Din vahiyle başlamış, vahyin bitişiyle de en mükemmel şekilde tamamlanmıştır.
Din hususunda tek rehberimiz Kur'an olmalıdır! Bir husus Kur'anda varsa dindir, yoksa değildir. Dinin boş bıraktığı, şudur veya böyle olmalıdır gibi klasik manada bir hüküm bildirmediği konularda Allah adına hareket ederek belli isimler altında hükümler vaaz etmek Kur'anda "Sadece Allah'a aittir" denilen hükme ortaklıktır. Bunun diğer bir adı ise şirktir.
Bu aynı zamanda Allah'ın indirdiğiyle hükmetmemektir. Allah'ın şudur, böyle olmalıdır şeklinde klasik anlamda hükümsüz bıraktığı hususlar bırakıldığı şekilde kalmalıdır. Çünkü Allah bu konularda hüküm vermeyerek hükümsüzlük hükmünü vermiştir. Evet... Hükümsüzlük hükmünü! Çünkü hükümsüzlük de bir hükümdür.
Allah'ın söz söylemediği, Allah'ın bir hüküm bildirmediği konulardaki bu "hükümsüzlük" hükmünü beğenmeyerek Allah adına şu veya bu isim altında bir hükme bağlama çabası ve buna da din deme anlayışı dinen şirktir.
Diğer taraftan bu kerameti kendinden menkul tutum Allah eksik bıraktı, unuttu demektir. Allah ise tüm eksikliklerden münezzehtir. Eksikliklerden münezzeh olan Allah eksik kitap yollamaz. Eksik bir din de! Kaldı ki Allah "Biz bu kitapta hiç bir şeyi noksan bırakmadık" buyuruyor.
Kitapta yok dediklerimiz noksan değildir, din olmadığı için Kur'anda yer verilmemiştir sadece. Bunları beşer eliyle şu veya bu şekilde bir hükme bağlama çabası lisanı hal diliyle "Allah dinini ve kitabını eksik bırakmış, biz tamamladık" demektir.
Allah sadece Kur'anı koruyacağını söylemiştir. Çünkü din sadece Kur'andır. Allah'ın dininin bir kısmını korurken kalan kısmını ihmal ettiği düşünülebilir mi?
Kur'an Allah tarafından korunduğu için Kur'anı bozamayacaklarını iyi bilenler Kur'an dışı kaynakları da din haline getirerek kendi arzu ettikleri İslamı inşa etmeye çalışmış, bunda da muvaffak olmuşlardır.
Bir yandan dinde sonradan ortaya çıkan her şeye bid'at dedikleri halde, öte yandan dinde vahiy dışında kalan her şey sonradan ortaya çıktığı halde bunlara din demekten çekinmemişlerdir.
Öyle ya da böyle, az yahut çok, şu şekilde veya bu biçimde, beşerin zihninden / dilinden sadır olan hiç bir söz, hüküm, uygulama vs. ilahi olamaz. İlahi olan sadece ilah / rab katından gönderilen, bize de elçisi aracılığıyla tebliğ edilendir. Din vahiyle başlamış, vahyin bitişiyle de en mükemmel şekilde tamamlanmıştır.
***
Kuran'da bir insanın yaşamının her anında gereksinim duyacağı temel bilgilerin tümü verilmektedir. Allah'ın sözü olan Kuran, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün ne olduğunu insanlara bildiren hak kitaptır.
Dünya hayatının gerçek yüzünü, insanların yaratılış amaçlarını, niçin ve nasıl yaratıldıkları, yaşamaları gereken örnek modeli, ibadet şekilleri, güzel ahlak ile ilgili bilgiler, bedenen ve ruhen sağlıklı olmanın yolları, zor anlarda ve beklenmedik durumlarda alınması gereken önlemler, çeşitli insan karakterleri, ekonomik, siyasi, sosyal ve hukuki yaşamın en ideal ne şekilde olması gerektiği, Allah'ın sözlerine itaatsizlik karşısında insanların içine düşecekleri kargaşalar, ölüm anı ile ilgili bilgiler, kıyamet gününde yaşanacaklar, cennet ve cehennem ile ilgili bilgiler ve bunun dışında daha pek çok konu çok detaylı olarak açıklanmıştır ,kısacası güzel bir hayat yaşayabilmelerinin sırlarını,insan fıtratına en uygun olan ahlak anlayışını insanlara bildirmiştir.
Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız? [Enbiya Suresi, 10]
...Biz Kitap'ta hiç bir şeyi noksan bırakmadık...
[En'am Suresi, 38]" ve bir çok ayette de olduğu gibi Rabbimiz Kuran yeterlidir ve apaçıktır diye buyurmaktadır.
Mesela kuran kitap ehiliyle olan ilişkilerimiz hakkında bilgi verir.•Allah, sizinle din konusunda sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (Mümtehine, 8) Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir. (Mümtehine, 9)KURAN yaşamın her anına müdahildir ,Kuran insanlığı gerek bireysel, gerekse toplumsal olarak eğitmeye ve doğru ile yanlışı birbirinden ayırmaya yönelik ayetleriyle bütün kainatın yaratıcısı olan Allah tarafından gönderilmiş bir kitaptır. Dolayısıyla yaptığı uyarılar ve verdiği bilgiler doğrudan insan odaklıdır bu nedenle bir çok açıklama yapmıştır bize kuran... Yine bir örnek verirsek Allah önce erkekleri uyarmıştır!
•"Mü'min erkeklere söyle, gözlerini bakılması yolandan çevirsinler ve iffetlerini korusunlar; temiz ve erdemli kalmaları bakımından en uygun davranış tarzı budur. Şüphesiz Allah onların işledikleri her şeyden haberdardır." (Nur, 30)
• Kur’an okuduğunda kovulmuş olan şeytandan /
saptırıcıdan Allah’a sığın. (Nahl,98.ayet)
•O, amel (davranış ve eylem)bakımındahanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)
• Ey iman edenler Şeytanın adımlarına uymayın kim şeytanın adımlarına uyarsa bilsinkgerçekten o şeytan çirkin utanmazlıkları emreder.(24.21)
• Bu dünya hayatında güzel davrananlara güzellik vardır.
Allah’tan size güzellikler vermesini isteyin. (Zümer,10-Nisâ,32)
• Allah’ın öğütlerini dinleyin. Allah size
öğretiyor. Allah her şeyi en iyi bilendir.
(Bakara,282)
• Kendi ürettikleri rivayetleri, görüşleri,
kitaplara yazarak, “Bunlar Allah’tandır /
Allah’ın ayetlerini açıklıyor” diye insanlara
sunan ve bundan maddesel kazanç elde
edenlere yazıklar olsun! Vay kendi elleriyle
yazdıklarına! Vay bu yolla kazandıklarına!...
(Bakara,79)
• İşte bu Kur’an, onunla uyarılsınlar, Allah’ın
yalnız tek bir Tanrı olduğunu bilsinler, aklı
olanlar iyice düşünüp öğüt alsınlar diye, tüm
insanlığa bir çağrıdır. (İbrahim,52)
• Kendilerine Kur’an mesajı ulaştıktan sonra,
onu inkâr edenler bilsin ki, o eşsiz yücelikte bir
Kitap’tır. Geçmişte ve gelecekte Kur’an’ı
çürütecek hiçbir şey yoktur. Çünkü Kur’an,
bilge ve her türlü övgüye layık olan Allah
tarafından indirilmiştir. (Fussilet,41,42)
• Yemin olsun! Biz Kur’an’ı öğüt alınması için /
hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık; o halde
yok mu öğüt alıp düşünen? (Kamer,17,22,32)
• Ey Muhammed! Daha önce Nuh’a, İbrahim’e,
Musa’ya ve İsa’ya öğütlediğimiz dinin
aynısını, şimdi de sana vahyediyoruz /
bildiriyoruz. Onu, sizin için ilke haline şöyle
getirdik: “Dini dosdoğru ikame edin /
uygulayın, rivayetler uydurarak onda ayrılığa
düşmeyin.” (Şûrâ,13)
• Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara
başvurarak yemeyin. Halkın parasını, haksız
yere yemek amacıyla, bile bile memurlara /
yöneticilere rüşvet vermeyin. (Bakara,188)
• Yararlı olanı yapmak, lafı evirip çevirmek
değildir. Yararlı olmak en iyiyi, en doğruyu
yapmaktır. Dürüst olun. Kurtuluşunuz için
Allah’ı dinleyin, saygılı olun. (Bakara,189)
• Hasat / kazanç / gelir günü ürününüzün /
kazancınızın / gelirinizin hakkını verin. Sakın
israf etmeyin / savurganlık yapmayın; Allah,
savurganları sevmez. (En’âm,141)
• Allah’ın sana verdiği nimetlerden, Allah için
de harcayarak öbür dünyanı da gözet. Ama
yine de dünyadaki payını unutma. Allah sana
bol nimet vererek nasıl iyilikte bulunmuşsa,
sen de insanlara iyilikte bulun. (Kasas,77)
• Yemin olsun! Biz bu Kur’an’da insanlar için,
her şeyi ayrı ayrı örnek vererek / ayrıntılı bir
biçimde açıkladık. (Kehf,54)
• Allah’a ve elçilerine inanan ve elçilerinin
hiçbiri arasında ayırım yapmayanların
ödüllerini ileride verecektir. Allah bağışlayan,
esirgeyendir. (Nisâ,152)
• Allah’a, bize indirilen Kur’an’a, İbrahim,
İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına
indirilenlere, Musa’ya, İsa’ya verilenlere
inanırız. Bunların hiçbiri arasında ayırım
yapmayız. Biz sadece Allah’a teslim olanlarız.
