İSLÂMİ AHLAK

İnanmak ve Yaşamak 347

VAN 25.09.2014 11:24:05 0
İSLÂMİ AHLAK
Tarih: 01.01.0001 00:00
 “Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki: ‘Yavrum. Allah’a ortak koşma, çünkü ortak koşmak büyük bir zulümdür’ Biz insana ana-babasını tavsiye ettik. Bana ve ana-babana şükret… Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin ve Bana yönelen kimsenin yoluna uy.. Yavrum namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına gelene sabret. Çünkü bunlar kesin işlerdendir… İnsanlara yanağını bükme (kibirli davranma) ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme, Zira Allah kendini beğenip övünen kimseyi sevmez. Yürüyüşünde tutumlu ol, sesini de kıs. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.”Lokman 31/13-19 İnanmak ve Yaşamak 347 Hulk’un kökü ve bu kökten türeyen Halik, Mahluk, (Yaratan, Yaratılan) Ahlâk, Yaratılanda Allah’ın Emir ve Nehiylerine O’nun rızası için uyma sonucu meydana gelen sonuç kişilik olarak kullanılmaktadır. Hilkat yaratılış anlamındadır.

Ki belli bir keyfiyet, düzen üzerinedir Allah’ın sünnetinde. Ahlak ise, bilahare iktisab edilen değerlerin oluşturduğu sonuçtur. Ki kişide ve toplumda ‘Belirli Esaslar’a tümüyle uymakla elde edilir. İslâm Ahlâkı’ndan söz etmek için ise bütünüyle İslâm’a uymak ve bunu Allah’ı razı etmek için yapmak gereklidir. Bunun dışındaki ahlâk ise herhalde İslâm dışı bir ahlâktır ki, toplumumuzun dışındadır. Allah Peygamberimiz için “Ve sen büyük bir ahlâk üzerindesin”(1) buyurmaktadır. Peygamberimizin ise biz tümüyle Kur’an’da açıklanan tüm emir ve nehiyler üzerinde olduğunu biliyoruz. Bu demektir ki, ‘Büyük Ahlâk’, eşittir Kur’an’da açıklanan tüm emir ve nehiylerdir. Resulullah da bunların tümünün üzerinde bulunduğuna (hepsini uyguladığına) göre kişi olarak Büyük Ahlâk üzerinde bulunduğu gibi kurduğu toplum düzenini de Büyük Ahlâk üzerinde kurmuş bulunuyordu. Kişi ve toplumun Büyük Ahlâk üzerinde olması demek Kur’an’a göre Allah’ın emir ve nehiyleri üzerinde bulunması onlara uyması onları uygulaması demektir. “Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki: ‘Yavrum. Allah’a ortak koşma, çünkü ortak koşmak büyük bir zulümdür’ Biz insana ana-babasını tavsiye ettik. Bana ve ana-babana şükret…

Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin ve Bana yönelen kimsenin yoluna uy.. Yavrum namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına gelene sabret. Çünkü bunlar kesin işlerdendir… İnsanlara yanağını bükme (kibirli davranma) ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme, Zira Allah kendini beğenip övünen kimseyi sevmez. Yürüyüşünde tutumlu ol, sesini de kıs. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.” (2) “Rahman’ın kulları ki yeryüzünde mütevazı olarak yürürler, cahiller kendilerine laf atarlarsa ‘Selam’ derler. Onlar ki ‘Rabbimiz cehennemin azabını bizden öteye çevir, doğrusu onun azabı sürekli bir azabtır’ derler… Ve onlar ki harcadıkları zaman, ne israf (harama harcarlar) ederler, ne de cimrilik ederler, bu ikisinin arasında dengeli olur.

Ve onlar ki Allah ile beraber başka tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın haram ettiği canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa günahını bulur… Ancak tevbe edip inanan ve yararlı iş yapanlar, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere değiştirecektir. Kim tevbe eder ve faydalı iş yaparsa o makbul bir kimse olarak Allah’a döner. Onlar ki yalan şahidlik etmezler, boş lafa rastladıklarında vekâr ile geçip giderler. Ve onlar ki kendilerine Rabb’lerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.”(3) “Rabb’in yalnız kendisine tapmanızı ve ana-babaya iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi yahut her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara ‘öf!…’ deme, onları azarlama!. Onlara güzel söz söyle… Onlara acımadan dolayı, tevazu kanadını indir ve Ey Rabbim!… Bunlar beni küçükken nasıl yetiştirdilerse, Sen de bunlara acı de.

Eğer siz iyi kişiler olursanız… Akrabalığı olana, yoksula ve yolcuya hakkını ver, saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Ellerini boynuna bağlamış yapma, tamamen de açma, sonra kınanır, hasret içinde kalırsın. Fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin, Onları da sizi de biz besliyoruz. Onları öldürmek büyük günahtır. Zinaya yaklaşmayın, çünkü o açık bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur. Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. Kim zulmen öldürülürse, onun velisine yetki vermişizdir, öldürmede aşırı gitmesin.. Yetimin malına yaklaşmayın. Ahdi de yerine getirin, çünkü ahidden sorulacaktır.

Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam yapın, doğru terazi ile tartın… Bilmediğin birşeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan sorumludur. Yeryüzünde kabara kabara yürüme. Çünkü sen yeri yırtamazsın, boyca da dağlara erişemezsin! Bunların hepsi kötü olan, Rabbinin katında hoş görülmeyen şeylerdir”(4). “Çünkü namaz kötü ve iğrenç şeylerden vazgeçirir”(5). Hepsini değilse de bazılarını yukarıya iktibas ettiğimiz âyetlerden de kolayca anlaşılacağı gibi İslâm Ahlâkı ile ilgili öğütlerin tümü Allah’a sahih (ortak koşmadan) inanmaya ek olarak kaçınılması gereken kötü şeylerle (Münker), yapılması gerekli bulunan şeyler (Ma’ruf)’den oluşmaktadır. Bu ahlâkın oluşması için akletmek, âyetleri anlamak gerekmektedir. Ki gerekleri yerine getirilebilsin.

Ve gerçekten Allah’a kulluk edilebilsin. İnsanlar düşünebilsinler ki anlayabilip, uygulayabilsinler diye diğer yaratılmışlardan farklı bir özellikle, akıl ile mücehhez kılınarak yaratılmışlardır. Aklı devre dışı bırakmanız halinde diğer yaratılmışlardan farkınız kalmayacaktır. Nitekim Allah “Allah katında yeryüzündeki canlıların en kötüsü gerçeği akletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir”(6), “Yüryüzünde dolaşmıyorlar mı ki orada olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Ama yalnız gözler kör olmaz. Fakat göğüslerde olan kalbler de körlenir”(7), “Yoksa çoklarının söz dinlediklerini veya aklettiklerini mi sanırsın. Onlar, şüphesiz davarlar gibidir. Belki de daha sapık yolludurlar”(8), “Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun, ondan başkalarını VELİLER edinip de uymayın”(9), “Allah’ı bırakıp da kendilerine bir takım dostlar edinenler derler ki: Biz bunlara ancak, bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye tapıyoruz” (10), “Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine uyun!” dense, ‘Hayır!’ Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)’a uyarız!’ derler. Peki ama, ataları bir şey düşünmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (atalarının yoluna uyacaklar)?”(11). “Onların çoğu zanndan başka birşeye uymuyorlar.

Zann ise gerçekten birşey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah, onların ne yaptıklarını bilir”(12) buyurmaktadır. Düşünebilen insan (aklı olan ve akleden insan) Müslüman olabileceğine ve İslâm’dan sorumlu bulunacağına göre yukarıdaki ayetleri yeniden okuyup, düşününüz. İnsanlara akletmek, düşünmek ve doğruyu eğriden ayırt edip, eğriden uzaklaşmak ve doğruya yönelmek mi emrediliyor, yoksa düşünmeden Allah’tan başka veliler edinmek mi? O veliler ne derlerse doğru demiştir, hata bendedir diye düşünüp kabullenmek mi emredilmektedir? Sözü uzatmaya gerek yoktur. Kim Allah’ın dini İslâm’la dinlenmek, İslâm olmak istiyorsa yalnızca Allah’ı Veli edinmelidir, başkalarını değil. Allah’ın sözlerine kulak vermeli, Allah ne söylemişse Hak’tır diye itikad etmelidir, başkalarının sözlerine değil. Allah’tan başkalarının sözlerine ‘Hak’tır diye itikad edenler bilmelidirler ki o kimseyi Rabb edinmektedirler.

Allah da Kendisinden başkasını Rabb edinenlerin hesabını çabuk görücüdür. Ve O’nun azabı çok çetindir. Yeniden ellerinizin arasına alacağınız başınızı bir daha bir daha düşünmeye zorlayınız, hak nedir, bâtıl nedir pek kolay anlayacaksınız. Ve İslâm Ahlâkı ile mi ahlaklanacaksınız, yoksa Tasavvufi ahlâkla mı karar verecek ve ahirette de ona göre hesab vereceksiniz. Eğer ‘Din Gününün Sahibinin Allah olduğuna inanıyorsanız, Allah’ın dini ile dinleniniz. O’nun Ahlâkı ile ahlâklanınız diyoruz.   Kim hangi ahlâkı seçerse, ona göre yargılanacaktır. Rabbimizin dininin ahlâkı ile ahlâklanmayı öğütlüyoruz. (1) Kalem 68/4. (2) Lokman 31/13 îlâ 19. (3) Furkan 25/63 ilâ 73 (4) İsra 17/23 ilâ 38 (5) Ankebût 29/45 (6) Enfal 8/22 (7) Hacc 22/46 (8) Furkan 25/44 (9) A’raf 7/3 (10) Zümer 39/3 (11) Bakara 2/170 (12) Yunus 10/36 -.iktibasdergisi.