“İdari personel baskı altında“

Eğitim-Sen Van Şubesi Üyeleri ve Eğitim – Sen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Temsilciliği ortak bir açıklama yaparak; 'Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde (YYÜ) personele yönelik hak gaspları, ayrımcılık, baskı, sindirme, sözlü hakaret ve

VAN 3.03.2015 19:16:22 0
“İdari personel baskı altında“
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Haber: Fazıl ERÜŞ

Van Yüzün Yıl Üniversitesi’nde (YYÜ) personele yönelik hak ihaleleri iddiası nedeniyle Eğitim-Sen Van Şubesi Üyeleri ve Eğitim – Sen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Temsilciliği ortak bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Temsilci üyesi Cevdet Abiş, "Bu uygulamaları ve bunu yapan sözde akademisyenleri, bu zihniyeti yaşatan yönetimin uygulamalarını ve yaklaşımlarını kınıyoruz” dedi.

"HAK GASPLARIYLA YÜZ YÜZEYİZ"

YYÜ’de hiçbir hukuka ve insanlığa sığmayan olayların yaşandığını iddia eden Abiş, şunları söyledi:

“Uzun zamandır genel olarak tüm kamu çalışanlarına, özelde de Yüzüncü Yıl Üniversitesinde çalışan personele yönelik hak gaspları, ayrımcılık, baskı, sindirme ve hatta sözlü hakaret ve uygulamaların son aylarda artık kabul edilemez düzeye gelmesi sözkonusudur. AKP hükümetinin genel politikası çerçevesinde çalışma yaşamımız zorlaştırılmakta ve her geçen gün hak gasplarıyla yüz yüze kalmaktayız. Bu da yetmezmiş gibi aynı anlayışlarla ve politikayla yönetilen YYÜ’de de farklı boyutlarla karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu yapılanlara karşın Rektörlük, Genel Sekreterlik ve Dekanlarla görüşmelerimize rağmen sorunların giderilmesi yerine üstü örtülerek, her gün başka bir birimde benzer olay ve uygulamalar yaşanmaktadır. Servis sorunundan yemekhane sorununa, hiçbir idari amir yetkisi olmayan akademik personelin idari personeli  aşağılayan, küçümseyen yaklaşımlarına kadar hiçbir hukuka ve insanlığa sığmayan olaylar gelişmektedir. Servislerde araçların kapasitesinin çok çok üstünde personel bindirilerek taşınmaktadır. 40-45 kişilik araçlarda iki katı personel taşınmaktadır. Birçok birimde yaşanan ancak; yöneticilerin 'yerini değiştiririz, ilçeye göndeririz, sus yoksa daha fazla sorun yaşarsın' gibi söylemlerle personelin şikâyetçi olması yönünde baskılar yapıldığı birçok üyemizce dile getirilmiş ve uygulanan mobingle müdahale etmemiz engellenmiştir. Kısacası ölümü gösterip sıtmaya razı ettirmektedirler.”

BASINLA PAYLAŞTI

Yaşandığı iddia edilen bazı olayları basına açıklayan Abiş, şu ifadeleri kullandı:

“Son 3-4 ay içinde üç birimde yaşanan benzer olaylar olmuştur. İdari personelin görev alanı yasalarla belli olmasına rağmen, aşırı birçok iş verilmekte ayrıca üniversitede akademik personelin özel işlerinin de yaptırılmak istenmesi kabul edilir değildir. Yapmak istemeyen, itiraz eden personele de ilgililerin hakaret küfür ve hatta fiziki müdahaleye yeltenmeye kadar girişimleri olmuştur. Bu konularda elimizde hangi akademik personelin kime ne dediğine kadar bilgiler mevcuttur."

“SINIF FARKI YARATILMAKTADIR”

Abiş, “Başkalarını da devreye sokarak daha fazla mobing uygulayarak şikayetler geri çektiriliyor. Mağduru sahiplenme yerine suçlu sahiplenilerek bu insanlık dışı davranışı yapanların cüreti artırıldığı için her gün başka bir yerde benzer yaklaşımlar yaşanmaktadır. Bu da tamamıyla sınıf ayrımcılığıdır, köleleştirmedir. Bilimin ve eşitliğin en üst düzeyde olması gereken üniversitemizde hala işçi, idari, akademikler olarak bir ayrıştırmaya gidilmekte, sınıf farkı yaratılmaktadır. Üniversite Yönetimini de bu anlayışı beslemektedir. En büyük sorunlardan biri olan yemekhane sorununu çözme yerine sınıf ayrıştırması yaratılmaktadır. Hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen idari yemekhane ve akademik yemekhane diye orta çağ döneminde yaşanan sınıf ve kast sistemi uygulanmaktadır. Hatta bazı akadamek personellerin idari personeller için ağza alınmayacak hakaretler ettiği bilgileri de elimizdedir” şeklinde konuştu.

“KÖLE DEĞİLİZ”

“Biz köle değiliz, kimse de efendi değil” diyen Abiş, son olarak şunları söyledi;

“Yaşananların üstü örtüldükçe kendini bilmezler bu sistemi dayatacaklardır. Ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikasını kabul etmiyoruz. Eğitim Sen Yüzüncü Yıl Temsilciliği olarak, bu uygulamaları ve bunu yapan sözde akademisyenleri ve bu zihniyeti yaşatan yönetimin uygulamalarını ve yaklaşımlarını kınıyoruz. Biz köle değiliz, kimse de efendi değil.  Bu güne kadar bunları kabul etmedik bundan sonra da kabul etmeyerek mücadele edeceğiz. Bu olayların bilgisini ve şikâyetçi olduğumuzu ilgili Dekanlar ve Rektörlüğe de bildirmiş olup takipçisi olacağımızı bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Kast sistemini de asla kabul etmeyeceğiz ve tüm demokratik haklarımızı kullanacağız.”