(Bakara,136)
• Din sadece Allah’ındır. Allah’tan başkasına mı
saygı göstereceksiniz? (Nahl suresi,52.ayet)
• Hüküm ancak Allah’ındır. Allah yalnızca
Kendisine kulluk etmenizi istemiştir. İşte
dosdoğru din budur. (Yusuf,40.ayet)
• Biliniz ki elçinin görevi, sadece Allah’ın
ayetlerini açıkça bildirmektir. (Ankebut,18)
• Her şeyi yaratan Rabbinin adıyla oku /
(Allah’ın birliğine) çağır / yaratan Rabbinin
Vahyini oku / tebliğ et / Öğren! (Alak,1,3)
• Ey Muhammed! Biz, seni, sadece bir müjdeci
ve bir uyarıcı olarak görevlendirdik. De ki:
“Ben görevime karşılık sizden herhangi bir
ücret istemiyorum. Sadece ve sadece Rabbine
ulaşacak yolu arayanlar olmanızı istiyorum.”
Sen ölümsüz ve diri olan Allah’a güven ve
O’nun buyruğunu / o Vahyi oku / sürekli tebliğ
et. Kullarının hatalarını, O’nun bilmesi yeter.
(Furkan,56,57,58)
• Kul sevgisini Allah sevgisine denk tutanlara /
ortak koşanlara, “Allah’ın indirdiğine /
Kur’an’a uyun” dense, “Hayır, biz atalarımızın
izlediği yolu izleriz” derler. Peki, ataları bir
şey düşünemeyen ve doğru yolu bulamayan
kimseler olsalar da mı?! (Bakara,170)
• İnananlar ve imanlarına şirk bulaştırmayanlar
güvenliği hak etmişlerdir. İmanlarına şirk
bulaştırmayanlar doğruyu bulanlardır / doğru
yoldadırlar. (En’âm,82)
• Eğer Peygamber kendi sözlerini, Allah’ın
Kur’an’ıyla eş tutmuş olsaydı / Allah’a atfen
bazı sözler uydurmuş olsaydı, Biz peygamberi
kıskıvrak yakalar, sonra onun can damarını
keserdik. Ve sizden hiç kimse de buna engel
olamazdı. (Hâkka,44,45,46,47)
• Yemin olsun! İnsanı Biz yarattık ve insanın
kendi kendine neler kurduğunu iyi biliriz. Biz
insana şahdamarından daha yakınız / içinden
geçeni biliriz. (Kaf,16)
• Büyüklük taslayarak insanları küçümseme,
ortalarda böbürlenerek dolaşma. Allah, kendini
beğenip övünenlerden hoşlanmaz.
(Lokman,18)
• Sizin başınıza gelen bir felaket, kendllerinizle yaptıklarınızın bir sonucudur.
Bununla birlikte birçoğunu da Allah affediyor.
(Şûrâ,30)• Allah adaletli davrananları sever. (Mâide,42)
• Elçilerin bizim bildirdiğimiz her şeyi, açıkça
kendilerine bildirmekten başka bir görevleri mi
var? (Nahl,35.ayet)
• Allah size Kitabı / Kur’an’ı en ayrıntılı bir
şekilde indirmişken, Allah’tan başkasının
hakemliğine / sözlerine mi uyayım?
