İnsanları Uyarmak mı Sessiz Kalmak mı?

Mevlüt Hönül

VAN 22.10.2013 11:07:19 0
İnsanları Uyarmak mı Sessiz Kalmak mı?
Tarih: 01.01.0001 00:00

Allah’ın kendini İslam kabul edenlere verdiği isim.

‘’İnsanları Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve «Ben Müslümanlardanım» diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?(Fussilet-33)

Şia, sünni, vahhabi, mutezile, selefi, tarikatçı nurcu, süleymancı vs vs kimlikler. Üst kimliğin yanında değersiz ve anlamsız kalır. Bu hakikate rağmen halen birileri alt kimlik ile övünmekte ve hakikatin kaynağından uzak yaşamakta ısrar etmektedirler.

Kur’an’da anlatılan Allah Resulü Muhammed (s.a.a) emekçi, beşer, baba, arkadaş, âlemlere rahmet, üstün ahlak timsali. Tevhit dininin Peygamberi, her daim dine karşı din anlayışı sunan egemen sınıflara karşı mazlumların safında yer alan onurlu duruşu ile açlığı, sefaleti, zulmü, sürgünü yaşayan rehber iken.

Hayatı boyunca zulme, ahlaksızlığa, talana, dine karşı din sunan şarlatanlara karşı, Tevhit ve İnsan düşmanı olan Tağutlara karşı İnkılabi metodu. Mazlumları susturan zulmeden tabakaya karşı direnişi bizlere miras bıraktığı onurlu yaşam ilkelerini hayata aktarmadıkça peygamberi anlamak yerine anmak merasimlerine devam edeceğiz.

Bugün yaşamları ile Karunu aratmayan sözde Din! Temsilcisi olduklarını iddia eden beyefendiler zulme seyirci, mazluma uzak, yoksuldan bi haber, Kuran’ı mehcur bırakan anlayışları ile takke ve cüppelerinin altında taşıdıkları Şeytanları ile İnsanları tağutperestliğin esas inanç sitemi olan Şirke sürüklemektedirler.

Aşikâr olan Tağuti anlayışlar ile mücadele etmek İnananlar ve Kur’anın dinine uyanlar için çokta zor değildir. Lakin Tevhit adı altında faaliyet yürüttüklerini iddia eden gizli Şirk sahipleri ile mücadele etmek, uyarmak Allah’ın kelamına davet etmek oldukça zor ve meşşaketli bir yoldur.

Bu davet esnasında sapkın ve benzeri isimlendirmeler ile karalama. Şirk dininin müntesiplerinin başlıca görevidir. Kendilerinden başka herkesi yanlış görenler kendi yanlışlarını ne zaman idrak edecekler Yanlışlarının bir kısmına sadece değinelim?

Allah’ı unutup, gavs, kutup, evsad, ricalul gayb ve Şeyhleri hatırlama gayretinde olanlar. Allah’ın yardımından umut kesmiş olacaklar ki! Gavs dediklerinde hemen yardım elinin uzanacağına inanmakla Allah’ı ne kadar hatırladıklarını ortaya koymaktadırlar. Allah’ın ete kemiğe büründüğünü, falanın suretinde göründüğünü söyleyen sapkın şebeke başkanı Cüppeli efendiye onay verelim mi?

Allah azze ve celleyi kadın kılığına sokup, Şemsleri ile oynaştıracak kadar ileri giden sapkın taifenin anlatımlarına. Ariflerin menkıbelerine, müstehcen misallerine onay verelim mi?

Adnan oktarın mehdiliğine! İşi gücü kadınlara sarkıntılık etmek iken iman edelim mi?

Kıbrısi sapığının kendi kendine uydurduğu sapkın ayinlere, kadın erkek karışık yogi seanslarına, Kur’an ayetleri eşliğinde oynamalara, nostradamusu sollayan kahinliklerine evet diyelim mi?

