KURBAN!...

Kurban olunan davanın ne olduğu, önemi,

VAN 1.10.2014 20:41:45 0
 KURBAN!...
Tarih: 01.01.0001 00:00
 KURBAN!...

"Onların(Kurban) etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver.(Hac: 37)"

Cumartesi günü Allah nasip ederse kurban bayramı İslam dininin yılda iki kez bütün Müslümanların hem dini vecibelerini yerine getirmek, hem de Müslümanlar arasında var olan dargınlıklara bir son vermek için bayram yapılmaktadırlar. Biri ramazandan sonra ramazan bayramı, diğeri ise haccın ifa edildiği zamanda hacca gidenler Mina’da gitmeyenler ise memleketlerinde kurbanlarını keserler.

Kurban bayramı bu bayramlardan biridir. Kurban olunan davanın ne olduğu, önemi, değeri çok önemlidir bu yüzden, kimi davalar vardır ki uğrunda kurban olunmaya değer davalardır. Tıpkı İbrahim(as)’de, oğlu İsmail(as)’de olduğu gibi.

Zaten uğrunda kurban olunmayan davalar dava olmadıkları gibi, kendisini davası uğruna kurban etmesini bilmeyenler de dava adamı değillerdir. O nedenle biz Müslümanlar Sayısız nimetlere karşı Allah'a şükretmemiz, Allah’a gereği gibi yakınlaşmamız ve günahlarımızın bağışlanması için davanın kulluğun kurbanları olarak kurban kesmeliyiz!.

Kurban kesmek Allah'a teslimiyetin bir ifadesidir. Hz. İbrahim (a.s.) ile oğlu Hz. İsmail (a.s.) Allah'a o derece teslim olmuşlardı ki, biri öz evladını sadece Allah rızası için kurban etmek, diğeri de Allah'ın emrine canı pahasına uymak niyetindeydiler. İşte kurban, bu teslimiyetin bir lütfüdür.

Müslümanlar olarak kurban olunmanın bilinciyle sabah erken kalkmamız, imkânlarımız nispetinde almışsak kurbanımızı çevremizde bulunan fakir ve muhtaç kimselere öncelikle ulaştırmak onlarla bayramlaşıp kestiğimiz kurban etinden de onlara verip onların gönüllerini hoş etmek zorundayız. Özellikle, son yıllarda bölgemizde müstekbirlerce gerçekleştirilen katliamlar sürgünler nedeniyle daha fazla mağdur olanlara öncelik vermeliyiz.

Kurban bir paylaşımdır yoksa fakirlerin salt et ihtiyaçlarını gidermek, kesilen etleri onların kapılarına götürüp teslim edip dönmekten ibaret değildir. Kurban kesen her birey kurbanıyla birlikte muhtaçların gönüllerini alıp onların varsa başka ihtiyaçları onları gidermek, onlarla bayramlaşmalıdır.

Şu gerçek de bilinmeli ki, insanların ihtiyaçları için yeryüzünde yüz binlerce hayvan kesiliyor. Fakat bunlardan yalnız durumları yeterli olanlar yararlanıyor. Bu kimi yerlerde ise daha fazla savurganlıklarla eğlencelerde, balolarda kırlarda keyif çatan aç insanların varlıklarından habersiz, onları hatırlamak bile istemeyenlerce israf edilmektedir. Bütün bunlara kimsenin bir şey dediği yoktur.

Kurban Bayramında ise, Allah rızası için birçok hayvan kesiliyor. Bunların etlerinden ve derilerinden çok fakir kimseler de yararlanıyor. İktisadî olan mesele, dinî ve ahlakî bir mahiyet kazanıyor. Şahıs menfaati yerine toplumun menfaati gözetilmiş oluyor. Bunun için kurban kesilmesi, İslam’a ait insanî ve sosyal büyük bir fedakârlık demektir. Kurban kesilmekle, kesilen hayvanların sayısı çok artmış olmaz; çünkü kurban kesilen günlerde kasapların kestiği hayvan sayısı azalır ve böylece o günlerde aynı miktar hayvan kesilmiş olur.

Kendi zevkleri için her gün binlerce hayvanın kesilmesini çok görmeyenlerin, senede bir defa Allah rızası için bir miktar hayvanın muhtaçlar yararına olarak Kurban adı altında kesilmesini çok görmeleri, doğrusu büyük bir düşüncesizliktir, büyük bir gaflettir.

Kaldı ki, hayvanı kesen Müslüman şunun bilincindedir kesmiş olduğu etlerin ne kanı nede etleri Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan kişinin takvasıdır. Müslüman sırf hayvanlara eziyet edilsin, sırf desinler ve görsünler için et kesmez, kurban kesecek durumda olanlar zaten sürekli et ihtiyaçlarını karşılayabilenlerdir.

Öte yandan binlerce aileler vardır ki, et ihtiyacını karşılayamamaktadır önemli olan onlara yardımcı olmaktır. Yoksa kurban adı altında hayvanı kesip daha sonra o kurban etini kimseyle paylaşmayıp onun üzerinden toplum içerisinde prim alıp arkadan da o etle vur patlasın, çal oynasın sofraları kurarak sarf etmekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Kimi yerlerde ise bırakın et yemeyi karınlarını doyuramayanların varlığı ve bütün bunların birer utanç abidesi olarak yaşamakta oldukları gerçeğidir.

Bu sıralarda vahşi ABD ve bölgesel diktatörlerin yakıp yıktıkları, Suriye de Irak’ta, İsrail'in Filistin’de ve daha birçok ülkede özellikle Afrika ülkelerinde aç insanların sayıları oldukça fazladır. Oralara kadar giderek Müslümanların kurbanlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştıranlar büyük bir insanlık örneği sergilemektedirler. Bunlara yardım edilmeli destek verilmelidir.

Ülkemizin geri kalmış yörelerinde yaşanmakta olan trajedilerin varlıkları da bilinen bir gerçektir. Yapılacak olan tüm yardımlar fakirlerin muhtaçların sevgisini kazandıracaktır. Onlar yapılan bu yardımlarla kendilerinin yalnız olmadıklarını anlayacaklardır bu nedenle kurban ibadeti çok büyük bir yardımlaşma ve paylaşım ibadetidir.

Kim ne derse desin Müslüman’ım söyleyen ve imkânı olan her kes bu ibadeti yerine getirmek zorundadır.    Kurbanın meşru olması, din, ahlak ve toplum yararı bakımından birtakım hikmet ve hacetlere dayanır. Bunu değerlendiremeyecek bir akıl sahibi olamaz. Müslümanların bayram ettikleri, bayramları bayram gibi kutladıkları bayramlara ulaşılması dileğiyle tüm dünya Müslümanlarının bayramları mübarek olsun.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.