“İNTİHAR DEĞİL, CİNAYET...“

Van'da son 1 hafta içinde üst üste kadın intihar haberlerinin gelmesi dikkat çekmeye başladı. 18, 23 ve 55 yaşlarında olan 3 kadının neden intihar ettiği ile ilgili kafaları karıştıran birçok soru olmasına rağmen, sosyal, toplumsal, psi

VAN 31.03.2015 10:37:39 0
“İNTİHAR DEĞİL, CİNAYET...“
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Haber: Umut TARHAN / Adil HARMANCI

Van'da son bir hafta içinde meydana gelen 3 kadın intiharı dikkatleri bu tarafa çekti.

1. İNTİHAR

İlk olay geçtiğimiz hafta içinde Van'ın Çaldıran ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre 16 yaşındayken evlendirilen ve şiddet gördüğü için 6 ay boyunca sığınma evinde kalan 18 yaşındaki N.S. gecea vakti silahla intihar ederek hayatına son verdi. 2 yıl önce 16 yaşındayken evlendirilen ve imam nikahlı eşiyle 1 yıl yaşayan N.S'nin., şiddet gördüğü için 6 ay boyunca kadın sığınma evinde kaldığı, bir süre önce de ailesinin yanına döndüğü kaydedildi. N.S. gece vakti evdeki silahla kafasına ateş ederek intihar etti.

2. İNTİHAR

Van'da ikinci intihar vakası da birkaç gün önce Van-Erciş yolu üzerinde bulunan Atmaca Mahallesinde meydana geldi. M.H. (55) isimli kadının kendini iple asarak intihar ettiği kaydedildi. Jandarma olay yerine giderek incelemelerine başlarken, kadının cesedi, otopsi için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezine kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

3. İNTİHAR

Van'da dün meydana gelen ve son 1 hafta içindeki 3. intihar vakasında da yine bir kadının kendini iple astığı belirtildi. İpekyolu ilçesine bağlı Bostaniçi Mahallesindeki su deposu yanında meydana gelen olayda E.A. (23) isimli kadının kendini iple astığı bilgisini alan polis, olay yerine giderek incelemelerde bulundu. Kadının cesedi, otopsi için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezine kaldırıldı.

Van'da son 1 hafta içinde meydana gelen kadın intiharları dikkat çekmeye başladı.

KADINLARDAN SUÇ DUYURUSU

Van'da meydana gelen intihar vakaları kentteki kadın derneklerini de harekete geçirdi. Van Kadın Derneği (VAKAD) ile Yaka Kadın Kooperatifi (YAKAKOOP) üyesi bir grup kadın Van Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaparak, geçtiğimiz hafta içinde intihar eden N.S. için de suç duyurusunda bulundular.

Kadın Dernekleri tarafından yapılan ortak açıklamada; "Katledilmeden, kendi yaşamımıza son vermeden, tacizsiz, tecavüzsüz bir günümüz geçmiyor. Kader deniliyor ama erken yaşta evlendirilmemiz, evde, okulda, cezaevinde, sokakta, işyerinde kısaca kamusal ve özel alanlarımızın hepsinde şiddet görmemiz kader değil. Geçen hafta intihar eden N.S. 16 yaşında zorla evlendirildi, bir süre devletin kurumlarından birinde kaldı. 18 yaşına basar basmaz ailesi tarafından geri alındı. O artık aramızda değil. Zaten yaşadığı sürece de hayatta olmamıştı. N.S'ye onun hayal ettiği yaşam verilmemişti. Ona başarılı, bağımsız, kendi kaderini kendisinin tayin edebileceği bir hayat sunulmadı. Ailesi, çevresi ve yaşadığı devletin el birliği ile daha 18 yaşındayken intihar seçtirildi. N.S'nin ölümüne sebep olan o silahın tetiğini N.S. çekmedi. O silahta herkesin parmak izi var. O tetiği, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete sessiz kalan bu toplumun tamamı, kadına yönelik ayrımcılığı pekiştiren devlet, kadınlara karşı suç işleyenleri cezalandırmayan devlet, kutsanan ancak kutsallık dışında içinde her türlü kötülüğü barındıran aile kurumu çekti. O tetiği bu toplum ve bu devlet çekti." ifadelerine yer verildi.

"İNTİHAR DEĞİL, CİNAYET..."

Açıklamanın devamında ise şöyle denildi; "N.S. 16 yaşında yani henüz çocukken ailesi tarafından zorla evlendirildi. Kocası tarafından her gün şiddete maruz kaldı. Kaç kez ailesinin yanına giderek şiddet gördüğünü ve bu evliliği sürdürmek istemediğini belirtti. Ancak ailesi ona "Sen artık evlisin, o senin kocan. İdare etmelisin, geçinmelisin" diyince jandarmaya gitti. Bir süre yaşının küçüklüğü sebebi ile devletin kurumlarında kaldı. 18 yaşına geldiğinde ailesinin isteği üzerine tekrar ailesinin yanına gitti. Ancak ailesinin ve çevresinin baskıları onu ölüme gönderdi. Bu bir intihar değildir. Bu aile, koca , toplum ve devlet işbirliği ile planlı bir cinayettir."

