İNSAN İNANDIĞI GİBİ!..
"İnsan inandığı gibi" yaşayamayınca, yaşadığı veya yaşatıldığı gibi inanmaya başlar. Sözü malum!..
Hal böyle olunca yaşam tarzındaki birtakım değişiklikler kişiye hemen dinini değiştirmesi için bahane olur.
Yani artık kişi inandığı gibi değil yaşadığı gibi inanmamaktadır.
Kişi din değiştirmeyi kendisine adet haline getirip, sürekli değişim ihtiyacı hissediyorsa onun dürüstçe bir hayatı yoktur,
Tüm yaşamı dolandırıcılık, özümseme başkalarına benzeme içerisinde geçmek durumundadır.
Çünkü kendi inancına sadıklığı olmayan birinin dürüstlüğü ne olabilir ki?
Öyle birinin inandığı dinin İslam’da olması, Hıristiyan olması, Yahudi olması, laik olması, komünist olması, demokrat olması bir şey değiştirmez.
Çünkü onda herkese lazım olan erdemlilik ve ahlak mefhumu yoktur…
Bu iki kavram insan olan her bireyde olması zorunlu olan bir yaşam tarzıdır.
Bu iki mefhumdan yoksun olan birinin din veya düşüncesi bir şey ifade etmez.
Öyle bir tipte insan hak ve hukuklarına saygı her şeyden önce kendisinde hürmete şayan bir belirti yoktur.
Öyle birinin kimliğinde İslam yazıyor olması ondaki lekeyi temizlemediği gibi onu İslam da kılmaz.
İslamın kendisine has yaşam kuralları vardır…
Bu kurallar bir insan ürünü değil tamamen ilahi(vahiy) menşelidir.
O çerçevenin içerisine giren her birey onun kurallarına uymak yerine getirmek zorundadır.
Mensubu olduğu her hangi bir inancın veya düşüncenin değerlerini kendi hesabına göre tüketemez, tükettiğinde ise iter istemez karşılık bulacaktır.
Bir kısım insanlar aklın gücünü yaratıcıdan daha çağdaş ve üstün görerek kendi istek ve düşüncelerini ön plana çıkarmaya çalışır.
Sergilediği yaşama her hangi bir standart getirmeden kimi yerlerde yaratıcının isteklerine göre,
Kimi yerlerde kendi Kafsına göre,
Kimi yerlerde ise mensubu bulunduğu gurubun yönlendirmelerine göre bir yaşam çizer.
Bir kısım insanlar ise beceriksizliklerinden dolayı başarılı olamazlar bu sefer her dinden, her düşünceden sentezler oluşturarak bir harman yaparlar.
Birde yaşamı sadece dünyalıktan ibaret zannedenler yaratıcının ilke ve kurallarını gerici, yobaz, çağdışı olarak kabul ederler.
Hâsılı kelam "Dürüstlük her insanın vazgeçilmez inansın veya inanmasın temel bir karakteri olmalıdır."
Çünkü dürüstlükten verilecek en ufak bir taviz,
Gözle görülmeyen küçük bir mikrop nasıl ki iri bir vücudu kemirip bitirebiliyorsa,
Sürekli değişim için verilen her taviz insanın haysiyet ve onurunu bitirecektir.
"Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır. (Al-i İmran:85)"
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
