Önceki gün sıcaktan adeta erirken, akşam namazını müteakip daha serin bir yerde azıcık da olsun nefeslenebilmek için dışarıya çıktım. Bir süredir sorun çıkaran aracın elektrik sistemi bu kez hiç çalışmayarak sorunu had safhaya taşıdı. Ne yapacağımı şaşırdım kaldım… Üstelik bu işlerden de hiç anlamam. Başım ne zaman sıkışsa başvurduğum Selim ustayı, biraz geç saat sayılsa da aradım. Problemi anlattığımda; “Abi akü bitmiş. Ya vurdurarak veya başka bir araçtan alacağın destekle çalıştırabilirsin” dedi. Tam bu sırada komşularım imdada yetişti. Çıkardılar ara kabloları, benim arabanın aküsüne bağladılar ve kısa sürede çalıştırdık. Komşularım en fazla birkaç saatlik ara sonrasında aracın çalışabileceğini, sabaha kalırsa yine aynı yöntemi kullanmak gerekeceğini söyleyince, akşamın o saatinde aküyü değiştirebileceğim bir yer bulmaktan başka yolumun kalmadığını anlamıştım. Selim ustanın az önce önerdiği gibi benzincilere sorarak açık bir oto elektrikçi bulmaya çalıştım. Birkaç benzinci dolaşmıştım ki, en son gittiğim yer, 24 saat hizmet veren bir oto elektrikçinin adresini verdi. Hiç vakit geçirmeden gittim tarif edilen yere. Genç bir usta ve biri kalfa diğeri çırak iki Suriyeli işçi… Maşallah bizim Suriyeli çocuklar canavar gibiler ve hemen eski aküyü söküp ustalarının dükkandan getirdiği yeni aküyle değiştirdiler. Her şey iyi gidiyordu ama bir sorun vardı. Üzerimde akünün bedelini karşılayacak miktarda para yoktu. Ustaya, parayı temin edeceğim yere kadar birlikte gidip, parasını ödedikten sonra da işyerine bırakmayı önerdim. Hiç sektirmeden kabul etti. Düştük yola. Araba henüz hareket etmişti ki, usta; “Ne iş yapıyorsunuz abi?” diye sordu. Yazarlıkla beraber son seçimde AK Parti’den aday olduğumu da söyledim. Ben daha böyle der demez usta hemen, “Abi AK Parti niye böyle oy kaybetti?” diye sordu. Bilinen gerekçeleri anlattım ve sözü kendisinin hangi partiye oy verdiği hususuna getirdim. “Valla” dedi, “Ben bu seçime kadar hep AK Parti’ye oy verdim; ama bu seçimde başka parti için oy kullandım.” “Neden?” diye sorduğumda aldığım cevap şimdiye kadar duyduklarımın bir benzeriydi. “Abi ben bir firmada çalışıyorum. Aldığım ücret yeterli gelmiyor. Bu yüzden gördüğün gibi geceleri de çalışıyorum. Biz AK Parti’den işçi ücretlerini iyileştirmesini bekliyorduk; ama olmadı. Ben de kızdım, başka partiye oy verdim. Başka partiye oy verirken AK Parti’nin iktidardan gideceği hiç aklıma gelmemişti. Demek herkes benim gibi düşünmüş. Fakat şimdi pişmanım. Nereden bileceğim ki AK Parti iktidardan düşecek. İnşallah koalisyon olmaz da seçime gidilir, biz de yaptığımız yanlışlığı düzeltiriz…” Bunları söyledikten sonra azıcık durdu ve ekledi… “Yalnız siz de bizi unutmayın!..” Acı acı tebessüm ettim ve “İnşallah hep birlikte yanlışı düzeltiriz” dedim. Zahirdeki bir musibet sonrasında yaşadığım bu hadise, geride ciddi manada ders çıkarmamız gereken bir hatıra bıraktı. Bu hikâyeyi sıklıkla hatırlamamız ve bir an önce seçime gitmemiz lazım. Hem Türkiye için hem ümmet için hem de bu vefakâr millet için…