Cüppeli şarlatanını Hüccet kabul ederek. Rabıta esnasında hayal ederek cimada bulunalım mı adabı Nakşibendî eserinde mevcuttur. Mahmud efendinin ruhunu kabzetmeye gelen Ölüm meleğini geri gönderdiğini onay verelim mi?

Yada Bayram Ali efendilerinin Allah Muhammed’dir=Muhammed Allah’tır demesini kabul edelim mi?

Müminler için kılı kıpırdamayan, Yahudiler için salya sümük ağlayan. Dinler arası diyalog safsatası ile ‘’Muhammed’en Resulullah Olmasa da’’ diyen. İsrail domuzlarından izin alınması gerektiğini söyleyen Hikmet! ehli Milliyetçiliği empoze edene de doğru söylüyor efendim diyelim mi?

Menzil efendilerinin Çöreklerini kutsayarak, yüzlerini hatırlayarak Allah’a ulaşmayı kabul edelim mi? Halatları düğümleyerek binlerin halatlardan tutarak tevbe almalarına. Vaftiz etmelerine. Allah’ın eli onların elini üstündedir Ayetini kendilerine yormalarına. Rıdvan Beyatının onlara yapılmasına onay verelim mi?

Faizi meşru gören dini imanı para olan Süleymancılara biat edelim mi?

Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığını kendilerine din edinen. Din anlayışlarına onay verelim mi?
Halis inancın Özünün Kur’an olduğunu hatırlatalım mı? Yoksa susalım mı?

Dost görünümlü bir düşman olan, Takva ve Tevhit kılığına bürünen Şirk ehli ile mücadele etmek çok ama çok zordur. İmam Ali’nin mağlup olmasında en büyük etken bukalemun misali olan anlayış idi. İnsanları Allah adı ile aldatma idi.

Şunu belleğimize iyice kazıyalım. Şirk dininden bahsettiğimizde, aklımıza geçmişte var olan tapınma şekilleri olan Putlar gelmemeli. İbrahim (a.s) Musa (a.s) Muhammed (s.a.a) bunlar ile mücadele etti kökünü kazıdı dememeliyiz. Lakin şirkin her türlüsü yaşadığımız asırda en üst seviyede devam etmektedir. Bunu yapanların en büyük silahı ise Tevhit ve Takva elbisesi görünümlü kuzu postuna bürünmüş kurt misalidir.

Şirk inancı Allah resulü döneminde açık ve net idi.O asrın müşrikleri,münafıkları, zalimleri yaptıklarını aşikâr bir biçimde ortaya koyuyor ve söylüyorlardı.Allah resulü dost ve düşmanlarını tanımakta zorluk çekmemekteydi.Allah resulünün muvaffak olmasında en büyük sebep öncelikle İnandığı gibi yaşaması ve Hakkı ortaya koyması idi.

Örtülü şirkleri yayan ve yaşatanlar ile mücadele esnasında şu hakikati göz ardı etmediğimizi belirtmek isterim.Şimdi birileri bize hemen sizin başka işiniz yokmu bu kadar kâfir dururken neden İsmi Müslüman! Olanlara sataşıyorsunuz diyebilir.

Bunu diyenlere cevabımız açıktır. ‘’Din yalnızca Allah’ın oluncaya dek onlar ile savaşın’’ Onların kimler olduğu ortaya koymuş oldukları Şirkleri ile aşikârdır. Bunların İslam’ın berraklığına verdikleri zarar bugün elkaide nusra ve benzeri terör örgütlerinin oluşumunda en büyük etkendir. Dini kaynağından öğrenmeyenler bir şeyler öğrendikleri zannı ile din adı altında en büyük tahrifatı yapan robotlara dönüşürler.


İnsanların kalplerini/vicdanlarını sorgulamaları. Farkında oldukları veya olmadıkları Şirklerinden tevbe ederek Allah’ın emirlerinin kaynağı Kur’ana dönmeleri için kimi veya neyi beklemektedirler.

Herkes İnancında özgürdür. Lakin Müslüman adı taşıyanlar İnançlarında Kur'an/Sünnet çizgisinde özgürdürler bunların çizgisi aşıldığında mahkûmdurlar...