Katalonya’dan Kerkük’e

Bu arada; biz Barzani’nin referandumunu konuşuyorduk. Bir de Meral Akşener’in partisini..

- Akşener barajı aşabilir mi, aşamaz mı?

- Baraj düşer mi, düşmez mi?

- Erdoğan’ın başına bir iş gelirse AK Parti diye bir parti kalır mı, kalmaz mı? AK Parti giderse Merak Akşener AK Parti’den boşalan yeri doldurabilir mi?

Bu ve buna benzer soruların cevabını ararken bir yandan da dolar 3.7 sınırını aşmıştı biliyorsunuz.

Kimi de görevden alınan başkanların yerine kim gelecek, sırada olan başka kim var. Belediye meclisinde ve belediyelerin üst yönetiminde de temizlik olacak mı?

Kimi FETÖ operasyonlarından, kimi haksız gözaltılardan ya da haksız bir şekilde birilerinin serbest bırakılmasından şikâyet ediyordu.

Doğrusu Suriye ve Irak’taki gelişmeler Meral Akşener’in politik çıkışından daha fazla gündem oluşturdu. Sahi ne olacak şimdi, Barzani ve Peşmerge gitti, yerine Haşdi Şağbi geldi. Peki, şimdi ne olacak?

Barzani, ABD ve İsrail’e çok güvendi. ABD, PYD’yi destekliyordu, kendi de PKK’ya kapı açtı, onları Kerkük’e yönlendirdi. Biraz da PKK eliyle Türkmenleri, Türkmenler eliyle PKK’yı kontrol edecekti ama evdeki hesap çarşıya uymadı. PKK, Irak kuvvetlerinin karşısında tutunamadı.

Burada asıl sorun şu: Suriye’de PYD’yi destekleyen ABD, Kerkük’te, Süleymaniye’de niçin PKK’nın yanında ya da Barzani’nin yanında durmadı.

Gerçek şu ki, aslında ABD; PKK, PYD ya da Kürtleri desteklemiyor, onları kendi amali için kullanıyor. Kürtleri kullanarak onlara hayali vaadlerle Selahaddin’in torunlarını bölgedeki haçlı koalisyonuna ucuz asker yapmak istiyor.

Bakın bölgedeki Peşmergenin ABD desteğine rağmen varlık gösterememesinin asıl sebebi bu. Bölgedeki Kürtler bugüne kadar devrim, sosyalizm, Kürt milliyetçiliği ile zengin bir gelecekle oyalandılar. Ama geldikleri nokta Amerikan lejyonerliği. Antiemperyalizm sloganları ile aldatılanlar, şimdi emperyalizmin koçbaşı yapılmaya çalışılıyor. ABD askerlerinin kollarındaki PYD arması, ya da karargahlarındaki ABD askeri bunun en büyük kanıtı.. Bu gerçek bunların beynini kemiriyor. Cepheden kaçışların artmasının sebebi bu. Yeni sempatizan da kazanamıyorlar artık. Halk büyük ölçüde oynanan oyunun farkına vardı. Barzani de bu oyunun farkına varacak. O hâlâ yaşadığı yenilginin şoku altında sağlıklı düşünemiyor. ABD’nin bölgede bir Kürt koridoru kurup kendilerine devlet bağışlayacağını sandı. Saddam’ı Kuveyt’e girmesi için kapıyı aralık bırakan kimdi, yine ABD değil mi idi? Barzani kötü bir şekilde kullanıldı ve atıldı. PKK / PYD’liler de aynı şekilde kullanılıp atılacak. Bağdat şimdi Barzani’yi petrol hırsızlığı ile suçluyor. Yarın yakalanıp hapse atılabilir ya da ülkeyi terketmek zorunda kalabilir.. Kürtlerin nasıl bir temsil mekanizması oluşturacağı bugünden yarına belli değil. Ne Barzani kaldı, ne Talabani.. Kartlar yeniden karılacak. Artık masada Türkiye yanında Rusya da var İran da.. Burada herkes Türkiye’nin atacağı adıma bakıyor. Türkiye’nin hayır dediği bir çözüm önerisinin hayata geçirilmesi mümkün değil. Rusya masada olduğu sürece BM Güvenlik Konseyi’nden Astana koalisyonuna karşı bir karar çıkması sözkonusu değil. Ankara’nın Afrin kararından sonra da Kürt koridoru senaryosunun sonu gelecek. Şimdi cevabını bekleyen iki soru var, Esed ne olacak, PYD ne olacak?

