Yasin Aydoğan
Halk dilinde çelişkileri, uyumsuzlukları, uygunsuzlukları, ğayrimütenasip şeyleri kısa ve özlü anlatan başkaca deyimler de vardır.
Kişinin sahip olduğu rengi her daim, her zeminde, her zamanda yaşa-t-ması, yaşa-t-maya çalışması, onun tutarlı oluşunun bir göstergesidir. Böyle iradeli bir duruşa sahip olmak takdire şayandır. Velev ki bizimle aynı düşünmesin, aynı yerde olmasın-durmasın. Bu açıdan bakıldığında, ilkeli bir düşmanı, ahmak-hain bir dosta (!) tercih etmek son derece bir doğru bir tercih olur-olacaktır.
İradesini doğru kullanamayan-kullanmayan ahmak bir dosttansa, arkadan vurmayacak, hançerlemeyecek bir mert düşman, çok daha tercihe müstehakdır.
Yaşadığımız dünyada, siyasi alanda bu bahis mevzu husus çokça karşımıza çıkmaktadır-çıkabiliyor.
İddiası, inancı, savundukları, dava edindiği değerler, talepleri, idealleri, hedefleri sizinle aynı (kalpleri bilemeyiz ki zahirde böyle) fakat bir noktaya gelince bakıyorsunuz iddia, inanç, talepler, idealler, hedefler yer ile yeksan olmuş.
Durduğu yer hasımların yanı, düşmanların safı, hainlerin kampı.
Deriz ya! “Evliliğin talakı vardır, ancak kardeşliğin asla!”.
İnsan aynı yolu yürüdüğü kardeşlerini, ne pahasına olursa olsun satmamalı, ihanet etmemeli, yıkmak-yok etmek için çalışmamalı.
Yürünen yolda ahdetmek, ahidleşmek, sadık olmak, vefa göstermek bir iman borcudur. Görüşlerimiz, tercihlerimiz, kanaatlerimiz, seçimlerimiz, kararlarımız, stratejik adımlarımız, plan-proje hususunda ortaya koyduğumuz farklılıklarımız asla bizi hainlerin, hasımların safında yer tutmaya sevk edemez-etmemelidir.
Yolda şerit değiştirebiliriz, aynı şeritte yol almayacağımızı açık yüreklilikle ifade edebiliriz, ama yarışta olduğumuzu unutmayalım, yoldan çıkarmaya çalışmayalım, çelme takmayalım, beddua etmeyelim, hased etmeyelim, yok olması için çabalamayalım. Bizim varlığımıza kasdeden, inanç değerlerimizle kıyasıya mücadele eden küfür ehliyle aynı resim karesinde pozlar vermeyelim, şahsi menfaatlerimizi değil, İslam kaynaklı imani değerlerimizin maslahatını önceleyelim. Aynı ilke-ülküye inanmışlar olarak yardımlaşalım, selamlaşalım, ziyaretleşelim, dua edelim, destek olalım, yapıcı şefkat-merhamet içeren eleştiriler yapalım.
İşte iradeli duruş budur.