(En’âm,114)
• Bu Kur’an, tüm insanlara bir çağrıdır / öğüttür
/ uyarıdır / hatırlatmadır. (En’âm,90)
• Bu Kur’an, uydurma bir hadis / söz değildir.
Aksine bu Kur’an, kendisinden önce gelen
Tevrat, Zebur, İncil ve diğerlerini onaylayıp
doğrulayan her şeyin ayrıntılı açıklaması ve
inananlar için de bir yol gösterici, sevgi ve
şefkat pınarı olan ilahi bir Kitaptır.
(Yusuf,111)
• Yemin olsun! Biz size, her şeyi açık açık
anlatan ayetler / ilkeler, sizden önce geçmiş
kimselerden örnekler ve erdemliler için de bir
öğüt indirmiş bulunuyoruz. (Nûr,34)
• Yoksa ortak koşucular, Allah’ın dışında
şefaatçiler mi edindiler? Şefaat tümden ve
sadece Allah’a aittir. (Zümer,43,44)
• Bazıları, Allah’ın Kitabında / Kur’an’da
olmayanı, Kitap’tan sanasınız diye, coşkulu bir
dille anlatarak, Kitaba / Allah’ın Kelâmına
benzetmeye çalışırlar. Allah’ın sözü olmadığı
halde, “Allah böyle buyuruyor” derler. Bile
bile Allah adına yalan söylerler. Hâlbuki
Allah’ın kendisine kitap, bilgelik ve
peygamberlik verdiği hiçbir insan kalkıp,
“Allah’tan sonra bana da kulluk ediniz” diye,
insanları kendisine bağlamaya çağırmaz. Tam
tersine, “Okuduğunuz ve öğrettiğiniz Kitap
gereğince, Allah’tan başkasını Rabler
edinmeyin. Yalnızca Allah’ın kulları olun” der.
(Âli İmran,78,79.ayetler)
• Allah’ın Kitabını / Kur’an’ı anlayarak
okuyanlar, okuyup anladıklarını uygulayanlar,
kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık
olarak yoksullara yardım edenler, asla
bitmeyen bir kazanç umabilirler. Çünkü Allah,
onlara verdiklerinin karşılığını tam verecek ve
ek olarak lütfundan daha fazlasını da
verecektir. Allah bağışlayandır, karşılığını
mutlak verendir. (Fâtır suresi,29,30.ayetler)
• Hiç düşündünüz mü, ya bu Kur’an Allah
katından ise ve siz de ona karşı çıkmışsanız
haliniz ne olacak? (Ahkaf,10)
• Rabbimiz her şeyi bilgisiyle kuşatmıştır. Biz
yalnız Allah’a güvendik. Ey Rabbimiz!
Toplumumuzla bizim aramızı hak ile çöz. Sen
çözüm getirenlerin en iyisisin. (A’raf,89)
• Ey Rabbimiz, bize direnme gücü ver,
ayaklarımızı sağlam tut, inkârcılara, küfre
sapanlara karşı bize yardım et. (Bakara,250)
• Aklını işletenler, ayaktayken, otururken ve
yanları üzerine yatarken sürekli Allah’ı
anarlar. Göklerin ve yerin yapısı ve yaratılışı
hakkında düşünürler: “Rabbimiz, Sen bunları
boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateş
azabından koru. Rabbimiz, Sen kimi ateşe
sokarsan elbette onu rezil etmişsindir.
Zalimlere yardım eden olmaz. Rabbimiz, biz,
“Rabbinize inanın” diye imana çağıran bir
davetçiyi işittik ve inandık. Rabbimiz
günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve
iyi kişiler olarak canımızı al. Rabbimiz,
elçilerin yoluyla bize söz verdiğin şeyi ver,
diriliş gününde bizi rezil etme. Sen sözünden
caymazsın”derler.
