İNSAN'IN KENDİSİNİ MUHASEBE ETMESİ GEREKEN BİR YAZI

Kötülük, hayâsızlık yapmamızı isteyen ve bizi fakirlikle korkutan şeytan, rızık korkusuyla kıstırılmış, şantajlarla susturulmuş ve uyuşturulmuş insan.

VAN 21.02.2015 13:12:41 0
İNSAN
Tarih: 01.01.0001 00:00
  

İNSAN’IN VE SİYASETİN ŞEYTANİLEŞME HALİ

Seçim sürecine girerken siyaset, seçmen ve siyasetçi ile ilgili konuşulacak ve yazılacak çok şeyin olduğunu düşünerek bu yazıyı kaleme almak istedim.

Siyaset güncel sözlükte: Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış manasına gelmektedir.

Siyasetin kısaca bir toplumu yönetme, idare etme sanatı olduğunu okuyanlar yukarıdaki tanıma da bakarak anlamıştır. Siyasetin tanımı böyleyken, bizde daha başka başka anlaşılmaktadır.

Peki, nasıl anlaşılmaktadır? Başta yalan olmak üzere birçok kötü manada dillendirilmektedir halk tarafından. Aslında kötü olan siyaset değil siyaseti bu hale getiren yani siyaset yapanlardır.

Bütün siyasileri aynı kefeye koymak doğrumu, tabii ki hayır; Elbette onurlu işini hakkıyla yapanlarda var. O zaman sormak lazım bu kadar anlaşılır olan siyaset neden bu hale geldi?

Aslında işin özü sorunu kendimizde görmemek ve başkasına havale etmekten kaynaklanıyor.  İyiliklerin ve hayrın Allah’tan, kötülüklerin bizim kendi ellerimizle yaptığımızdan dolayı başımıza geldiğini düşünmek istemiyoruz. Şeytan’a uymanın faturasını ağır ödüyoruz, ödetiyoruz, ödetiyorlar.  Siyasetin ve insanın şeytanlaşma hali nasıl başladı dersek belki yerinde bir ifadede bulunmuş oluruz.

 O kadar çok kirlenen ve kirletilen bir duruma düşürüldük ki kimin ak kimin kara olduğunu ayırt etmek neredeyse mümkün görünmüyor. Öyle ki yanlış ile doğruyu, iyi ile kötüyü, helal ile haramı anlamakta çok ama çok zorlanıyoruz.

Kendisine Müslüman diyen ve Kur’an okuyan insanlar da bilir ki şeytanın insana ne tür kötülükler öğrettiğini ve yanlış yolu süslü gösterdiğini. Şimdi beraber gelin elimizi dürüstçe vicdanımıza koyalım şeytan ile şeytanlaşan insanlar arasındaki benzerliği ön yargısız anlamaya çalışalım.  Şeytan ile insanı ortak noktalarda buluşturan sebepler nelerdir ve insanoğlu bunun zeminini nasıl hazırlamaktadır birlikte anlamaya çalışalım.

Haramın yenmesini, haksız kazanç elde edilmesini emreden ve öneren şeytan, ihaleye fesat karıştırarak harfiyen uygulayan insan; İlimiz de ve ülkemizde örnekleri çok.

Kötülük, hayâsızlık yapmamızı isteyen ve bizi fakirlikle korkutan şeytan, rızık korkusuyla kıstırılmış, şantajlarla susturulmuş ve uyuşturulmuş insan.

Bizi kuruntulara düşüren, Allah’ın yarattıklarını değiştirmeyi emreden şeytan, birbirinden nefret ederek kuyusunu kazan ve bozgunculuk yapan insan.

Bizleri kandırmak için bizlere yaldızlı sözler fısıldayan şeytan, başta seçim zamanları olmak üzere her türlü yalan ve fırıldaklığın içinde yer alan insan ve bazı(siyasetçiler).

Bize vesvese verip, kışkırtıp, kafa bulandıran şeytan, gizli kasetler şantajlar, montajlar ve Müslüman görünümlü münafıklık yapan insan.

Yaptığımız iyiliklerimizle, amellerimizle bizi şımartan şeytan, yaptığı iyiliği başa kalkan ve yapmadıklarını anlatan insan ve (siyasetçiler).

Bizi azdıran şeytan, yetersiz ve yönetemeyen idareciler yüzünden her türlü azgınlık ve sapkınlık yapan ve zemin hazırlayan insan.

İçki/uyuşturucu ve kumarla, aramıza düşmanlık ve kin sokmak isteyen şeytan, her türlü kaçakçılığı yapan, kentini uyuşturucu güzergâhı yapan, binlerce madde bağımlısı körpecik çocuğu bataklığa iten ölüme terk eden ve baronları bilindiği halde keyif çatarken taşıyıcıları yakalayan, yakalatan bunun için hiçbir düzenleme yapmayan ama çok konuşan bizi yöneten insan.

Allah’ı anmaktan, namazdan ve iyiliğe destekten bizi geri durdurmak isteyen şeytan, kendisine Müslüman diyen, dürüst diyen, ama ezilmişin yanında yer almayan, haksızlığı dile getirmeyen, yapılan her türlü zulme seyirci kalan, yaşadığı şehirde birçok dolabın dönmesini görmek istemeyen, aşırı siyasallaşan ve bu nedenle seçimde bile sağlıklı karar veremeyen, vahyin hayata ve sokağa müdahalesine razı olmayan, sonra kendi başına vuran yine insan.