"ADALET KADINLARIN ALEYHİNE KARAR VERİYOR"

Açıklamada adaletin kadınların aleyhine karar aldığını da iddia eden kadınlar; "Adalet kurumu yıllardır kadınların aleyhine çalıştı. Biliyoruz ki bu adalet sarayı erkek egemen, biliyoruz ki bu adalet sarayı erkekler için adaleti savunuyor, biliyoruz ki bu saray ne kadınların, ne eşcinsellerin ne de yoksulların yanında. Çok yakın zamanda gördük ki bu adalet saraylarından biri, kendisine tecavüz eden ve sonra da tehditlerine maruz kaldığı kişiyi öldüren Nevin Yıldırım'a müebbet cezası verdi. Ancak biz bu adalet sarayı denen yerlerde kadınları canavarca öldürenlerin, kadınlara tecavüz edenlerin, çocukları istismar edenlerin cezasız kaldıklarını gördük. Ama yine de biz bu mekanizmayı deneyeceğiz. Belki bu sefer bu adalet sarayı denen yerde bir kadını ölüme sürükleyenler ceza alır diye umut ederek suç duyurusunda bulunacağız." diyerek açıklamaya son verdi.

Açıklama ardından kadınlar, N.S'nin ölümünde payı olduğu gerekçesiyle aile, koca, muhtar, imam ile Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

ÖZGÖKÇE: "GELİNLİKLE ÇIKAR KEFENLE GELİRSİN" SÖYLEMİ HALA YAYGIN

VAKAD Aktivisti Zozan Özgökçe de intihar vakalarını gazetemize değerlendirdi. Özgökçe şunları söyledi; "Kadın intiharlarını diğer intiharlarda ayıran bir kaç farklı sebep var. Genç erkek intiharlarının da altında çok farklı sebepler olabiliyor. Eşcinsellik gibi. Ekonomik buhran, psikolojik sebeplerden çok biz kadın örgütleri bu tarz intiharların sebeplerine daha çok yoğunlaşmış durumdayız. Yani daha çok görülen sosyal ve toplumsal sebeplere dayalı intiharlar diyebiliriz. Cinsiyete dayalı roller kadınların da erkeklerin de hayatını alt üst etmektedir. Örneğin N.S.'nin intiharının altında direk toplumun kadınlara biçtiği roller yatmaktadır. N.S. çok yoksul bir aileden gelmektedir. Aile henüz küçük yaşta olan N.S'yi zorla sırf kız çocuğu olduğu için ve eve yük olmasın diye zorla evlendirmiştir. N.S.'nin önüne evlilikten başka bir seçenek konmamıştır. İşte bu kadınlara toplumsal olarak yüklenen bir roldür. Toplumun geniş bir bölümüne göre kadın; evlenmek, çocuk yapmak, ev işleri yapmak için vardır. Ayrıca yine topluma göre kadın itaatkar,
sessiz, kocanın ve ailesinin sözünden çıkmayan, ailenin tüm bireylerine hizmette kusur etmeyen, namuslu, fedakar olacak. Bu rollerden dolayı kadınlar aile içine hapsedilmektedirler. Hele bir de erken yaşta zorla evlendirmişse aile içi şiddet çok yoğunlaşmaktadır. Aile içi şiddet yaşayan kadın ailesinden destek alamaktadır. Çünkü hala 'gelinlikle çıkar kefeninle gelirsin' söylemi yaygındır. 
Bu durumda kadınlar intiharı seçebilmektedirler. Neler yapılmalı? Öncelikle bahsettiğim kadının toplumsal rollerine dair algı değişmeli. Eğitim sisteminden tutun, çocukların aile içinde büyütülüş şekline, medyada yer alan programların içeriğine kadar değişmelidir. Kadınlar bireydir ve sadece onlardan beklenen rollerin taşıyıcısı değillerdir. Bir kadın evlenmeyi seçmeyebilir, anne olmayabilir. Ayrıca kadınlar eğitim haklarından da bu roller sebebi ile mahrum kalmaktadırlar. Kız çocuklarının okula gönderilmemelerinin en büyük sebebi ne de olsa evlenip evinde oturacak, okumasına gerek yoktur algısı sebebi iledir. Bu algının değişmesi için tüm toplumun bilinçlenmesi gerekmektedir. Tabi bir de hükümet politikaları ile yargı sistemi de bu algının değişmesinde önemli bir rol oynamalıdır. Hükümet politikalarının kadınları güçlendirici bir etkisi olmalıdır, yargı da bu algıyı besleyen suçlara karşı aciilen ağır cezayi işlemler uygulamalıdır. Ancak böyle biz kadınlar için yol alınabilir. Kadın intiharları ve cinayetleri engellenebilir."