(Âl-i İmrân,191,192,193,194)
• Güçlüklere göğsünü siper et. Senin güçlüklere
karşı mücadele edip, göğüs germen de ancak
Allah’ın yardımıyladır. Ortak koşucular için
üzülme ve onların tuzaklarından da
endişelenme. Çünkü Allah, erdemli
davrananlar ve iyilikte bulunanlar ile
beraberdir. (Nahl,127,128)
• Allah’ı, kadrine, şanına yaraşır şekilde
tanıyamadılar. (En’am,91-Zümer,67)
• Allah insanlara karşı büyük iyilik sahibidir,
fakat insanların çoğu teşekkür etmez.
(Mü’min,61)
• Rabbim, girişimlerimi ve vazgeçişlerimi doğru
ve tutarlı kıl. Katından beni destekleyecek bir
güç ver. (İsrâ,80)
• Rabbim! İçimi rahatlat. Bana işimi kolaylaştır.
Dilimden düğümü çöz. Ki, sözümü iyi
anlasınlar. (Tâ-Hâ,25,26,27,28)
• Biz Kitapta / Kur’an’da hiçbir şeyi eksik
bırakmadık. (En’âm,38)
• Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra da
tövbe edin. O zaman, Allah yaşamınız boyunca
sizi güzel nimetlerle geçindirir. Fazladan
yararlı işler üreten herkese de, ürettiğinin
karşılığını verir. Eğer bu Kitabın ayetlerini
reddederseniz doğrusu sizin için, başınıza
gelecek büyük bir günün azabından korkarım.
Unutmayın, en sonunda dönüşünüz Allah’adır.
(Hûd,3,4)
• Sakın dengeyi bozmayın. Dengeyi titizlikle ve
adaletle koruyun, dengeyi bozarak yok
oluşunuzu hazırlamayın. (Rahmân,8,9)
• Yüce olan, yalnızca Allah’ın sözüdür.
(Tövbe,40.ayet)
• Allah adına verilmiş her söz sorumluluk
gerektirir. (Ahzap,15)
• Mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir
sınavdır. Büyük ödül Allah’ın yanındadır.
Gücünüz yettiği kadar Allah’ı sayın, dinleyin /
O’nun bilincinde olun, boyun eğin / itaat edin.
Kendi yararınız için, gücünüz yettiği kadar
mallarınızdan verin / yardımda bulunun.
Nefsinin bencillik ve cimriliğinden korunanlar,
işte onlar mutluluğu yakalayanlardır. Allah’a
güzel bir ödünç sunarsanız, Allah’da onu sizin
için katlayarak artırır ve sizin hatalarınızı
bağışlar. Allah iyiliği karşılıksız
bırakmayandır, şefkatlidir.(Teğabun,15,16,17)
• Paralarını; gece ve gündüz, gizli ve açık
yardım için verenlerin ödülü, Rablerinin
yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar
üzülmezler. (Bakara,274)
• Ey inananlar! Ne alışverişin, ne dostluğun ve
ne de şefaatin olmadığı gün gelmeden önce,
size verdiklerimizden siz de verin.(Bakara,254)
• Ey inananlar! Allah için adaleti yerine
getirmede, adalet ve dürüstlüğün tanıkları
olarak, adaleti gerçekleştirenlerden olun /
adaleti yerine getirmede örnek olun. Bir
topluluğun çirkinlik ve kötülüğü / bir topluluğa
olan kininiz sizi adaletli davranmaktan
alıkoymasın. Adaletli olun / adil davranın.
Allah’ı dinleyin. Allah yaptıklarınızı haber alır.
Allah inanıp, iyi işler üretenlere bir bağışlanma
ve büyük bir ödülü söz verdi. İnkâr edip
ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar
cehennem halkıdır. (Mâide,8,9,10)
• Allah’ a gönülden inananlar o kimselerdir ki,
Allah anıldığında yürekleri titrer, Allah’ın
ayetleri kendilerine okunduğunda /
anlatıldığında bu onların imanlarını canlandırır
ve onlar sadece Rablerine güvenirler. Ve vahye
içtenlikle bağlanırlar. Allah’ın kendilerine
verdiği rızıktan yoksullara pay ayırırlar. İşte
böyleleri gerçek inananlardır. (Enfal,2,3,4)
• Ey inananlar! Kendiniz, anneniz, babanız ve
yakınlarınız aleyhinde bile olsa, Allah için
tanıklık ederken adaleti gözetin. Şahitlik
yaptığınız kimseler, ister varlıklı olsun, ister
yoksul olsun, Allah her iki tarafa sizden daha
yakındır. Öyleyse, kişisel çıkar ve
duygularınıza uyarak, taraflı davranmayın.