  İşte bu benzerlik ve özellikleri ile şeytanı aratmayan şeytan ile ortaklık yapan, insan şeytanların bu toplumu ne hale getirdiği ortada. Gücü ve sermayeyi elinde bulunduranların kendilerinden başka kimselere dolaylı ve endirekt yollarla yaşam hakkı tanımadığı günümüz dünyasında, her türlü ötekileştirmenin, ırkçılığın, ayrıştırmanın yapıldığı, Allah’tan, haktan bahsedildiğinde nefret duygularının yeşerdiği, ama ihaleden, paradan, palavradan bahsedildiğinde desteklerin verildiği bir ortama nasıl sürüklendiğimizi sorgulamamız lazım.

Unutmayalım ki ilk ırkçılığı, ayrışmayı, bölücülüğü, kamplaşmayı, şeytan beni ateşten diğerlerini çamurdan, balçıktan yarattın diyerek yapmıştır. Kendisinin başka yaratılmışlardan üstün olduğunu böbürlenerek kibirlenerek yapmıştır.

Şimdi insanoğlu şeytanın yaptığının daha azılısını yapıyor.  Demem odur ki böylesi şeytan çarpması pisliklere bulaşırsak başımıza geleceklere de hazır olalım.

Eğer biz hak etmediğimiz makamlara talip olursak, adaylığın verilmeyeceğini bildiğimiz halde aday adaylığı için müracaatta bulunmamızı sorgulamamız gerekmez mi?  Neden aday adayı olunduğunun sebeplerini biliyoruz maalesef. Kimimiz, makamı korumak için, kimimiz terfi etmek için, kimimizde ihaleyi kapmak ve fesat karıştırmak için yerelde ve genelde iktidar olanlara yaranmanın ayak oyunlarını çevirmekten vazgeçmeliyiz.  Bu yanlış tutum ve davranışlar ile insanlığa çok zararlar verdik kazdığımız bu kötü kuyulara yarın kendi çocuklarımız,  sevdiklerimiz, yakınlarımız düşecektir çoğunun düştüğü gibi biz sadece görmek istemiyoruz yaptıklarımızla bataklığa hizmet ettiğimizi öğrenmeliyiz artık.

Yukarıda bahsettiğim kötülüklere bulaşırsak, şeytan o kişiyi kontrolü altına almış olur. O kişi o zaman: Allah’a karşı gelir, hayâsızlık eder, edepsizlik yapar, tam anlamıyla kötüleşmiş olur.

Haksız kazanç peşinde koşar, bilmediği şeyleri konuşur, hiç bir şey bilmeden basın mensubu olur ve mesleğini şantaj amaçlı kullanır. Muhabirlikten muhbirliğe dönüşür, kendisine yer edinmek için başkasını merdiven olarak kullanmaya çalışır ve hedef gösterir. Fakirlikten, fakir düşmekten korkar, savurganlaşır, kuruntulu davranır, şımarıklık yapar, kışkırtılmış azgın bir hale gelir.

Böylesi bir insan, aldanmıştır, azmıştır, çevresiyle arası bozulmuştur, dönektir, bilgilenmeye ve aydınlanmaya kapalıdır her şeyi bildiğini zanneder.

Yakın zaman sonra yapılacak seçimlerde umut ediyorum ki kimse bir başkasının hakkında dedikodu yapmaz, arkasında kuyusunu kazmaz başkalarını merdiven olarak kullanmaz ve kendi liyakatiyle hedefe ulaşır. Umarım siyasi partilerde liyakate özen gösterir, görevi ehline verir.

Van için konuşursak bütün partilerde aday adaylığı sayısının muhtemelen 250’ye yakın müracaatın olacağı görünüyor. Bazen insan sormadan edemiyor. Bu kadar bizi yönetmeye talip insanın olduğunu görmek ve aday adaylarının en yetenekli ve kabiliyetli insanın kendileri olduğunu doğal olarak söylemesi,  dolayısı ile kendilerine yer verilmesi gerektiğini öne sürmeleri sizce de düşündürücü değil mi. Aklımıza ilk gelen şey şu, bu kadar yetenekli insanımız yöneticimiz var da biz neden il olarak gelişmişlikte, sporda, eğitimde, ekonomide vs. hep son sıralarda sürünüyoruz.

Şuana kadar Van ilinde siyaset yapan gerek belediye başkanı gerekse milletvekillerinden kaçı Van’da yaşıyor? Ticaret yapıyor? Seçimden seçime Van’ı hatırlayan insanlara yer verilirse partiler bu kente ve insanına yazık edeceklerini bilmeleri gerekir. Bir iki siyasetçi hariç giden gelmiyor acep ne iştir türküsüne uymuş bulunmaktalar bizim seçip Ankara’ya gönderdiğimiz siyasetçiler.  Zaten yükünü alan bir daha bu ile geri dönmedi aksine sırtını döndü. Halkın da kararını buna göre vermesi değil mi sizce?.

Ayrıca yaptığım araştırmaya göre bütün partilerin üzerinde durduğu en önemli konu adaylık verilecek insanlarda aranacak özelliklerin başında ileride partilerin sıkıntıya düştüğünde partisini satmayacak insanlardan oluşan takım ruhunun hâkim olması yönünde bir anlayış sergilenecek.

Bu nedenle sıkça parti değiştiren hedefe varmak için her yol mubahtır kurnazlığını yapmaya çalışanlar önemli taramalardan geçerek değerlendirilecek.

İnşallah insanlığa ihanet etmeyen ırkçılık, şantajlık, hırsızlık, yolsuzluk yapmayan, liyakat sahibi işinin ehli olanlar insanlığı yönetir

Bu nedenle gücün sözüne değil sözün gücüne güçlünün değil adaletin gücüne tabii olalım, hakim kılalım.