Kur’an’ın İnsanlığa Daveti

Prof.Dr.Bilal Sambur

VAN 23.06.2017 11:38:13 0
Kur’an’ın İnsanlığa Daveti
Tarih: 01.01.0001 00:00
 İnsanlık, yeryüzünde boşu boşuna yaratılmış değildir. İnsanlar, çoğu zaman yeryüzünde  ömür denilen  sınırlı zamanı tüketmeye çabalayarak,   bu dünyada bulunuş amaçlarının farkında olmadan yaşamaktadırlar. İnsan, bu dünyada sorumluluk ve misyon sahibi bir varlık olarak yaratılmıştır. İnsana düşen, varoluşunun gerektirdiği sorumluluğun ve misyonun  farkında olarak bir hayat yaşamaktır. Varoluş misyonunun ve sorumluluğunun farkında olmadan yaşanan bir hayat, hayat olarak  nitelenmeyi hak etmemektedir. İnsan,  hayatının amacının ve sorumluluğunun  farkında  olan bir ömür yaşamak için, Allah'ın yaratılış  faaliyetinin cereyan ettiği kainat kitabı üzerinde derinliğine  tefekkür etmesi gerekmektedir.

Kainat, Allah'ın ayetleriyle  dolu bir oluşlar alemidir. Kainatı cansız nesnelerle dolu bir yer olarak algılamak,  mekanik ve donuk bir okumadır. Kainat kitabı,  nesnelere takılıp kalmadan, nesnelerin ötesinde  Asli Hakikat  ve Hak olan Allah'ın  Alemlerin Rabbi olduğu gerçeği ışığında okunması lazımdır. Kainatta yaratılan her şey, bizi Asli Yaratıcıya yöneltmelidir.

Allah,  kainat kitabına son noktayı koymamıştır. Allah, sürekli yaratma halindedir. Kainattaki her şey, Allah'ın sürekli yaratma fiiliyle yenilenmekte ve tazelenmektedir. Kainat, sürekli olarak  yenilenen ve tazelenen  bir oluş   süreci olarak okunmalı ve anlaşılmalıdır. Büyük Kainat Kitabını derinliğine ve sahih bir bakış açısıyla okumadan, anlamadan ve keşfetmeden, insanlığın yaratılış gayesi ve sorumluluğunu idrak etmesi zor görünmektedir.

Allah,  hidayet rehberi  Kur'an-ı Kerim'de Kadir Gecesi adıyla özel bir zamandan söz etmekte ve insanlığın Kadir gecesinin anlamını  idrak etmeye davet etmektedir. Kadir Gecesi, bütün kainatın yeniden  yaratılma ve yenilenme zamanıdır. Kadir Gecesinde, Allah, bütün  varlığı köklü bir şekilde yenilemektedir. Kainatın kader anı olan Kadir Gecesinde insanların  Allah'ın  yaratılış faaliyetini   yeniden idrak etmeleri, anlamaları ve kavramaları istenmektedir

Allah, kainattaki yaratılış faaliyetini, Eşref-i Mahlukat olan insan için  yenilemektedir. Kadir gecesinde Kainat, yeni baştan inşa edilir gibi yeniden yaratılmaktadır. Kadir Gecesi, Kainatın doğum gecesidir. Allah'ın kainatı yenilemesi, insana büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Allah'ın kainattaki yenileme faaliyetini takip etmesi ve model alması gereken insan,  kendini bütünüyle yenileme  sorumluluğuyla karşı karşıya bulunmaktadır. Kadir gecesi, insana kendisini duygu, düşünce ve davranış açısından bütünüyle yenilemesi  gerektiği bilincini ve pratiğini  oluşturması çağrısını yapmaktadır. Kadir gecesi, insanın yeniden doğuşu için büyük bir  fırsattır. İnsan ömrünün her günü ve her gecesi Kadir Gecesi niteliğindedir. İnsanın  duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını ıslah ederek, olgunlaştırarak ve  geliştirerek kendini inşa etmesi, hayatımızın her anını kapsayan bir çaba olmalıdır. İnsan, hayatın her anını Kadir Gecesinin idrakinde olarak yaşamalıdır.

Kur'an'ın kendini yenileme çağrısına uymak yerine, dünyevi çıkarları asli gaye  mertebesine çıkarması, heva ve hevesine kul olarak  Eşref-i Mahlukat düzeyinden inmesi halinde insan, büyük bir yozlaşma, çürüme ve bozulma içine girmektedir. Ramazan ayı ve Kadir Gecesi, insanın  fıtratının bozulmasına ve çürümesine karşı tam bir bilinç kazanma ve aklı kullanma dönemidir. Oruç ibadeti başta olmak üzere bütün ibadetlerin ortak amacı, insanın fizyolojik ve  dünyevi arzularının ve güdülerinin kölesi olmasına engel olmaktır. Sahih ibadet, insanı kötülükten alıkoyan, iyiliğe yönelten ibadettir.Bedensel, ruhsal, duygusal ve düşünsel yönlerden kendisini kontrol edebilen, geliştirebilen ve yenileyebilen insan,  sahih anlamda kul olmayı başarabilmektir. Allah'a kul olmak, varoluş, bilgi ve değer düzeylerinde kişinin sürekli olarak kendisini  inşa etmesini gerekli kılmaktadır. Kendisini yenilemeyen bir insanın, Kur'an'ın  çizdiği  çerçevede Allah'ın hitabına muhatap Halife olması imkansızlık düzeyinde zordur. Allah'a kul olmak için  varoluşumuzu sürekli yenilemek yerine   nesneleri hayatımızın asli merkezi haline getirmek, bizi Allah'a kulluktan uzaklaştırıp maddeye  köle ve bağımlı yapmaktadır. Materyalizm ve paganizm, insan hayatını  yapay nesnelere mahkum kılan, insanı yüzeysel ve yapay duygu ve düşünce dünyalarının bağımlısı yapan, kişileri taklidin ve alışkanlıkların kör bir takipçisi haline getiren  mekanik, donuk ve durağan sapkınlıklardır.

Kur'an, insana  yaratılış aleminde esas ölçünün yaratılanlar değil, Yaratan olduğu gerçeğini öğrenmeye ve kavramaya  davet etmektedir. İnsan, yaratılan hiçbir şeyi, Asli Hakikat olan Alemlerin Rabbinin önüne koymamalı veya üstüne çıkarmamalıdır. İnsan, alemdeki her şeyin ölçüsünün  Allah olduğu  bilinciyle Allah'ın yeryüzündeki Halifesi olma misyonunu ve sorumluluğunu yerine getirmelidir. İman ve ahlakı, inanç ve ameli  fıtri olarak bütünleştiren dinamik   bir varoluşsal yenilenme sayesinde insanın  Allah'ın Yeryüzündeki Halifesi olma misyonu ve sorumluluğunu yerine getirmesi mümkündür.