Gerçeği çarpıtırsanız veya tanıklık etmekten
çekinirseniz, bilesiniz ki Allah yaptıklarınızı
haber alır. (Nisâ,135)
• Bizi buraya ulaştıran Allah’a övgüler / hamd
olsun. Allah bizi dosdoğru yola iletmeseydi,
biz doğruyu bulamazdık. (A’raf,43)
• Ey inananlar! Neden yapamayacağınız şeyleri
söylüyorsunuz? Yapamayacağınız şeyleri
söylemeniz, Allah yanında en nefret edilen
davranışlardandır. (Saff,2,3)
• Rabbinize içtenlikle / boynu bükük halde ve
gösterişsiz / gizlilik içinde dua edin. Allah,
aşırı derecede gösterişli dua edenleri sevmez.
Allah’a ürpererek ve umutla yalvarın. Allah’ın
rahmeti güzel davrananlara yakındır.
(A’raf,55,56)
• Her canlı, sonunda ölecektir. Hesap günü
herkes, dünyada işlediklerinin ödülünü
eksiksiz olarak alacaktır. Kim ateşten kurtarılıp
cennete konursa o gerçek mutluluğa erişmiştir.
Dünya hayatı zaten geçici ve sanal / aldatıcı bir
yaşam yeridir / zevkten / eğlenceden başka bir
şey değildir. (Âlî İmran,185)
• Mutlak yönetici olan Allah, çok yücedir.
Allah’tan başka Tanrı yoktur ve O, yüce
yönetimin Rabbidir. Her kim Allah ile birlikte,
hiçbir delile sahip olmayan başka bir tanrıya
kulluk ederse, onun hesabı Rabbinin
katındadır. Kuşkusuz inkâr edenler mutlu sona
ulaşamazlar. (Mü’minûn,116,117)
• İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen kötülüğe, en
iyi bir biçimde karşılık ver. O zaman görürsün
ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kişi,
sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir. Bu,
kötülüğü iyilikle savma durumuna ancak,
güçlüklere karşı göğüs geren ve olgunlaşmış
büyük pay sahibi kimseler eriştirilir.
(Fussilet,34,35)
• “Rabbim, bana bilgelik ver, beni hak ve barış
seven iyiler arasına kat. Beni, sonraki nesiller
için iyi bir örnek kıl. Beni, nimetler cennetine
varis olanlardan yap. Herkesin diriltileceği gün
beni utandırma.“ Kıyamet günü servetin ve
çocukların yararı olmayacaktır. Ancak Allah’a
ortak koşarak kirlenmemiş, tertemiz bir kalple
gelenler yarar göreceklerdir.
(Şuarâ,83,84,85,87,88,89)
• Rabbini gönülden yalvararak / içinden, tevazu
göstererek / alçak gönüllülükle / öz benliğinin
içinde yalvarıp ürpererek ve korkarak, sessizce
sabah ve akşam an; sakın duyarsızlardan /
umursamaz kimselerden / gafillerden olma.
(A’raf,205)
• Kendilerine Kur’an mesajı ulaştıktan sonra,
onu inkâr edenler bilsin ki, o eşsiz yücelikte bir
Kitap’tır. Geçmişte ve gelecekte Kur’an’ı
çürütecek hiçbir şey yoktur. Çünkü Kur’an,
bilge ve her türlü övgüye layık olan Allah
tarafından indirilmiştir. (Fussilet,41,42)
• Ey insanlar! Bu Kur’an öyle bir Kitap’tır ki,
her şeyden haberdar olan ve her şeyi bilen
Allah’ın ayetlerini kolaylaştırdığı, sonra da
ayrıntılı olarak açıkladığı bir Kitap’tır. Ki
sizler, onu okuyup da Allah’tan başkasını
ortaklar edinmeyesiniz diye indirmiştir.
(Hûd suresi,1,2.ayetler)
• Allah bana yeter. İlâh yok Allah’tan başka.
Ben sadece Allah’a güvenip dayanırım, Allah
büyük arşın Rabbidir. (Tövbe,129)
• Zorluğun yanında mutlaka bir kolaylık vardır.
Gerçekten, zorluk ile kolaylık iç içedir.
