İçeriden mırıldananlar

Kurtuluş Tayiz

VAN 24.09.2016 11:14:48 0
İçeriden mırıldananlar
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan hedef alan algı operasyonları 15 Temmuz’da anlamını iyice kaybetti. Erdoğan, kendisinin ve ailesinin canına kast etmeyi amaçlayan 15 Temmuz terör saldırısını milletle birlikte etkisizleştirince, karalama kampanyaları da etkisini yitirdi. Zaten amaç Erdoğan’ı önce milletin gözünden düşürmek, ardından da iktidardan devirmekti.

Başaramadılar. Erdoğan millete, millet Erdoğan’a kenetlenerek 15 Temmuz darbe girişimi atlatıldı.

Ancak bu durum Erdoğan’a yönelik algı operasyonlarının son bulduğu anlamına gelmiyor. Karalama kampanyalarının ne laik, ne dindar mahallede etkisi kalmadığından şimdilik doğrudan Erdoğan’ı değil ama Erdoğan’ı anlatırken başvurulan simge, imaj ne varsa onları vurmaya başladılar. Çünkü bu şimdilik daha güvenli bir yıpratma taktiği olarak kabul ediliyor. “Abdülhamid-Erdoğan” karşılaştırmaları ve eleştirileri biraz bundan kaynaklanıyor; “Erdoğan Abdülhamid mi, Mustafa Kemal mi yoksa İsmet İnönü mü?”

Aslında yaşanan bir tarih tartışması değil; 15 Temmuz’un ortaya çıkardığı yeni konjonktürde Erdoğan’ı dövemeyenler, bu işi yüzyıl öncesine giderek yapmaya çalışıyorlar. 15 Temmuz öncesi Erdoğan’a içeriden diklenenler 15 Temmuz sonrasında bunu karnından konuşarak, mırıldanarak sürdürmeye çalışıyor.

Laik mahallenin “diktatör Erdoğan” suçlamasını içeriden liberal tezlerle, yumuşatılmış “otoriter lider” eleştirileriyle tamamlamaya çalışanlar; düne kadar Erdoğan’ın “AK Parti üzerindeki elini çekmesini” isteyenler, bu koşullarda Erdoğan’a karşı sadece mırıldanmakla-şimdilik- yetiniyor. 15 Temmuz’un gürültüsü henüz geçmeden bunların mırıldanma sesleri duyulmaya başladı.

Kuşkusuz Erdoğan’ı hedef alan dış kaynaklı algı operasyonlarının da içeriden mırıldanmaların da arkasında Batı sistemi ve finans kapitalin merkezlerinden olan ABD bulunmakta. Asıl mesele Türkiye’nin liderliği meselesidir; asıl mesele Türkiye’nin istikameti meselesidir. Batı sistemi, Erdoğan’ın liderliğini ve Erdoğan’ın istikametini tasfiye etmek istiyor. Erdoğan’ın üzerine düşen şimşeklerin, içeriden yükselen hoşnutsuz mırıldanmaların da kaynağı bu tasfiye dayatması.

Erdoğan’ın yerine ikame etmek istedikleri liderlik, Batı sisteminin bölgedeki ihtiyaçlarını “leb demeden leblebiyi anlayacak”, ona göre Batı’yla uyum içinde hareket edecek bir liderlik.

Yüzlerce yıl öncesine gitmeleri, tarihi şahsiyetleri gündeme taşımaları; yok felsefeye, olmadı bilime, olmadı dine başvurmalarının altında Erdoğan tarzı liderliği mahkûm etme, gözden düşürme isteği yatıyor. Erdoğan’ı gözden düşüremeyince bu kez onu simgeleyen yahut çağrıştıran ne varsa onu milletin gözünde düşürmeye ve devirmeye koyuldular. Son günlerdeki Abdülhamid tartışmaları bununla ilintili.

İçeriden mırıldanarak hatta guruldanarak yapılan hakaretamiz saldırılar, Erdoğan üzerinden millete ve milletin kendi iradesinin inisiyatifini ele alma kararlılığına karşı yapılan saldırılardır. Bu isim dün Abdülhamid iken bugün Erdoğan, yarın bir başkası olacaktır.