ABD kendi can derdine düşmüş durumda. Savcılık seçimlerde hile yapıldığı iddiası ile ilgili olarak ilk gözaltı kararını verdi. İpin ucu her an Trump’a uzanabilir. Bölgede bundan sonra atılacak adımlarla ilgili olarak Pentagon’un politikaları mı esas alınacak, NATO’nun mu? Demokratların dediği mi olacak, daha doğrusu Demokratların mı dediği olacak Globalistlerin mi?

Sorunun adresi bu coğrafya gibi gözükse de sorunun kaynağında ABD ve AB var.

PKK ve PYD’nin bölgedeki maşası olan PKK ve PYD artık Kürt halkını temsil etmiyor. Bunlar Yeni Haçlı ordusunun bölgedeki lejyoneri pozisyonundalar. Onun için de gelecekleri yok. Bu adamları daha fazla kontrol altında da tutamazlar. Aileler de bundan sonra dağa çıkan çocuklarını geri getirmek için her yolu deneyecekler.. Bu oyun bundan sonra fazla sürmez. DAEŞ’in başına gelen PKK ve PYD’lilerin de başına gelecek. Barzani’nin başına gelenler, onların da başına gelecek. Barzani de ABD’ye güvenmişti ama sonunda düştüğü durum ortada. ABD ve batılıların İP’i ile kuyuya inenlerin akşamı erken olur. FETÖ de çözülecek, onlar da kullanım süresi dolunca FETÖ’nün biletini kesecekler.. FETÖ’yü hemen bırakırlarsa, kendilerinin kullandığı diğer FETÖ’cülerin umutsuzluğa kapılıp kaybolup gitmesinden korkuyor beyaz adam! Yoksa FETÖ de bitti.

İP’in akıbeti de diğerlerinden farklı olmayacak. Sadece İP değil, birileri AK Parti’yi yalnızlaştırma, oylarını eritme, anti propaganda için, dindar, muhafazakar çevrelerin oylarını çekmek için yeni siyasi hareketlere destek verecekler gibi sanki.

İP, FETÖ ile bağlantılı bir siyasi hareket! Bugünkü hallerine bakınca biraz Turgut Sunalp’in MDP’sine, biraz Cem Uzan’ın Genç Partisi’ne benziyor. Akşener “15 Temmuz’dan sonra başbakan olacak”tı. Şimdi “Cumhurbaşkanı olacağım” diyor. “Yurtta Sulh Hareketi”ni 15 Temmuzdan önce başlatmıştı. ANAP’vari yeni bir oluşumu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Kurucuların bazı marka isimlerinin kimlerle iltisaklı oldukları belli değil mi? “28 Şubatçıların yağlı kazığa oturtacaklardı” Akşener’i, en son “28 Şubat davası”nda şikâyetçi ve müdahil olmaması ile hatırlıyoruz. PKK ve PYD’nin arkasında ABD var, FETÖ’nün arkasında da ABD var. HDP nasıl PKK yandaşlarının oylarına talip bir parti ise Akşener’in İP’i de, FETÖ sempatizanlarının oyuna talip.

Bana sorarsanız, FETÖ kamburu ile bu hatun kişi bir yere gidemez. 15 Temmuz öncesi konuşmaları, Yurtta Sulh Hareketi, başbakan olacağım diye basına yaptığı açıklamalar akıllarda.

Tamam Meral hanım FETÖ’cülerden oy alabilir, ama MHP’deki, Bahçeli’ye kızanlar bile bir süre sonra İP’in çatısı altında durmayacaklardır.

Barzani’nin başına gelenler PKK, PYD, HDP, FETÖ ve İP’in de başına gelecektir.

Selam ve dua ile..