Öyleyse bir işi sonuçlandırınca, hemen bir
başka işe giriş. Ve işlerin için uğraş verirken,
yalnızca Rabbinden iste. (İnşirâh,5,6,7,8)
• Sen affedici ol, iyiliği öğütle ve cahillere
aldırış etme. Eğer şeytan sana kötü bir düşünce
fitlerse, hemen Allah’a sığın; Allah işitendir,
bilendir. Sakınanlara her ne zaman şeytandan
bir vesvese gelse, Allah’ı hatırlarlar ve hemen
gerçeği görürler. (A’raf, 199,200,201)
• Ey insanlar! Ömrünüzün şu kısa zamanına
dikkatinizi çekerim. Ki akıp giden bu kısacık
zaman içinde insanlar, gerçekten hüsran
içindedir. Ancak inanıp, iyi ve güzel işler
üretenler, birbirlerine doğruları söyleyenler ve
güçlüklere karşı göğüs germeyi önerenler
hüsran içinde değildir. (Asr,1,2,3)
• İnananlar, uyarılara rağmen sorumluluğu
paylaşmaz, herkesin yararına birliği
sağlamazsanız, geldiği zaman, sadece inkârcı
zalimlere değil, tüm herkesi kapsayıp perişan
edecek bir fitneden / felaketten sakının.
Bilesiniz ki Allah’ın cezası çetindir. (Enfâl,25)
• Hiç kuşkun olmasın ki bu dünyanın sonu
gelecektir. Ama Ben, herkesin çalışıp,
çalıştığının karşılığını alması için neredeyse
onu gizleyeceğim. Dikkat et! Dünyanın
sonunun gelmesine inanmayıp, arzuları
peşinde gidenler seni ondan saptırmasın, sonra
perişan olursun. (Tâ-Hâ,15,16)
• Allah isteseydi tüm insanları tek bir toplum
yapardı. Ancak uyarıcı elçiler göndererek,
herkesi kendi yolunu seçmede serbest
bırakmıştır. (Şurâ,8)
• Ey inananlar! Servetiniz ve çocuklarınız sizi
Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Böyle
davrananlar kaybedenlerdir. Size ölüm gelip
de, “Rabbim, keşke beni kısa bir süre için
ertelesen de, yoksullara yardım ederek,
erdemlilerden olsam” demeden önce,
verdiğimiz rızıklardan yardım için veriniz.
Allah süresi geldiği zaman hiçbir canı
ertelemez. (Münâfikûn,9,10,11)
• Benim biricik sahibim, Kur’an’ı indiren
Allah’tır. Allah dürüst insanları korur. Allah’ın
dışında çağırdıklarınız / bağlandıklarınız ne
size yardım edebilirler, ne de kendilerine
yardım edebilirler. (A’raf,196,197)
• Hiç kuşkusuz Allah, sorumluluğu, her işin
uzmanına verilmesini diler. Ve
sorumluluklarınızı yürütürken, insanlara karşı
adil davranmanızı öğütler. Allah size ne güzel
öğüt veriyor. (Nisâ,58)
• Ey inananlar! Size ne oluyor ki Allah yolunda
harcamıyorsunuz? Yoksul kimselere yardım
eden erkekler ve kadınlar, Allah’a güzel bir
borç vermişlerdir. (Hadîd,10,18)
• Şu gerçeği kafanıza iyice yerleştiriniz “İlk defa
dünyaya gelirken sizi, nasıl çırılçıplak
yarattıysak, yine Bize öyle geleceksiniz. Size
dünyada verdiğimiz tüm mallarınızı arkanızda
bırakacaksınız. Şefaatlerini beklediğiniz ya da
size şefaat edeceklerini söyleyenleri de
yanınızda göremeyeceksiniz. Aranızdaki
bağlar kesilecektir. Ve şefaatlerini
umduklarınızın hepsi, sizi terk edecektir.”
(En’âm,94)
• Yemin olsun! Biz bu Kur’an’da, insanların
anlamaları için, her türlü örneği verdik /
ayrıntılı bir biçimde açıkladık. (İsrâ,89)
• Sen, Rabbini yüceltip coşkuyla an ve O’na
saygıda kusur etme. Ve ölüm gelinceye
kadar Rabbine kulluk / ibadet etmeye
devam et. (Hicr,98,99)