz Kürtlerin kaybedecekleri bir şey yoktur!.
Her iki kesiminde ikinci hatta birçoğunun üçüncü adresleri vardır. En ufak bir sıkışıklıklarında hemen ya ikinci adreslerine veya ellerindeki pasaportlarla üçüncü adreslerine giderler.
Sol jargonun kullandığı dil, uyguladığı sistem hiçbir zaman insan merkezli olmadı. Eğer solun hâkim olduğu ilk çıkış merkezlerine oralarda yaşayan halkların akıbetlerine bakacak olursak bu sistemin insanlık için nasıl felaketlere sebep olduğu, bundan böylede olacağını göreceksiniz.
Beyaz Türklerin ceberut düzenlerinde hiçbir halk rahat yüzü görmedi, inkâr asimilasyon, baskı, dayatma vs.lerle ömür sürdüler. O dönemin toplumsal hafızalarda yer etmiş işkence türlerini ve halklar üzerindeki uygulamaları sonucunda ortaya çıkan manzaralardan bir tanesinde:
"Lazla Kürt hapiste. İkisi de idamlık, İkisi de birbirine kanlı bıçaklı düşman. Kin, nefret diz boyu. Ne gerek varsa! İkisine asılacakları sabah son istekleri soruluyor. İkisinin de anaları burnunda tütüyor. Her canlı gibi ana hasretiyle yanmaktalar. Son istek sorusu ilk kürde soruluyor. Kürt anamı göreyim diyor son kez. Peki diyorlar, çağırın anasını. Kürdün gözleri ışıyor. Laz bakıyor kürde, ona da soruyorlar. Anacık burnunda tütmede ya onun da, son dileğim diyor: "Kürt anasını görmesin!."
Mazlum halklar üzerinden sistem oyunlarını oynamaya devem etmek el değiştirmek isteyen "beyaz Kürtler", istiyorlar ki "Kürt anasını görmesin!." Bu sefer işin garip yanı Kürtün anasını görmek istemeyenlerin beyaz Kürtler olması, Kemalist solla flört yapması, yıllarca algı operasyonlarıyla Kürt siyasetçilerine kan kusturanlarla aynı mihverde buluşması vs. beyaz Kürtler tıpkı fikirdaşları, kankaları gibi İstiyorlar ki, hedefledikleri iktidarlıkta barış olmasın, huzur olmasın, aksın istiyorlar mazlumların kanı.
Ancak bunu düşünemiyor akan kan, kimin olursa olsun onların en yüksek iktidarlarından daha kıymetlidir. Başkalarının kanı, canı, malı üzerine gelecek bina edenlerin ömürlerinin çok uzun olmadığını bilmiyor değillerdir!.
O halde kim veya kimler neden akıtıyorlar mazlum Kürt halkının kanını, kimler istiyor kanın akmasını, kimler Kürt halkı rahat etmesin, aksın gözyaşları, ağlasın analar, dul kalsın kadınlar, babasız büyüsün çocuklar istiyor.
Her ırkın vardır beyazları beyaz Türkler ve beyaz Kürtlerde olduğu gibi. Bu gün dünyanın her tarafında akıtılan kan ve gözyaşları sadece ve sadece beyazların rahatlıkları saltanatları için akıtılmaktadır. Sırf bir seçim uğruna insanların katledilmesi kimseye bir şey kazandırmadı kazandırmayacak.
Toplumsal olaylar ve gelişmeler çoğu zaman birikimlerin sonucunda oluşmakta ister istemez insanları rahatsız etmekte, istenmeyen olay ve gelişmelerle sonuçlanmaktadır. Bundan da hiç şüphesiz en fazla müteessir olanlar yine mazlum halklar olmaktadır.
Unutulmamalıdır ki, saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri, öfke, kaygı, korku, nefret, düşmanlık gibi duygu durumlarının bir sonucudur. Aynı zamanda saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri söz konusu duygu durumlarına yol açıyor.
Hangi ırktan olursa olsun beyazların ülkemiz insanlarına çektikleri toplumsal hafızada kolay kolay silinemeyecek. Maazallah Türk soluyla kanka olan Kürt solunun iktidar olması 90 yıllık ceberut devlet anlayışının yeniden geri gelmesi demektir. Mesele herhangi bir partinin(HDP) meclise girip girmemesi veya AK Partinin iktidardan uzaklaştırılma meselesi değil meselenin özü halkların hangisi olursa olsun iktidar olmaması ve birbirlerine düşman hale getirilip "…….. Anasını görmesin" meselesidir.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
